Küresel Satranç Tahtası: Büyük Sıfırlama ve Perde Arkasındaki Gerçekler
13 Nis 2025
- Paylaş:

Küresel Satranç Tahtası: Büyük Sıfırlama ve Perde Arkasındaki Gerçekler
Antalya Diplomasi Forumu'nda yankılanan sözler, aslında yıllardır fısıldanan, ancak ana akım tarafından ısrarla görmezden gelinen gerçekleri yeniden gün yüzüne çıkardı. Jeffrey Sachs'ın cesur ifadeleri, sadece Suriye trajedisinin değil, aynı zamanda küresel elitlerin yürüttüğü daha büyük planın şifrelerini çözdüğüne göre artık uyuma vakti değil, uyanma ve kirli oyunu anlama vaktidir.
Perde Arkasındaki Gerçekler: Suriye Savaşı Kimin Eseri?
Yıllarca bize "zalim Esad" masalları anlatıldı. Ancak Sachs, Suriye'deki iç savaşın fitilini ateşleyenin Beşar Esad değil, bizzat Washington ve onun Ortadoğu'daki uzantısı Tel Aviv olduğunu açıkça ifade etti. 2011'de Obama yönetiminin verdiği gizli emirle başlatılan 'Timber Sycamore Operasyonu', İsrail'in bölgeyi kendi çıkarlarına göre şekillendirme ve kendisine direnen her gücü ezme arzusunun parçasıydı. Bu bağlamda, CIA ve müttefikleri tarafından eğitilip silahlandırılan cihatçı gruplar, Suriye'yi kana bulayan ve yüz binlerce masum insanın ölümüne neden olan kaosun maşaları olarak kullanıldı. Bu durum, basit iç savaş değil, küresel güçlerin bölgesel hedefleri doğrultusunda yürüttüğü vekalet savaşının ta kendisiydi. Barış girişimleri ise, özellikle ABD'nin "Esad ilk gün gitmeli" dayatması nedeniyle bilinçli olarak baltalandı; çünkü asıl amaç barış değil, planlanan düzenin tesisiydi.
Büyük Oyunun Parçaları: Ortadoğu'da Rejim Değişikliği Operasyonları
Suriye, kirli oyunun sadece perdesiydi. Sachs'ın da işaret ettiği gibi, İsrail ve ABD'nin müdahil olduğu savaşlar listesi oldukça uzun: Lübnan, Irak, Libya, Somali, Sudan... Wesley Clark'ın yıllar önce Pentagon'da duyduğu "beş yılda yedi savaş" planı, adım adım hayata geçirildi. Henüz gerçekleşmeyen tek hedef İran olsa da, İsrail'in yöndeki kışkırtmaları aralıksız sürüyor. Bütün müdahaleler, 'Arap Baharı' gibi masumane isimler altında pazarlansa da, temelde ABD'nin hangi ülkede hangi rejimin hüküm süreceğini belirleme arzusundan kaynaklanan rejim değişikliği operasyonları, 'Büyük Sıfırlama'nın bölgesel ayaklarını oluşturmakta, direnen ulus devletleri zayıflatarak küresel kontrolü kolaylaştırmayı hedeflemektedir. Unutulmamalıdır ki, İsrail savaşları asla tek başına yürütemez; bunlar Amerikan finansmanı, silahları ve operasyonel desteğiyle mümkün olan Amerikan savaşlarıdır. Gazze'deki soykırım dahi, ABD'nin doğrudan suç ortaklığı olmadan gerçekleşemezdi.
Küresel Elitlerin Planı: 'Büyük Sıfırlama' ve Yeni Dünya Düzeni
Yaşanan tüm bölgesel çatışmalar ve istikrarsızlıklar, tesadüfi olaylar silsilesi değil, küresel elitlerin 'Büyük Sıfırlama' olarak adlandırdığı, dünya düzenini kendi çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırma planının bilinçli adımlarıdır. Plan, sadece siyasi haritaları değil, aynı zamanda ekonomik yapıları, toplumsal değerleri ve bireysel özgürlükleri de hedef almaktadır. Ulus devletlerin zayıflatılması, dijital kontrol mekanizmalarının yaygınlaştırılması, enerji ve gıda gibi temel kaynaklar üzerinde tam hakimiyet kurulması planın ana unsurlarıdır. Ortadoğu'daki savaşlar, büyük planın parçası olarak kaynakların kontrolünü sağlamak, direniş odaklarını yok etmek ve bölgeyi küresel sisteme tam entegre etmek için kullanılmaktadır. Jeffrey Sachs'ın ifşaatları, küresel komplonun ne kadar derin ve organize olduğunu gözler önüne sermektedir.
Türkiye Nerede Duruyor? Taşeronluk mu, Direniş mi?
Peki, tüm küresel ve bölgesel yeniden dizayn çabaları içinde Türkiye'nin konumu nedir? Sosyal medyada yankılanan yorumlar, Türkiye'nin süreçteki rolüne dair ciddi soru işaretleri barındırıyor. "BOP Eş Başkanlığı" iddiaları, Suriye politikasındaki zikzaklar, belirli gruplara verilen destekler ve İsrail ile devam eden ticari ilişkiler, Türkiye'nin küresel oyunda nasıl pozisyon aldığı konusunda kafa karışıklığı yaratıyor. Acaba Türkiye, farkında olmadan veya bilerek, 'Büyük Sıfırlama' planının parçası mı oluyor, yoksa kendi milli çıkarları doğrultusunda bağımsız direniş mi sergiliyor? Jeffrey Sachs'ın "Saf olmayın, ABD'nin size yardım ettiğini sanmayın" uyarısı, özellikle Türkiye için hayati önem taşımaktadır. Ülkemizin, küresel planlardan en çok etkilenecek ülkelerden biri olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız.
Uyanış Çağrısı: Gerçekleri Görmek ve Harekete Geçmek
Artık hamasi nutukların, içi boş sloganların ve suni gündemlerin arkasına sığınma lüksümüz kalmadı. Küresel elitlerin 'Büyük Sıfırlama' planı, tüm hızıyla ilerliyor ve Türkiye de planın hedeflerinden biri. Jeffrey Sachs gibi isimlerin yaptığı ifşaatlar, buzdağının sadece görünen kısmıdır ve küresel elitlerin yürüttüğü operasyonların inkâr edilemez kanıtıdır.
Türkiye, küresel kuşatmanın tam ortasındadır ve ciddi tehdit altındadır. Oyunları bozmanın tek yolu, milli şuurla uyanmak, gerçekleri görmek ve küresel dayatmalara karşı hep birlikte direnmektir. Geleceğimiz, bizim ellerimizdedir; ya küresel oyunlara teslim olacağız ya da kendi kaderimizi kendimiz yazacağız.
Sadi ÖZGÜL
GUWUSTE.COM