Kalk Ve Uyar! Kötülüğe Dur De!

Hero Image

NATO ve Büyük Sıfırlama İlişkisi

  • 14 Nis 2024

  • Paylaş:
Blog Detail Header

NATO ve Büyük Sıfırlama İlişkisi

 

NATO, tartışmalı bir isimlendirme olan “ulusal güvenlik” adı altında bireysel hak ihlallerini meşrulaştırmış ve sömürgecilik ile dekolonizasyon geçmişiyle birlikte asıl amacının ötesine geçilmiştir.

 

 

Bu makalemizde Küresel Elitlerin gelecekteki asıl amaçlarından birinin de NATO’nun “Tek Dünya Ordusuna” dönüştürülmesi olup olmadığına cevaplar aramak üzerine olacaktır.

 

NATO’nun kuruluşunun 75. Yıldönümünde kamuoyu üzerindeki etkisine, askeri harcamalarına ve insan haklarına müdahalelerindeki rolüne dair tartışmalar, ittifakın küresel düzeydeki faaliyetlerinin ve politikalarının önemli bir parçasını oluşturuyor. NATO’nun geçmişte Batılı güçleri destekleme eğilimi, bazı çevrelerce ittifakın kolektif savunma amacından saparak baskın bir güç haline geldiği yönünde eleştirilere neden olmuştur.

 

İttifakın askeri harcamaları ve insan haklarına yönelik kimi zaman kanlı müdahaleleri, onun önümüzdeki süreçte Küresel Elit Şeytanların “Büyük Sıfırlama” hedefleri doğrusunda küresel güvenlik üzerindeki rolünü ve etkisini şekillendiren temel faktörler arasında yer alıyor artık. NATO’nun bu konulardaki politikaları ve eylemleri hem müttefik ülkeler içinde hem de uluslararası toplumda geniş bir yelpazede tartışma konusu olacaktır bundan sonra. Tabii ne kadar çok insan bu konuda uyanır ve uyandırılırsa olabilir ancak…

 

Kurucu elitler, bunları yapabilme yetkilerini insanları vermemiş olmalarına rağmen, Tanrı’nın bu hakları kendilerine bahşettiğine ve hükümetlerin bu hakları yaratma ya da yok etme yetkisine sahip olmamaları gerektiğine inanıyor. Ayrıca, NATO’nun dekolonizasyon sürecinde eski sömürgeci güçleri Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucu unsurlarının etkisi altına almak amacıyla da kullanıldılar.

 

NATO, günümüzde daha militarist bir dış politikanın meşrulaştırılması, diğer ülkelere müdahale ve artan askeri harcamaların haklı gösterilmesi için bir araçtır. NATO’nun askeri operasyonlardaki rolü, özellikle 2011’de Libya’nın bombalanması sırasında, üye devletler arasında geleceğe yönelik ciddi bir güvensizliğe yol açmıştır. Geneli militarist yaklaşımlara karşı çıkmak için, örgütten ayrılmak yerine, diyalog ve iş birliğini sürdürmeye devam etmektedirler. Bu sayede, NATO üyesi ülkelerde savaş karşıtı hareketlerin yasal olarak desteklenmesi mümkün olabilir.

 

** NATO dünyayı Sovyet tehdidine karşı savunmak için kurulmamış olabilir mi?

 

NATO, 1949 yılında kurulan ve İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Sovyet tehdidine karşı bir savunma mekanizması olarak değil de bir geçiş süreci olarak ortaya çıkmış bir askeri ittifakta olabilir. Tarih boyunca Sovyetler Birliği’ne karşı bir askeri güç olarak duyurulmasına rağmen, süreç içinde Avrupa’da sürekli bir varlık haline gelmiş ve insan haklarına yönelik müdahalelerde önemli bir rol oynamıştır.

 

1989’dan itibaren NATO’nun temel amacı, Rusya ve Belarus dışında kalan Avrupa kıtasını ABD’ye hizmet edecek olan tek bir askeri yapı altında toplamak olmuştur. Ayrıca, NATO’nun gelecek planları arasında Moldova ve Transdinyester bölgesine doğru genişlemek vardır.

