Küresel Komşuluk: İnsanlık Güvende Değil!
07 Ara 2024
- Paylaş:
Küresel Komşuluk: İnsanlık Güvende Değil!
Küresel Komşuluk Mahallelerimiz Kurulmaya Devam Ediyor!!
Dünya, karmaşık ağın içindeyken küresel elitlerin planlayarak yönlendirdiği düzene doğru ilerletilmeye çalışılıyor. Bunlardan biride1995 yılında BM tarafından yayımlanan “Our Global Neighbourhood” (Bizim Küresel Komşuluğumuz) planı, küresel elitlerin düzeninin karanlık yüzünü küçük kısmını gözler önüne seriyor.
– Peki, planlarının ardındaki asıl niyet ne?
– İnsanlık, küresel elitlerin kontrol mekanizmalarıyla nasıl geleceğe sürükleniyor?
Bu sorular, yalnızca bireylerin değil, tüm insanlığın kaderini sorgulamak için başlangıç noktası. Ancak konunun detaylarına girmeden önce Henry Lamb’ı tanımamız gerekiyor
Küresel yönetişim ve bunun bireysel özgürlükler ile özel mülkiyet hakları üzerindeki etkileri konusunda tanınmış uzmandır. BM’in 1995 tarihli Our Global Neighbourhood (Bizim Küresel Komşuluğumuz) raporunu analiz eden Lamb, raporun küresel tek dünya hükümeti oluşturma çabalarının parçası olduğunu ortaya koymuş ve küresel vergilendirme, BM’ye bağlı ordu, ekonomik güvenlik konseyi ve uluslararası hukuk gibi unsurların planların temel taşları olduğunu belirtmiştir.
The Rise of Global Governance (Küresel Yönetişimin Yükselişi) kitabında konuları detaylandıran Lamb, bireysel egemenliği ve sınırlı hükümeti savunan Sovereignty International adlı STK’nın başkanı olarak, makaleleri, raporları ve konuşmalarıyla planların tehlikelerine dikkat çekmiştir.
1996 yılında yaptığı konuşmada, BM’nin planlarının komplo teorisi olmadığını, açıkça yayımlandığını belgelerle desteklendiğini ifade eden Lamb, BM’nin birçok girişimlerinin bireysel haklar ve ulusal egemenlik üzerinde ciddi etkileri olabileceğini vurgulamıştır.
Kısa biyografiden sonra konumuza tekrar dönelim;
Lamb’a Göre Küresel Yönetişim Sistemi nedir?
Küresel yönetişim, yalnızca dünya hükümeti ya da federalizm fikrinden ibaret olmayıp, bireylerin yaşamlarına doğrudan müdahale edebilecek karmaşık kontrol mekanizmasıdır. BM’nin genişletilmiş yetkileriyle şekillenen sistem, küresel vergi düzenlemeleri, BM’nin ordusu ve Ekonomik Güvenlik Konseyi gibi önerilerle ulusların egemenliğini ve bireylerin temel haklarını tehdit ediyor. Ekonomik krizler, doğal kaynakların kontrolü ve uluslararası hukukun manipülasyonu gibi araçlarla, küresel elitlerin bireyleri özgürlüksüz düzene sürükleme potansiyeli, planlarının en kaygı verici boyutlarıdır.
Ekonomik Güvenlik: Krizlerin Gölgesinde Kontrol Mekanizması
Ekonomik güvenlik, küresel yönetişimin en kritik unsuru olarak öne çıkarken, Ekonomik Güvenlik Konseyi’nin kurulması dünya ekonomisinin kontrolünü merkezileştirmeyi hedefliyor. Ancak yapı, doğal kaynakların adil dağılımını sağlamak yerine, elitlerin çıkarlarını koruyan mekanizma işlevi görüyor. Ekonomik krizler, bireyleri çaresizlik içinde bırakarak çaresizlik üzerinden kontrol düzeni kurma fırsatına dönüştürülüyor ve ekonomik güvencesizlik, insanları korku iklimine sürüklemesi, ekonomik güvenliğin bireyler üzerindeki etkisini daha da derinleştiriyor.
Sivil Toplumun Maskesi: Özgürlük Mücadelesi mi, Kontrol Aracı mı?
Sivil toplum kuruluşları (NGO’lar), küresel yönetişimde önemli rol oynuyor görünse de Lamb’a göre yapıların çoğunun küresel elitlerin çıkarlarını destekleyen gizli planlarla hareket etmekteler. Özgürlük mücadelesi adı altında bireylerin haklarının nasıl gasp edildiğini ve kuruluşların, hak savunuculuğu yerine elitlerin kontrolünü pekiştiren araçlar haline geldiğini sorgulamak, tehlikeli oyunun perde arkasını anlamada öneme sahiptir.
Uluslararası Hukuk ve Adaletin Silaha Dönüşmesi
Uluslararası hukuk, küresel yönetişimin temel taşlarından olsa da bireylerin haklarını korumaktan çok elitlerin çıkarlarını savunan araca dönüşüyor. Sistem devletlerin egemenliğini kısıtlayarak bireylerin yaşamlarını kontrol altına alıyor ve özgürlüklerini tehdit ediyor. Adaletin şekilde işleyişi, uluslararası hukukun gerçekten kimin için var olduğunu sorgulamamıza neden olmalıdır.
Küresel Vergi Sistemleri: Ekonomik Özgürlüğün Sonu
BM’in finansmanını sağlamak için önerilen küresel vergi sistemleri, bireylerin ekonomik özgürlüklerini tehdit eden ve elitlerin çıkarlarını korumaya yönelik mekanizmalar olabilir mi? Lamb’e göre, vergi sistemlerinin bireylerin yaşamlarını kontrol altına almayı amaçlıyor ve ekonomik bağımsızlık üzerinde ciddi tehdit oluşturduğuna göre vergi politikaların bireysel özgürlükler üzerindeki etkisinin farkına varması sorgulaması teşvik edilmelidir.
Küresel Etik: İnsan Haklarının Araçsallaştırılması
Küresel etik, bireylerin haklarını korumaktan çok, elitlerin çıkarlarını destekleyen kontrol mekanizmasına dönüşüyor. Henry Lamb, yeni anlayışın bireylerin özgürlüklerini nasıl tehdit ettiğini ve insan haklarının küresel elitler tarafından araç olarak nasıl kullanıldığını vurgulaması, küresel etik kavramının derinliğinin ve karmaşıklığının mutlaka sorgulanmasını gerektiriyor.
Büyük Sıfırlama ve Küresel Komşuluk Planı İlişkisi
Küresel elitlerin eylemleri, geleceğimizi tehdit etmekle kalmayıp, yeniden şekillendiren Büyük Sıfırlama Planının temelini oluşturuyor. BM’nin önerilerinde olan “Küresel Komşu” planı, elitlerin dünya üzerinde insanlık aleyhine kontrolü ele geçirme çabalarının göstergesidir. Bu bağlamda tekrar vurgularsak, ekonomik güvenlik, sivil toplumun rolü, uluslararası hukuk ve küresel vergi sistemleri ve dijital kontrol gibi unsurlar, planlarının başarılı işleyişinde büyük öneme sahiptir.
Bu planları bertaraf etmek elbette mümkündür!
insanlığın bu süreçte göstereceği bilinçli ve koordineli direnişinde saklı.