Küresel Elitlerin Tasarladığı Açlık Senaryosu: “Reset the Table”
04 Eki 2024
- Paylaş:
Küresel Elitlerin Gıda Silahı İle Dünya Nüfusunu Dizginleme Planı: "Reset the Table"
Günümüzde, gıda kıtlıkları, iklim değişikliği, jeopolitik çatışmalar ve pandemiler, insanlığın geleceğini tehdit eden karmaşık bir tabloyu ortaya koyuyor. Ama asıl sorun, bu felaketlerin ardındaki gerçek nedenlerin çoğu zaman göz ardı edilmesinde yatıyor. Gerçekten de, bu krizlerin kökeninde yatan derin yapısal sorunlar, bizi bekleyen tehlikeleri daha da büyütüyor.
Küresel elitler gıda kıtlığının bir silah olarak kullanılarak dünya nüfusunun dizginlenmesi planlanıyor! İklim değişikliği ve jeopolitik çatışmaların arkasına gizlenenler, gıda sistemlerini kasıtlı olarak çökertiyor. Rockefeller Vakfı’nın “Reset the Table” raporu, bu karanlık planın bir parçası olarak gıda sisteminin tamamen yeniden yapılandırılmasını öneriyor. Bu yeniden düzenleme, sağlıklı ve doğal gıdaları değil, laboratuvar yapımı ve böcek bazlı proteinleri teşvik ediyor. İnsan sağlığını tehdit eden uyeni bir gıda yönetimi kapıda demektir!
Sağlık Beslenmeyi Sıfırlama…
Dünya Ekonomik Forumu’nun “Büyük Sıfırlama” planı çerçevesinde böcekler ve ultra işlenmiş suni gıdalar alternatif protein kaynakları olarak sunulmaktadır. Bu durum, yeni düzenin radikal ve insan doğasına aykırı olduğunu açıkça göstermektedir. İnsanlar, bu yeni gıda sistemine zorla entegre edilmekte ve sağlıklı beslenme haklarından mahrum bırakılmaktadır.
Problem, Tepki, Çözüm İle Kitleleri Manipüle Etme Sanatı
Küresel elitler, Hegelci diyalektik yöntemini kullanarak toplumları manipüle etmektedir. Öncelikle bir planlı problem çıkartarak (örneğin COVID-19), ardından bu probleme karşı kitlesel bir tepkiyi kışkırtmakta ve nihayetinde kendi çözüm önerilerini dayatmaktadırlar. Gıda sistemindeki sorunları kendilerinin planlayarak çıkardıklarını açıkça itiraf eden Rockefeller Vakfı, çözüm olarak daha fazla kontrol ve merkeziyetçiliği önermektedir. Bu döngü, insanların özgür iradelerini kaybetmelerine ve elitlerin planlarına boyun eğmelerine yol açmaktadır.
Tedarik Zincirinin Ele Geçirilmesi İle Dijital Köleliğe Geçiş
Küresel elitler, gıda tedarik zincirini kontrol altına alarak bireylerin harcama ve yeme alışkanlıklarını izlemeyi amaçlamaktadır. Geniş bant erişiminin yaygınlaşması, bu dijital gözetim sisteminin temel bir parçasıdır. Eğitim, tıp ve gıda alımının çevrimiçi platformlara kaydırılması, bireylerin her hareketinin izlenmesini kolaylaştırmaktadır. Bu durum, bireyleri tehdit etmekte ve toplumsal kontrolü artırmaktadır. Sonuç olarak, insanlar her hareketinin kaydedildiği bir dijital hapiste yaşamaya mahkum edilmektedir.
Sağlıklı Beslenme Aldatmacası: Böcekler ve Laboratuvar Ürünleri ile Beslenmeye Zorlanma
Küresel elitler, sağlıklı diyet kavramını çarpıtarak insanları böcekler ve laboratuvar üretimi yapay ve sentetik gıdalarla beslenmeye zorlamaktadır. Organik ve doğal gıdalar, genetiği değiştirilmiş ve yapay ürünlerle değiştirilmekte, bu durum insan sağlığını ve doğallığı hiçe sayan kâr odaklı bir gıda endüstrisini beslemektedir. İnsanlar, sağlıklı beslenme haklarından mahrum bırakılarak elitlerin çıkarları doğrultusunda şekillendirilen bir gıda sistemine mahkum edilmektedir.
Kaosun Kaçınılmazlığı Kasıtlı Planların Gölgesinde Bir Gelecek Getirecektir
Küresel elitler, yarattıkları kaos ortamında enerji ve gıda kıtlıklarını kaçınılmaz hale getiriyor. Bu kıtlıklar, “yeşil yeni anlaşma” gibi projelerle daha da derinleşiyor. İnsanlar, bu planlara karşı kollektşf direnç göstermediği sürece, elitlerin kontrolündeki bir geleceğe mahkum oluyor. Bu durum, bireylerin yaşam standartlarını düşürürken elitlerin güçlerini pekiştiriyor.
Küresel Kontrol ve Sosyal Mühendislik İle Özgürlüğün Sonu
Küresel elitler, sosyal mühendislik teknikleriyle bireylerin düşünce ve davranışlarını şekillendirmeye yönelik kararlı adımlar atıyor. Sosyal kredi sistemleri, bireysel özgürlükleri kısıtlayarak, insanları merkezi bir otoritenin sıkı kontrolü altına almayı hedefliyor. Bu sistem, özel mülkiyetin ve mahremiyetin tamamen ortadan kaldırıldığı bir dünya yaratma amacını güdüyor. İnsanlar, bu yeni düzende her hareketinin izlenmesi ve kontrol edilmesi gerçeğiyle yüzleşiyor.
Sonuç: Büyük Sıfırlama Planlarının Karanlık Bağlantıları
Küresel elitlerin gıda sistemini yeniden şekillendirme çabaları, insanlığın geleceğini tehdit eden bir kontrol mekanizması olan “Büyük Sıfırlama” planlarının bir parçasıdır. Gıda kıtlığı, iklim değişikliği ve pandemiler gibi sorunlar, elitlerin çıkarları doğrultusunda manipüle edilen araçlar haline gelmektedir. Rockefeller Vakfı’nın “Reset the Table” raporu, insan sağlığını tehdit eden bir gıda yönetim sisteminin kapılarını aralamaktadır.
Bu planlar küresel elitlerin bireylerin yaşamlarını ve özgürlüklerini kısıtlayarak merkezi bir otorite altında toplumu yeniden yapılandırma hedeflerini açıkça ortaya koymaktadır. Küresel elitlerin bu karanlık hedefleri, toplumları manipüle etme becerileriyle birleştiğinde, insanlığın geleceği için büyük bir tehlike oluşturuyor. İnsanlık, bu karanlık planların farkında olmalı ve bu tehditlere karşı durmak için kollektif bir plan dahilinde araya gelmelidir. Aksi takdirde, özgürlüklerimizi kaybetmekle kalmayacak, geleceğimizin şekillendirilmesine de teslim olacağız. Bu nedenle, bireylerin bilinçlenmesi, eteafını bilinçlendirmesi ve bu tehditlere karşı direnç göstermesi, insanlığın geleceği için hayati bir önem taşımaktadır. Tüm bunlar başarıldığında küresel elitler için kötü haberlerin başlangıcı olacak!
Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…
Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler…