Küresel Açlık Oyunlarında Tehlike Çanları Çalıyor!

 

Küresel Elitlerin İnsanlığı Yok Edecek, Açlık Kıtlık Planları Hız Kesmeden İlerliyor!

 

Küresel elitlerin insanlık üzerindeki kontrol planları, gıda güvenliği ve tarım politikaları aracılığıyla sinsice şekilleniyor. İklim değişikliği tartışmaları ve sürdürülebilirlik vurgusu, bu karanlık planın bir parçası olarak öne çıkıyor. Elitler, insanları açlık ve kıtlıkla tehdit ederek kontrol mekanizmalarını güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu makalede, insanlığın geleceğini şekillendirecek olan küresel açlık ve kıtlığın tasarlandığı senaryolar derinlemesine analiz edilecektir.

 

Küresel Tarım Politikaları: Gıda Güvenliği Tehdidi

 

ABD, Arjantin, Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Kazakistan, Filipinler, Rusya, Güney Afrika, Ukrayna, Avrupa Birliği ülkeleri ve Japonya’nın yer aldığı 13 ülkenin metan emisyonlarını azaltma bahanesiyle tarımda yeni kısıtlamalar getirme taahhüdü, dünya genelinde açlık ve kıtlık tehlikesini derinleştiriyor. Tarımın metan emisyonlarının %60’ından sorumlu olduğu iddiası, bu değişimlerin arkasındaki gerçek niyeti gizlemek için kullanılan bir aldatmacadır. Kısıtlamalar getiren ülkelerin metan emisyonlarını azaltma çabaları, gıda üretimini kısıtlama amacı güden bir senaryodan ibarettir. Elitler, insanları açlıkla karşı karşıya bırakırken çevre koruma söylemleriyle durumu meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu, insanlığın geleceğiyle oynayan tehlikeli bir oyundur.

 

Sözde Gıda Güvenliği Uyarıları Bir Tehdittir!

 

Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler, yaklaşan kıtlık konusunda sürekli uyarılarda bulunuyor. Ancak bu uyarılar, küresel elitlerin gıda üretimini azaltma planlarıyla çelişiyor ve yanılgı yaratma aracı haline geliyor. Gıda güvenliği, insanlığın temel hakkıdır ve bu hakkın tehdit altında olması, elitlerin insanları çaresiz bırakma ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket etme çabalarının bir parçasıdır. Kıtlık, tesadüf değil; sistematik bir stratejinin sonucudur. İnsanlığın geleceği, bu karanlık planların gölgesinde şekilleniyor.

 

Sürdürülebilir Tarım ve Değişim Bir Aldatmacadır!

 

Yeşil tarım uygulamaları, “sürdürülebilir tarım” adı altında geleneksel yöntemleri devre dışı bırakmayı ve gıda üretimini kısıtlamayı hedefleyen bir aldatmacadır. Bu yeni yöntemler, yüksek verimlilik yerine metan emisyonlarını azaltmaya odaklanarak gerçek niyetlerini gizlemektedir. Sonuç olarak, büyük gıda üreticisi ülkelerde doğal tarım alanları daralacak, hayvancılık faaliyetleri azalacak ve açlık sorunu derinleşecektir. Küresel elitlerin çabalarıyla geleneksel hayvancılığın yerini böcek proteinleri ve laboratuvar ortamında üretilen etler alacak. Bu değişim, insanların protein kaynaklarını kısıtlayarak sağlıklı gıda tüketimini imkansız hale getirecek ve toplumun geleceğini tehdit eden bir planın parçası olarak dikkat çekmektedir.

 

Küresel Nüfus Kontrolü İnsanlığın Varoluşuna Tehdittir!

 

Küresel açlık ve kıtlık, elitlerin nüfus kontrolü stratejilerinin bir aracı haline gelmiştir. Bu karanlık planların merkezinde, dünya nüfusunu 1 milyara indirme hedefi yatmaktadır. Nüfus kontrolü, açlık, gıda kıtlığı, savaş ve hastalıklar gibi acımasız yöntemlerle sağlanmaya çalışılmaktadır. Gıda kıtlığı, küresel elitlerin en etkili silahı olarak kullanılırken, gıda üretiminin kısıtlanması açlık sorununu derinleştiriyor ve toplumsal huzursuzluk yaratma potansiyeline sahip. Sonuç olarak, daha az insan, daha kolay kontrol demektir; bu durum insanlığın varoluşunu tehlikeye atmaktadır.

 

Tarımda Devlet ve Şirketlerin Müdahalesi Tehdittir!

 

13 ülkenin büyük tarım şirketleriyle gizli iş birliği, gıda üretimini azaltma çabalarının ardındaki karanlık planların bir parçasıdır. Bu durum, gıda fiyatlarının artmasına ve gıda güvenliğinin tehdit altına girmesine yol açacaktır. Sonuç olarak, insanların temel ihtiyaçlarını karşılaması zorlaşacak ve toplumsal huzursuzluk patlak verecektir. Bireylerin bu tehditlere karşı hazırlıklı olması önemlidir. Bahçe yetiştirme, tavuk, koyun ve keçi gibi becerilerin geliştirilmesi, insanların kendi gıda kaynaklarını yaratmalarını sağlayarak küresel elitlerin kontrol planlarına karşı güçlü bir direniş oluşturacaktır.

 

Küresel Elitlerin Büyük Sıfırlama Planları: Yeşil Tarım ve Nüfus Kontrolü

 

Küresel elitlerin, yeşil tarım uygulamaları ve sahte gıda güvenliği aracılığıyla inşa etmeye çalıştıkları nüfus kontrol sistemleri, “Büyük Sıfırlama” planlarının önemli bir parçasını oluşturuyor. Bu durum, elitlerin tarım ve gıda üzerindeki etkilerinin insanlığın geleceği için büyük bir tehdit oluşturduğunu gösteriyor. Bireylerin yaşam standartları, özgürlükleri ve nüfusu bu tehdit altında kalmakta. İnsanlar, bu planlara karşı hazırlıklı olmalı ve toplumsal dayanışma ile hareket etmelidir. Küresel elitlerin nüfus kontrolü hedeflerine ve tehditlerine karşı durmak, insanlığın geleceğini korumak açısından hayati öneme sahiptir.

 

Çözüm için toplumsal dayanışma şarttır!

 

Toplumsal dayanışma ve işbirliği, küresel elitlerin karanlık kontrol planlarına karşı koymanın en etkili yoludur. İnsanların birbirine destek olması, gıda güvenliğini artırarak toplumsal bağları güçlendirir ve elitlerin sinsi planlarına karşı güçlü bir direniş oluşturur. Gıda güvenliği, insanlığın vazgeçilmez hakkıdır ve bu hakkın korunması için bireysel ve toplumsal hazırlıklar şarttır. İnsanlar, kendi gıda güvenliklerini sağlamak ve bu tehditlere karşı durmak için derhal harekete geçmelidir. Bireysel ve toplumsal dayanışma, insanlığın geleceğini koruma mücadelesinde hayati bir rol oynar. Bu tehditlere karşı durmak, artık bir tercih değil, tüm insanlığın kaderini belirleyecek bir zorunluluktur. Kollektif hareket etmek, bu tehditleri bertaraf etmenin en etkili yoludur. Toplumsal dayanışmanın yükselmesi, küresel elitler için kötü haberlerin başlangıcı demektir.

 

Guwuste com

 

Şimdi uyanma ve birlik olma zamanı!!
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…

 

Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler…