Kriz Mühendisliği ve Taht Oyunları
23 Ağu 2024
- Paylaş:
Günümüzde bireylerin özgürlükleri ve hakları, görünmeyen güçler tarafından tehdit ediliyor.
Bu güçler, küresel elitler olarak adlandırılan ve krizleri bilinçli olarak yöneten bir yapının parçası. Küresel elitlerin 200 yıldan fazla süren çalışmaları ile kurmaya çalıştıkları kontrol mekanizmaları, polis ve gözetim devleti uygulamaları, oligarşik yapılar ve bu yapıların insanlık üzerindeki etkileri gün geçtikçe daha iyi fark edilir olmaya devam ediyor.
Bunlar 4 ana başlıkta ele alınmalıdır.
1- Kriz Mühendisliği…
Buna kaosun bilinçli yönetimi diyebiliriz. Küresel elitler, iktidarlarını sürdürmek için kaos yaratmayı ve krizleri bilinçli olarak yönetmeyi bir strateji olarak benimsemiştir. Tarih boyunca, 1933’teki Reichstag Yangını gibi olaylar, bu stratejinin bir parçası olarak kullanılmıştır. Bu tür olaylar, toplumda korku ve endişe yaratarak, otoriter rejimlerin güç kazanmasına zemin hazırlamaktadır. Krizler, halkın dikkatini dağıtmak ve gerçek sorunlardan uzaklaştırmak için bir araç olarak kullanılmaktadır.
– Daha iyi anlaşılması için Reichstag Yangınından bahsedelim;
Reichstag Yangını, 27 Şubat 1933’te Almanya’nın Berlin şehrinde, Alman parlamentosunun toplandığı Reichstag binasında çıkan büyük bir yangındır. Bu olay, Şansolye (başbakan) Adolf Hitler’in diktatörlük yetkilerini elde etmesinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Yangının komünistlerin çıkarıldığı iddia edilse de, kimin işine yaradığına bakıldığında gerçek sorumlular konusunda tartışmalar sürmektedir. Yangın sonrasında, Hitler kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlayan bir kararname çıkartarak siyasi rakiplerini bastırmış. Bu olay, Nazi rejiminin güçlenmesine ve Almanya’da büyük siyasi değişimlere yol açmıştır.
2-) Gözetim Devleti…
Bunu sürekli izleme ve kontrol eden bir polis devleti ve gözetim devleti olarak tanımlayabiliriz. Vatandaşlar, sürekli izlenmekte ve kontrol altında tutulmaktadır. Bu durum, bireylerin özel hayatlarına müdahale edilmesi ve özgürlüklerinin kısıtlanması anlamına gelmektedir. Gözetim teknolojileri, bireylerin her hareketini takip etmekte ve bu veriler, kontrol mekanizmalarının güçlendirilmesi için kullanılmaktadır. Bu durum, bireylerin sürekli bir korku ve endişe içinde yaşamasına neden olmaktadır.
3-) Taht Oyunları ve Küresel Elitlerin Gücü
Küresel elitlerin çıkarlarını savunan oligarşik yapılar, gerçek demokrasinin önünde engeldir. Hükümet politikaları, bu elitlerin etkisi altında şekillenmekte ve ekonomik güç, siyasi gücü de beraberinde sürüklemektedir. Bu süreç, halkın iradesini göz ardı etmekte ve yalnızca bir azınlığın çıkarlarını ön planda tutmaktadır. Oligarşik düzenler, toplumun genel çıkarlarını ihmal ederken, sosyal adaletsizlik ve eşitsizlikleri körüklemektedir. Bu durum, sadece gelişmekte olan ülkeleri değil ABD ve Batı’daki halklar dahil olmak üzere, geniş kitleleri olumsuz etkilemektedir.
4-) Gerçekler ve İstatistikler
Dünyanın birçok ülkesindeki sosyal ve ekonomik eşitsizlikler, yüksek suç oranları, yoksulluk, savaş harcamaları ve gözetim devleti uygulamaları, mevcut sistemin adaletsizliğini gözler önüne sermektedir. Bu durum, çeşitli istatistiklerle açıkça ortaya konulmaktadır. Örneğin, gelir dağılımındaki adaletsizlik, toplumun geniş kesimlerinin yoksulluk içinde yaşamasına neden olmaktadır. Suç oranlarının yüksekliği, toplumda güvensizlik ve korku yaratmaktadır. Savaş ve savunma harcamaları, kaynakların yanlış kullanıldığını ve halkın gerçek ihtiyaçlarının göz ardı edildiğini göstermektedir. Peki öyleyse, bu kaotik planların bir benzeri Türkiye'de yaşatılmaz istenseydi tepkiniz ne olurdu?
Küresel Elitlerin Planlarına Karşı Toplumsal Uyanışa İhtiyaç Vardır
Küresel elitler, “Büyük Sıfırlama” adı altında dünya düzenini yeniden şekillendirmeyi hedefleyen karanlık planlar yapmaktadır. Bu planlar, ekonomik ve sosyal yapıları kökten değiştirmeyi amaçlamakta ve bu süreçte bireylerin özgürlükleri ve hakları acımasızca tehdit altına girmektedir. Kontrol mekanizmaları, polis devleti uygulamaları ve her yerde bulunan gözetim sistemleri, bu büyük sıfırlama planlarının bir parçası olarak hayatımıza sinsice sızmaktadır. Bu tehditlerin üstesinden gelmek için toplumun acilen bilinçlenmesi ve bu baskıcı yapıların karşısında durması gerekmektedir. Bireyler, haklarını savunmalı ve özgürlüklerini korumak için amansız bir mücadele vermelidir. Ancak bu şekilde, insanlık aleyhine işlenen bu korkunç tehditlerin üstesinden gelinebilir ve daha adil bir dünya inşa edilebilir. Küresel elitlerin karanlık planlarına karşı durmak, bireylerin ve toplumların geleceğini korumak adına hayati bir öneme sahiptir. Aksi takdirde, insanlık kaoslarla dolu karanlık bir geleceğe doğru sürüklenmektedir.
Bu makalede insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin hedefi olan sömürü düzeninin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir. Aksine, insanlar izin vermediği müddetçe bu hedeflerin asla başarılamayacağı gerçeğini vurgulamaktır. Bu tür faaliyetlere izin vermemek, Küresel Elitlerin sebep olduğu planlı sorunlarla başa çıkmak için dünya çapında işbirliği ve dayanışma önemlidir. Bu da onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır. Bu nedenle, uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…
SADİ ÖZGÜL
Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girer…