 

Washington, D.C.’de gerçekleşen NATO zirvesi, ittifakın 75. yıl dönümünü anma açısından tarihi bir öneme sahiptir. 1999 yılında 16 üye ile faaliyetlerine başlayan NATO, bugün 32 üye ülkeye, 40 ortak ülkeye ve altı kıtada yer alan 72 ülkede geniş bir kolektif varlığa erişmiştir. Bu genişleme, NATO’nun dünya barışına katkısını sorgulayan endişeleri de beraberinde getirmiştir. NATO ile ortaklık kuran ülkelerin, bu potansiyel tehditleri ele alış biçimleri konusunda gösterdikleri ihmalkâr tutum, bu endişeleri daha da artırmaktadır.

 

Aktivistler dünya genelinde NATO’nun askeri yapılanmasının genişlemesine karşı çıkıyor ve NATO’yu, tahakküm, kölelik, toprak hırsızlığı ve soykırımı destekleyen politikaların bir aracı olarak görüyorlar. Avrupa’daki aktivistler, örnek olarak NATO’nun Portekizli sömürgecileri Angola ve Gine-Bissau’daki Afrikalı bağımsızlık güçlerine karşı savaşmaları için eğittiği göstermekle kalmayıp 1948’den itibaren NATO’nun Yugoslavya, Libya ve Ukrayna’daki müdahaleleri, savunma odaklı bir ittifaktan saldırı odaklı bir ittifaka evrilmesini gösteriyorlar.

 

ABD’nin NATO’yu kendi ordusu gibi kullanma çabaları ve bu durumun üye ülkeler üzerindeki olumsuz etkileri büyük önem taşımaktadır. NATO hem ABD’yi yöneten hem de dünyayı yönetmek isteyen Küresel Elit Şeytanların Büyük Sıfırlama hedeflerini destekleyen, bunu yaparken de ABD’nin silah sanayisini güçlendiren ve toplumun bazı kesimlerinde savaş ve çatışmaların normalleşmesine neden olan bir yapıya bürünmüştür. Bu durum, küresel elit şeytanların hedeflerini iletmesini sağlarken, diğerlerinin ise zarar görmesine sebep olmaktadır. NATO’nun gelecekti varlığı, insanlık için olumsuz hatta büyük sıfırlama sonrasında tehditkâr sonuçlar doğuracaktır.

 

NATO, tarihte ilk kez küresel bir askeri örgüt olarak kurulmuş ve zaman içinde çeşitli askeri operasyonlarla yeni bölgelere doğru genişlemiştir. Ayrıca, Küresel Elit Şeytanların toplanma merkezi olan Dünya Ekonomik Forumu tarafından önerilen sözde “ekonomik ve sosyal yapıların sürdürülebilir bir şekilde yeniden inşa edilmesi hedefi” olan özde ise insanlığı köleleştirmeyi amaçlayan Büyük Sıfırlama Girişim olan Great Reset ile ilişkilendirilmelidir.

 

NATO, üye ülkeler arasındaki askeri iş birliğini sağlamanın yanı sıra, Büyük Sıfırlamanın amaçlarına ulaşmak için de iş birliği yapan bir askeri ittifaktır. NATO ile Büyük Sıfırlama arasındaki etkileşim, her iki oluşumun da küresel hedefler açısından iş birliği içinde olduklarına göre; NATO’nun Büyük Sıfırlama ile “Tek Dünya Ordusuna” dönüştürülmesi konusunda şüphe duymayacağınıza inanıyoruz.

 

** Şunu da asla unutmamalıyız;

Bu makalemizde anlatılmak istenen Küresel Elit Şeytanların yenilemez oldukları yönünde algı oluşturmak asla değildir. Aksine insanların uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe insan nesline düşman olan Büyük Şeytanın ve Küresel İşbirlikçi küçük şeytanların ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin planlarının zayıf olduğu ve kolaylıkla da bertaraf edilebileceğini göstermektir. Bunun başlangıcı da insanları uyandırmaktan geçer. Çünkü Küresel Elit Şeytanların insanları kendileri hizmet edecek köleler haline getirmek amacıyla hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir.

 

Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!

Makale Yazarı

Article Author

GUWUSTE

Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş:
Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.