Eşcinsel Aktivizme Eleştiriler (1)

 

Eşcinsel Aktivizmine İlişkin Sorular ve Eleştiriler (1)

 

Eşcinsel aktivizmine yönelik eleştiriler farklı sosyal sistemlerden, kültürel inançlardan ve bireysel görüşlerden gelmektedir.

 

Yaygın eleştiriler arasında dini ve kültürel kaygılar, ahlaki ve etik kaygılar ve sosyal değişimle ilgili kaygılar yer almaktadır. Bazıları ise dini inançtan ziyade sosyal yapıları zayıflatacağı veya geleneksel normları bozacağı endişesiyle sosyal değişimden daha fazla endişe duymaktadır.

 

Bu yazı dizisinde eşcinsel aktivistlere yönelik önemli eleştirileri ele alacağız.

 

Duyguların ve Dürtülerin Aşırı ve Sınırsız Deneyiminin Eleştirisi:

 

Olumsuz düşünce ve duyguları deneyimlemek bir hastalık belirtisi olmaktan ziyade kişisel bir seçim meselesidir. İnsanlar, çeşitli duyguları tetikleyen sayısız düşünce arasından iyi veya kötü eylemleri özgürce seçme kapasitesine sahiptir. Bireyler kendileri ve toplum için uygun buldukları duyguları deneyimleme ve rahatsızlık yaratan olumsuz duyguları yönetme kapasitesine sahip olmalıdır. Öte yandan, hastalık gönüllü olarak seçilmez ve insanlar kendi kontrolleri dışında hastalanabilirler.

 

Eşcinsellik bir hastalık değil, düşünsel ve duygusal bir seçimin sonucudur. İnsanlar kadınsı veya erkeksi dürtüler hissetmek gibi seçimler yapsalar bile, bu dürtüler sapkın bir seçim için geçerli nedenler değildir. Kötü dürtüler, bu dürtülerden kaynaklanan seçim ve eylemleri mazur göstermez. Örneğin, bir kişi öfkeden öldürme, açgözlülükten çalma veya şehvetten istismar etme dürtüsü hissedebilir.

 

İnsanlar hem iyi hem de kötü olabilirler ve her istediğimizi yapmaya çalışmak özgürlük değil, kaos ve düzensizliği besleyen ve güvenliği tehdit eden sorumsuz bir davranıştır.

 

Eşcinseller "Homofobi" Damgası Vurarak Heteroseksüelleri Yıldırmaya Çalışıyorlar;

 

Eşcinsel örgütler, eşcinselliğin genetik olarak belirlenmediğine, daha ziyade aile ve çevresel faktörler yoluyla geliştiğine inanan bireyleri sindirmek için "homofobi" terimini kullanmaktadır. Bu strateji 1960'larda, eşcinsellik karşıtlarını damgalamak ve fikirlerini kamuya açık bir şekilde ifade edemez hale getirmek amacıyla başladı. LGBT yanlısı psikolog George Weinberg bu terimi 1960'ların sonunda, sapkın aktivistler olarak cinsel sapkınlığı hastalıklar listesinden çıkarmaya çalıştıklarında ortaya atmıştır. Terim daha sonra Screw adlı bir Amerikan pornografik dergisi, Time dergisi ve hatta sözlükler de dahil olmak üzere yazılı basında kullanıldı.

 

Winberg eşcinsellik karşıtlarını "homofobik" olarak nitelendirirken, eşcinselliğin sağlıklı olduğunu da kanıtladı. 1972 yılında yayınladığı "Toplum ve Sağlıklı Eşcinsel" adlı çalışması bu yöndeki en önemli adımlardan biriydi. Ancak bu adımlar küresel bir propaganda mekanizması tarafından hemen uygulamaya konuldu.

 

Eşcinsel örgütlerin eşcinselliğe karşı çıkanlara yapıştırdığı ahlaksız etiketler sadece yalan değil, düpedüz iftiradır. Bu tür suçlamaları ve nefret söylemini sağlıklı ve duyarlı heteroseksüel insanları sindirmek için kullanmaktadırlar. Bazı eşcinsel aktivistler "heterofobik" tutumlar sergilemekte ve eşcinselliği hoş görmeyenleri "homofobik" olarak etiketleyerek kendileriyle çelişmektedirler. Korku anlamına gelen "fobi" kelimesi günümüzde LGBT bireylere tahammül edemeyen, onların cinsel eylemlerini iğrenç bulan, onlardan korkan, uzak duran ve çocuklarını onlardan korumaya çalışan kişileri "korkulması gereken" kişiler olarak yaftalamak ve sindirmek için kullanılmaktadır.

 

Kendilerine yönelik eleştirileri bir saldırı olarak görmek:

 

Eşcinsel aktivistler ve örgütler sıklıkla eleştiri ile hakareti birbirine karıştırmakta ve herhangi bir felsefe, ideoloji veya dinin eleştirilmesini zorlaştırmak istemektedirler. Bu kurnazca ve bağnazca bir yaklaşımdır, çünkü eşcinseller genel olarak eleştiri ile hakaret arasındaki farkı bilmezler. Kendilerini eleştirenleri "fobi" uzantılı terimlerle etiketleyerek ve korkutarak, onların konuşmalarını ve eleştirmelerini engeller ve onları susturmaya çalışırlar. Bu apaçık bir 'homofaşizm'dir. Siyonistler bu taktiği İsrail'in zulmünün ve 'anti-semitizm' yasasının eleştirilmesini engellemek için de kullanırlar. Küfür, hakaret ya da şiddete teşvik etmediği sürece eleştiri önemlidir. Eleştiriye hoşgörü gösterilmelidir çünkü eleştirel düşünce felsefe ve bilimi ilerletir.

 

Eşcinsellerin Söylemindeki Tutarsızlıklar ve Çelişkiler:

 

Eşcinsel söylemde bariz tutarsızlıklar ve çelişkiler vardır. Bazı eşcinseller evliliğe karşı çıkar ve serbest ilişkileri teşvik ederken, diğerleri eşcinseller için evlilik haklarının tanınmasını savunur. Anti-militaristtirler ama aynı zamanda eşcinsellerin askere alınmasını savunurlar, katılımlarını kolaylaştırmak için yalanlara ve aldatmacalara başvururlar. Bazı eşcinseller eşcinselliğin doğuştan geldiğine ve değiştirilemeyeceğine inanırken, diğerleri bunu bir yaşam tercihi olarak görmektedir. Hormonal farklılıklar buna katkıda bulunabilirken, diğerleri eşcinselliğin bir seçim ve yaşam tarzı olduğunu savunmaktadır. Bu çelişkiler, bir grubun iddiaları diğerininkilerle çeliştiği için toplum içinde karışıklık yaratmaktadır. Eşcinsellerin söylemlerindeki belirgin tutarsızlıklar ve çelişkiler, inançlarının ve deneyimlerinin görünürdeki karmaşıklığını vurgulamaktadır.

 

Bu konudaki soru ve eleştirilerimiz yazı dizisi olarak devam edecek...

 

Vedat KAT

Guwuste.com