Kalk Ve Uyar! Kötülüğe Dur De!

Hero Image

Teknolojinin Karanlık Yüzü: İnsan Beyniyle Çalışan Bilgisayarlar

  • 11 Tem 2024

  • Paylaş:
Blog Detail Header

İnsan Beyni Organoidlerinden Yapılan Biyoişlemciler Bilim Kurgu mu, Yoksa Korkutucu Bir Gerçeklik mi?

 

İnsan beyni organoidleri kullanılarak geliştirilen biyoişlemciler, bilim kurgunun sınırlarını zorlayan ve aynı zamanda gerçekliğe adım atan bir yenilik olarak karşımıza çıkıyor. Bu teknoloji, karmaşık sinir sinyallerini çözümleyerek ve biyouyumluluğu sağlayarak, robotlara engellerden kaçınmayı ve nesneleri kavramayı öğreten devrimsel bir adımı temsil ediyor. İsviçre merkezli bir teknoloji şirketi olan FinalSpark, insan beyin dokusundan yapılmış dünyanın ilk “biyoişlemcisini” tanıttı. Bu biyoişlemci, 16 adet insan beyni organoidi kullanılarak oluşturulmuştur. Beyin organoidleri, insan embriyonik kök hücrelerinden ya da pluripotent kök hücrelerinden elde edilen, insan beyninin yapısını ve işlevini taklit eden üç boyutlu doku kültürleridir. Bu organoidler, laboratuvar ortamında yetiştirilen yapay insan beyin dokusundan oluşmaktadır. Ancak bu teknolojinin altında yatan gerçekler, insanlık için büyük bir risk taşıyor olabilir.

 

Yapay Zeka ve Enerji Tüketimi: Medya Korku Hikayeleri

 

Kurumsal medya, yapay zekanın büyük miktarda enerji tükettiğine dair endişe verici haberler yayınlamaktadır. Özellikle Quartz ve The Guardian gibi yayınlar, yapay zekanın artan enerji ihtiyacının ve bunun çevresel etkilerinin ciddiyetini vurgulamıştır. Bu duruma çözüm olarak FinalSpark’ın biyoişlemcisi geliştirilmiş ve enerji verimliliği konusunda devrim yaratmıştır. Biyoişlemciler, geleneksel dijital çiplere göre çok daha az enerji harcamaktadır. Ancak, bu tasarrufun insan beyin dokusunun kullanımıyla ilişkilendirilmesi etik tartışmaları da beraberinde getirmektedir.

 

Neuroplatform: Canlı Bilgisayarların Karanlık Dünyası

 

FinalSpark tarafından geliştirilen Neuroplatform, araştırmacılara beyin organoidlerini kullanarak hesaplama yapabilen bir “canlı bilgisayar” sunan öncü bir çevrimiçi platformdur. Bu yenilikçi platform, donanım, yazılım ve biyolojinin entegre edildiği wetware mimarisine dayanır ve biyolojik implantlar, silikon çiplere entegre edilmiş canlı nöronlar ve düşünce ile kontrol edilebilen cihazlar gibi unsurları içerir. Wetware tabanlı bu bilgisayarlar, hesaplamalarını gerçekleştirmek için canlı nöronlar ve diğer biyolojik materyalleri kullanır. Bununla birlikte, bu teknolojinin getirdiği etik ve ahlaki sorunlar, insanlığın geleceği açısından ciddi endişeler doğuruyor.

 

Beyin Organoidlerinin Etik İkilemleri: Bilinçli mi, Köle mi?

 

İnsan beyin dokusunun canlı olarak kullanılması, etik tartışmaların derinliklerine yol açıyor. Beyin organoidlerinin bilinç düzeyleri ve acı hissi gibi konular, bilim ve felsefenin kesişim noktasında önemli soru işaretleri yaratıyor. FinalSpark’ın Neuroplatform teknolojisi, organoidlerin davranışlarını elektrik sinyalleri ve ödül-ceza mekanizmaları aracılığıyla yönlendiriyor. Bu yöntem, organoidlerin belirlenen görevleri başarıyla tamamlamaları için onları eğitmeyi mümkün kılıyor. Ancak bu süreç, organoidlerin acı hissedip hissetmediği gibi etik meseleleri de beraberinde getiriyor ve insanlık ile yaşamın tanımına dair felsefi düşünceleri tetikliyor.

 

Teknolojinin Karanlık Yüzü: Transhumanist Distopya

 

Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, insanlık ve etik üzerine ciddi sorular da beraberinde gelmektedir. Laboratuvar ortamında canlı insan dokusunun yetiştirilmesi ve bunun bilgi işlemde kullanılması, yaşam ve insan olmanın anlamı üzerine derin düşüncelere sevk ediyor. Bu tür teknolojik gelişmeler, insan ile makine arasındaki ayrımı belirsizleştirerek, transhumanist bir geleceğe doğru bizi itebilir ve bu da insanlığın geleceği adına endişe verici bir durum yaratıyor. Bu konular, sadece bilim insanları ve teknoloji uzmanları tarafından değil, aynı zamanda felsefeciler, etikçiler ve toplumun her kesimi tarafından tartışılmalıdır. İnsanlığın geleceğini şekillendirecek bu tür önemli meselelerde herkesin sesinin duyulması ve katılımının sağlanması gerekmektedir.

 

Küresel elitlerin “Büyük Sıfırlama” olarak adlandırılan planları, teknolojinin insanlığı köleleştirmek ve kontrol etmek için kullanılmasını hedefleyebilir. Bu durum, insanlığın geleceği için bir tehdit mi, yoksa bir dönüm noktası mı olacak?

 

Cevap, bu teknolojilerin kullanım şekline ve insanlığın bu gelişmelere vereceği tepkiye bağlı olacak. Şüphesiz ki, bu tür teknolojiler, insanlık ve yaşamın anlamı üzerine derin felsefi soruları beraberinde getiriyor ve bu soruların dikkatli bir şekilde ele alınması gerekiyor. “Büyük Sıfırlama” kavramı, Dünya Ekonomi Forumu Başkanı Klaus Schwab ve Kral III. Charles tarafından ortaya atıldı ve COVID-19 salgını sonrası dünya ekonomisini yeniden inşa etme fikri etrafında şekillendi. Ancak bu plan, toplumun farklı kesimleri arasında çeşitli tepkilere neden oldu. Fakat Büyük Sıfırlamanın savunucuları, pandeminin insanların yaşam tarzında ve iş yapış şekillerinde hızlı ve radikal değişiklikler yapabilme kapasitesini gösterdiğini savunuyorlar.

 

Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, Büyük Sıfırlama hedefleri için insanlık aleyhine faaliyetler yürüten Küresel Elitlerin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir. Aksine insanlar izin vermediği müddetçe hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır. 

 

Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!

 

Okuyucularımız; sadece kaynak göstermek şartıyla içerikleri izin almadan kullanabilirler…

Makale Yazarı

Article Author

GUWUSTE

Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş:
Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.