Kinetik Savaş Kaçınılmaz mı?
07 Nis 2024
- Paylaş:
Kinetik Savaş Kaçınılmaz mı?
Kinetik savaş, geleneksel savaş araçları ve yöntemlerinin kullanıldığı askeri çatışmaları tanımlar.
Bu, fiziksel güç kullanımı ve doğrudan çatışma içeren savaş türlerine atıfta bulunur. Kinetik olmayan savaş, siber savaş, psikolojik savaş ve propaganda gibi fiziksel olmayan yöntemleri içerir. Kinetik savaş, askeri birimler, silahlar ve mühimmatın aktif olarak kullanıldığı ve düşman hedeflerine fiziksel hasar vermeyi amaçlayan savaş faaliyetlerini kapsar.
NATO’nun Ukrayna’yı Rusya’ya bırakmayacağı yönündeki açıklamaları ve Kremlin’in Batılı güçlerin çatışmaya dahil olması durumunda nükleer silah kullanabileceği konusunda uyarıda bulunması, kinetik bir savaşı ihtimalini gündeme getiriyor. ABD yönetimi, Rusya için kritik bir konu olan Ukrayna’nın NATO’ya katılımını duyurdu. Gazze’de devam eden soykırım savaşı, İran’ın da dahil olmasıyla çok yönlü bir çatışmaya evrilebilir. İran’ın müdahalesi, ABD’yi doğrudan çatışmaya çekerek İsrail’in çıkarlarına hizmet edebilir.
Sosyal medya, insanların savaş hakkındaki endişelerini ifade edebilecekleri bir alan sunuyor. Ancak, askerlik çağındaki Z kuşağının korku ve hazırlıksızlığı, potansiyel asker adaylarının büyük bir kısmının vicdani retçi olacağını gösteriyor. Örneğin, NATO’nun önemli bir gücünü temsil eden Amerikalı gençlerin Ukrayna’da savaşmak istememesi, küresel bir çatışma olan III. Dünya Savaşı’nın önlenmesi açısından belirleyici olacaktır.
Savaşın seyri, özellikle Avrupa’nın katılımıyla şekillenecek ve temel amaç, Avrupa birliklerini Ukrayna cephesine dahil etmek olacak. Bu durum, III. Dünya Savaşı’nın başlangıcı olarak yorumlanabilir. ‘Domino teorisi’ söylemi ise, Avrupa’daki birlikleri mobilize etmek amacıyla propaganda olarak kullanılıyor. Hükümetler, Rusya’nın Ukrayna’yı temizleyerek Avrupa’nın geri kalanına yayılma niyetinde olduğunu öne sürüyor.
Ukraynalı ve NATO liderleri, Ukrayna’daki savaşın kontrol altına alınabilmesi için devam etmesinin gerekliliğini savunuyorlar; fakat ciddi bir diplomasi çabası gözlenmiyor. Nüfusun sosyalist yapısına ve sivillerin yalnızca küçük bir kısmının kendilerini savunmak amacıyla silahlandığına dikkat çekildiğinde, Avrupa’da zorunlu askerlik uygulamasının başarı şansının ne olacağı belirsiz görünmekte.
Ancak, NATO birliklerinin Ukrayna’ya konuşlandırıldığının ortaya çıkmış olması, zorunlu askerlik planının başarı şansını azaltabilir, çünkü bu durum domino teorisinin geçerliliğini sorgulatır. Rusya’nın, çatışmanın başından beri Avrupa Birliği’ni işgal etme niyeti olduğuna dair bir belirti göstermediği ve Avrupa’yı tehdit etmenin Rusya için bir avantaj sağlamayacağının Putin tarafından da iyi anlaşıldığı. Bu nedenle, Rusya’nın ikinci bir Pirus zaferini göze almayacağı düşünülebilir.
Geçtiğimiz ay içerisinde, Ukrayna birliklerinin Rus birliklerine ve sivillere yönelik gerçekleştirdiği küçük çaplı saldırılar artış gösterdi. Bu durum, Ukrayna şehirlerinin Ruslar tarafından yoğun bir şekilde bombalanmasına ve altyapının daha da zarar görmesine sebep oldu.
İran’ın savaşa katılması halinde, dünya petrol arzının %30 kadarının kesintiye uğraması Batı ülkeleri için büyük bir felaket teşkil edecektir.
Baş küreselci ABD Başkanı Joe Biden’ın petrol fiyatlarını etkileme çabaları ve Ukrayna’nın Rus petrol depolarına yönelik saldırıları, gaz fiyatlarının artmasına neden olarak, petrol piyasasının küresel arz tehditlerine karşı duyarlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Orta Doğu’da yaşanabilecek herhangi bir büyük çatışmanın, küresel enflasyonu tetikleyebileceği ve bu durumun, küreselci olarak nitelendirilen Biden yönetimi için ve genel olarak küreselciler için ciddi sonuçlar doğurabileceği düşünülebilir. Küreselcilerin, bir günah keçisi buluncaya veya üçüncü bir dünya savaşı çıkıncaya kadar planladıkları felaketleri erteleyip ertelemeyecekleri belirsizdir. Günah keçisi olarak işaret edilecek kişiler arasında henüz net bir karara varılmış değillerdir.
Küreselcilerin müesses nizamının nufus azaltılmasına yönelik planlı COVID tiyarosu başarısız olmuştur. Yeni hedefleri III. Dünya savaşı çıkararak dünya nüfusunu azaltırken bir yandanda küresel silah üreticilerinin dahada zenginleşmesini sağlamaktır.
Bunun içinde asıl hedefleri Rusya, İran veya başka bir ülke değildir.
Asıl hedef Büyük Sıfırlama ile tiranlığa, ekonomik çöküşe ve nüfuzun hızla azaltılması elverişli bir ortam yaratmak için tasarlanmış çevresel olaylardır. Küreselcileri kinetik savaş tehlikesi artmaktadır ve gidişatı değiştirmek için global ölçekte organizeli önemli bir direniş hareketine ihtiyaç vardır.
Şunu da asla unutmamalıyız;
Küresel Elit Şeytanların insanları köleleştirme amacıyla hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Planlı Kinetik savaşlar çıkarmak bunlardan biridir. Ancak insanlar, uyanık olduğu, mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe insan nesline düşman olan Büyük Şeytanın ve Küresel İşbirlikçi küçük şeytanlarının planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel planlarının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…
Mustafa EROL
***
Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
(Get up and wake up! Stop the evil!)