Florürün Zihin Kontrolü ve İnsanlığa Yönelik Tehditleri
19 Eyl 2024
- Paylaş:
Florür Toplumun Zihinsel Kapasitesine Yönelik Tehditdir
Su kaynaklarına florür eklenmesi, sözde diş sağlığını koruma amacıyla yapılan bir uygulama olup, uzun süredir tartışma konusudur. Yeni araştırmalar, florür maruziyetinin çocuklarda düşük IQ ile ilişkili olabileceğini göstermiş ve bu konuyu daha da önemli bir hale getirmiştir. Bu sonuçlar, küresel elitlerin insan sağlığı üzerindeki etkilerini planlamalarının bir parçası olarak görülebilir.
Gerçeklerin Üstü Nasıl Örtülüyor?
ABD Ulusal Toksikoloji Programı’nın (NTP) raporu, florürün nörogelişimsel sağlık üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde ele almaktadır. Ne var ki, bu raporun yayımlanması engellenmiş bulunuyor. Bu gecikme, halk sağlığına yönelik tehditlerin üst düzeyde sansürlenip kontrol altında tutulması demektir. Bilimsel bulguların sansürlenmesi, küresel elitlerin halk üzerindeki manipülasyon çalışmalarının bir parçasıdır. Bu durum, bilim insanlarının araştırmalarını ve sonuçlarını hızlı bir biçimde halka ulaştırma gayretlerini sekteye uğratmakta ve doğru bilgiye erişimi kısıtlamaktadır. Bilimsel verilerin saklanması, toplumun bilinçlenmesini ve sağlıklı kararlar almasını engellemektedir.
Florür Toplumun Zihinsel Kapasitesine Yönelik Tehditdir
Rapor, florür maruziyeti ile çocuklarda düşük IQ arasında güçlü bir bağlantı olduğunu ortaya koymaktadır. 72 çalışmadan 64’ü bu bağlantıyı teyit etmektedir. Elde edilen sonuçlar, florürün yalnızca diş sağlığı için değil, aynı zamanda zihinsel kontrol amaçları için de kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Küresel elitlerin, toplumları daha kolay yönetebilmek için insanların zihinsel kapasitelerini azaltma planları yapabilirler. Buda bireysel özgür iradenin tehlike altında olabileceğini ortaya koymaktadır. Zihinsel kontroller, bireylerin düşünce özgürlüğünü ve yaratıcılığını kısıtlayarak toplumsal gelişimi engelleyebilir, eleştirel düşünme yeteneklerini zayıflatarak, onları manipülasyona daha açık hale getirebilir.
Bilgi Kirliliği ve Manipülasyonda Medyanın Rolü ve Halkın Yanıltılması
Rapor bulgularının, bazı medya kuruluşları tarafından küçümsendiği ve halkın gözünden saklanmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Bu durum, medyanın küresel elitlerin etkisinde olduğunu ve yanıltıcı bilgilendirme taktiklerinin bir parçası olduğunu ortaya koymaktadır. Florürün zararlarını hafife alan medya, halk sağlığını tehlikeye atan uygulamaları faydalıymış gibi göstererek kötülüğe zemin hazırlamaktadır. Medyanın bu tutumu, insanları gerçek bilgilerden mahrum bırakarak planlı manipüle etmektedir. Ticari ve siyasi çıkarlar doğrultusunda hareket eden medya kuruluşlarının doğru bilgiye erişimi engellediği için, toplumsal güven sorunlarına neden olmaktadır. Bu durum, insanların medya kaynaklarına olan güvenini sarsarak, alternatif bilgi kaynakları arayışına yönlendirmektedir.
Florür Tehdidine Karşı Adalet Arayışı ve Toplumsal Direniş
Florürün nörotoksin olarak kabul edilmesi için dünyanın birçok ülkesinde hukuki mücadeleler devam etmektedir. Florürün zararlı etkilerini kanıtlamak için karşı davalar açmıştır. Bu davalar, bilim insanlarının bulgularını koruma ve halk sağlığını savunma çabalarının bir parçası olarak görülmektedir. Hukuki mücadeleler, bilimin ve halk sağlığının korunması için önemlidir ve bu süreç, bilim insanlarının ve aktivistlerin, doğru bilgiyi savunma ve halkın sağlığını koruma çabalarının hala var olduğunu da göstermektedir.
Geleceğe Yönelik Tehditler Karşı Bilinçlenme ve Direnişin Gücü Nasıl Olmalı?
Florürün zihin sağlığı üzerindeki etkileri, küresel elitlerin kontrol planlarının bir parçasıdır. Ancak, bu tür raporlar ve hukuki mücadeleler, halkın bilinçlenmesi ve bu tehditlere karşı önlem alması için fırsattır. İnsanlık, bu tür tehditlere karşı daha dikkatli olmalı ve sağlığını korumak için gerekli adımları atmalıdır. Bu süreçte, bireylerin bilinçlenmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması büyük önem taşımaktadır. Toplumun, bu tür tehditlere karşı daha dirençli hale gelmesi, bilinçli bireylerin ve toplulukların çabalarıyla mümkün olacaktır. Gelecekte, bu tür tehditlere karşı daha güçlü bir savunma mekanizması geliştirmek, toplumun sağlığını ve refahını korumak için kritik öneme sahiptir.
Büyük Sıfırlama Planı Küresel Elitlerin Nihai Hedefidir
Büyük Sıfırlama Planı, dünya ekonomisini, politik yapıları ve toplumsal normları yeniden şekillendirmeyi amaçlayan bir dizi girişimi içermektedir. Küresel elitler, bu plan aracılığıyla ekonomik ve politik gücü merkezileştirmeyi, bireylerin özgürlüklerini kısıtlamayı ve toplumsal kontrolü artırmayı hedeflemektedir. Florür gibi araçlar, bu büyük planın bir parçası olarak, toplumun genel direncini zayıflatmak ve bireylerin eleştirel düşünme yeteneklerini sınırlamak için kullanılmaktadır. Bu değerlendirme, florürün ve diğer kontrol mekanizmalarının, küresel elitlerin daha geniş kapsamlı stratejilerinin bir parçası olarak nasıl kullanılabileceğini ortaya koymaktadır. Toplumun bu tür tehditlere karşı bilinçlenmesi ve direnç göstermesi, gelecekteki özgürlük ve refahın anahtarı olacaktır.
Bilinmesi Gerekenler…
Bu makalede insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleler ele alınırken, küresel elitlerin insanlık aleyhine hedefi olan Büyük Sıfırlama Planlarının “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak asla değildir. Aksine geçmişteki ve günümüzdeki gelişmelerden haberdar etmek ve insanlar izin vermediği müddetçe karanlık hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini vurgulamaktır. Okuyucularımızı eleştirel düşünmeye, kendi araştırmalarını yapmaya ve özgürlüklerini korumak için harekete geçmeye teşvik ediyoruz. Bu tür faaliyetlerine izin vermemek ve başa çıkmak için dünya çapında güçlü işbirliği ve güçlü kollektif dayanışmanı kurulması önemlidir. Bu da onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır.
Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…
Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girer…