İspanya’daki Sel Felaketi Planlanmış Kaostur

Son Yıllarda Dünya, Artan Sayıda “Doğal Afetler” İle Sarsılıyor.

Ancak böyle olayların gerçekten doğal olup olmadığı sorusu, İspanya’da yaşanan ve bir yılda yağmurunun yalnızca birkaç saat içinde düştüğü sel felaketiyle yeniden gündeme geldi. Görgü tanıklarının çelişkili ifadeleri, medyanın tutarsızlığı ve jeomühendislik projelerine dair artan şüpheler, felaketin arkasında daha büyük planın olabileceğini düşündürüyor.

Doğa, küresel silaha mı dönüştü?
Medya, gerçeği gizlemek için mi doğayı kullanılıyor?
Bu kaos, toplumları kontrol altına almak için planlanmış stratejinin parçası mı?

***

Karanlık Gerçekler: Jeomühendislik

Valencia’daki sel felaketi, doğanın silah olarak kullanılabileceği gerçeğini gözler önüne seriyor. Bir yılın yağmurunun yalnızca sekiz saat içinde düştüğü iddiası, yerel halkın ifadeleriyle çelişiyor. Görgü tanıkları, yağmurun hiç yağmadığını, suyun birdenbire ortaya çıktığını söylüyor olmaları, hava manipülasyonu teknolojilerinin varlığını ve kullanımını sorgulatıyor. Jeomühendislik projeleri, bulut tohumlama ve kimyasal serpintiler gibi teknolojiler, doğayı silah olarak kullanma potansiyeline sahip. Avrupa Birliği’nin böyle projelerle ilgili sessizliği, hava teknolojilerin gizlice yürütüldüğüne dair şüpheleri artırıyor. NASA’nın uydu görüntüleri, suyun kaynağını açıklamak yerine daha fazla soru işareti yaratıyor.

Medyanın Rolü: “Doğal Afet” Propagandası

Ana akım medya, Valencia’daki seli “doğal afet” olarak nitelendirirken, sosyal medyada yayılan görüntüler ve tanık ifadeleri anlatıyı çürüttüğü için ister istemez sorgulatıyor. Medyanın, halkın dikkatini başka yönlere çekme amacı güttüğü düşünülüyor olmasını, küresel elitlerin bilgi akışını kontrol ederek toplumu manipüle etme stratejisinin parçası olarak değerlendirilmeliyiz. Görgü tanıklarının ifadeleri arasında suyun kaynağına dair çelişkiler mevcut; bazıları suyun yeraltından fışkırdığını, bazıları ise baraj kapaklarının aniden açıldığını öne sürüyor. Ancak iddialar, medyada yeterince yer bulamıyor. Bunun yerine, felaketin “iklim değişikliği” ile ilişkilendirilmesi, dikkatleri başka yöne çekiyor. Medyanın yaklaşımı, gerçeklerin sansür ve dezenformasyon gölgesinde kaybolmasına neden oluyor.

Hava Silahları ve Jeomühendislik

Peki öyleyse; Valencia’daki sel, hava silahlarının testi olma ihtimalini gündeme getirmeli mi?

Geçmişteki bulut tohumlama projeleri ve kimyasal serpintiler gibi felaketlerin insan eliyle yaratılabileceğini gösteriyor. Avrupa’da ve Fas’ta uygulanan hava modifikasyon programları, bölgesel iklim üzerinde önemli etkiler yaratıyor. Bu teknolojilerin, yalnızca iklimi değil, aynı zamanda toplumları kontrol etmek amacıyla kullanıldığı düşünülüyor. Jeomühendislik projeleri, iklim değişikliği bahanesiyle meşrulaştırılırken, arkasındaki gerçek amaç doğayı kontrol altına alarak toplumları manipüle etmek olabilir. Hava silahları, modern çağın en tehlikeli ve görünmez savaş araçlarından biri haline geliyor. Valencia’daki ani sel, hava teknolojilerin testi olarak değerlendirilmelidir.

Kaos ve Kontrol

Peki öyleyse; Valencia’daki sel altyapıyı çökertti, ekonomiyi sarstı ve halkı paniğe sürükleyen kaosa dönüştüğüne göre tesadüf değil, planlı stratejinin sonucu olarak değerlendirilebilir mi?

Küresel elitlerin, kaosu kontrol aracı olarak kullanma ihtimali üzerinde duruluyor. Toplumun korku ve belirsizlik içinde bırakılması, daha büyük ajandanın parçası olarak görülebilir. Kaos, toplumu daha fazla gözetim ve kontrol mekanizmasına razı etmek için bahane olarak işlev görebilir. Valencia’daki sel, bu stratejinin örneği olarak öne çıkıyor. Halkın paniğe sürüklenmesi, daha büyük planın parçası olarak algılanmalıdır ve elitlerin toplumu manipüle etme stratejilerini daha fazla sorgulatmalıdır.

Geleceğe Dair Cevap Aranması Gereken Sorular…

• Valencia’daki sel, küresel elitlerin iklim değişikliği bahanesiyle uyguladığı manipülasyonların örneği mi?
• Nüfus kontrolü, ekonomik yeniden yapılandırma ve dijital gözetim sistemlerine geçiş, bu tür felaketlerle hızlandırılıyor mu?
• İspanya’daki olay, yalnızca başlangıç mı?

Büyük Sıfırlama Planlarının Hedefleri

Valencia’daki sel felaketi, yalnızca doğa olayı değil, küresel elitlerin uzun zamandır üzerinde çalıştığı geniş çaplı Büyük Sıfırlama Planının (Great Reset) önemli parçasıdır. İklim değişikliği bahanesiyle yürütülen jeomühendislik projeleri, medya manipülasyonları ve toplumsal kaos stratejileri, insanlığı daha büyük kontrol mekanizmasına hazırlıyor.

Planlı felaketler, daha büyük dönüşümün başlangıcı olarak ekonomik sistemlerin yeniden yapılandırılması, dijital gözetim araçlarının yaygınlaştırılması ve bireysel özgürlüklerin kısıtlanması, planın temel taşlarını oluşturuyor. Elitler, kaosu araç olarak kullanarak, insanlığı korku ve belirsizlik içinde bırakmayı ve böylece kendi planlarını dayatmayı hedefliyor. Valencia’daki sel, büyük oyunun yalnızca küçük perdesi olabilir.

Ancak asıl soru şudur:
İnsanlık, planların farkına varıp harekete geçecek mi, yoksa sessizce yeni düzenin parçası olmaya razı mı olacak?

Küresel İfşa

 

Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.