Kalk Ve Uyar! Kötülüğe Dur De!

Hero Image

Küresel Babil Bir Rüya mı?

  • 06 May 2024

  • Paylaş:
Blog Detail Header

Küresel Babil Bir Rüya mı?

 

Roma İmparatorluğu’nun kurucuları birbiriyle ilişkili Sümer, Babil ve Mısır soyundan geliyordu.

 

Roma Kilisesi, Hıristiyanlık içinde kendi yerini oluşturdu ancak kurucuları Hıristiyan olmadı. İmparatorluk genişledikçe, soylu aileler Avrupa’ya yerleşti ve Mısır kökenlilerle birleşerek Avrupa’nın önde gelen aileleri ve aristokrasisini oluşturdu. Roma, Londra ve Babil, güç merkezleri olarak öne çıktı ve Vatikan’ın Roma’daki ağı, Hıristiyanlık adına geniş bir kontrol ağı kurdu.


Halk isyan edip iktidarı ele geçirdiğinde, siyaset, bankacılık, ticaret, bilim, sağlık sistemi ve eğitimi kontrol altına alıp güçlenmek için yeraltına çekildiler. Bu nesiller, Sümer, Babil, Mısır ve Avrupa’daki koloni devletleri aracılığıyla küreselleştiler. Zaman içinde, Roma İmparatorluğu topraklarını Müslümanlara kaybetti, Endülüs ve Osmanlılar tarafından kuşatıldı ve yeniden yükselene kadar tamamen yeraltına çekilmek zorunda kaldı.


1200’lerin başlarında, Kudüs için düzenlenen Haçlı Seferi sırasında, Konstantinopolis (İstanbul) ve Kudüs yağmalandı ve atalar kutsal emanetleri Avrupa’ya taşıdı. Osmanlı İmparatorluğu ve Endülüs, 1492’ye kadar yaklaşık 400 yıl boyunca gizli faaliyetlerde bulundu. Endülüs’ün yıkılmasının ardından, diğer kıtalara seferler düzenleyerek oradaki insanları katliamlarla sömürdüler.


Bu şeytani soy, Nuh Tufanından önceki Altın Çağ’da oluşturdukları gizli cemiyetlerle egemenliklerini dünya geneline yaymışlardır. İnsanlık karşıtı bu toplulukları idare eden Kara Rahipler Konseyi, Tufan’dan sonra Roma’nın yakınlarında bir kilisede yeniden örgütlenmiş ve Sümer, Babil ve Mısır’da Tufan öncesi ve sonrasında olduğu gibi büyücülük ve sihir üzerine “Gizli Okullar” adıyla gizli etkinliklerine devam etmiştir.


** Şeytani soy ailelerinin tek dayanağı insanları büyü ve sihirle manipüle ve kontrol etmekti…


Şeytani soydan gelen aileler, insanları manipüle etmek ve kontrol etmek amacıyla büyü ve sihir kullanmışlardır; bazıları bu bilimleri insanlığın faydası için, bazıları ise kendi çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır. Firavunlar, Nemrutlar ve diğerleri, gizli okullarda kara rahipler tarafından eğitilmişlerdir. Kara büyü, dinleri etkilemiş, fiziksel ve metafiziksel alanlara zarar vermiş ve soylu aileler bu bilgilere sahip olmaya çalışmışlardır.


Kabala veya simya, nesnelere uygulanan büyü ve sihir aracılığıyla insanları kontrol etmek için seçkin aileler tarafından kullanılan eski bir büyü bilimidir. Bu aileler, ele geçirdikleri topraklarda antik bilgiye sahip kişileri öldürerek ‘peygamber katili’ olarak tanınmışlardır. Algı operasyonları ve itibar suikastları yoluyla gerçek bilgi sahiplerini ve bilgilerini itibarsızlaştırıp, toplumdan dışlamışlar veya yok etmişlerdir.


Geçen yüzyılda, bu aileler Avrupa ve diğer ülkelerde birçok devletin yönetimini ele geçirerek tek dünya devletinin kurulmasına öncülük ettiler. Kan bağları aracılığıyla güç kazandılar ve bilgi kontrolünü ele alarak insanları cahil bırakıp onları gönüllü kölelere dönüştürdüler. Tüm eski bilgiler müzelerde, yeraltı şehirlerinde ve onların kontrolündeki diğer gizli yerlerde saklanmaktaydı. Yeryüzünde, kadim bilginin fiziksel yönleri, geleceği yok etme amacıyla araştırılıyordu. Kara büyü, insanların gerçekliğe gözlerini kapatmalarına ve sanal olanı sevmelerine sebep oluyordu.


** İnsanların bildiklerini bilmelerini istemiyor…


Şeytani soydan gelen aileler, insanları kötülükleriyle köleleştirmek ve intikam almak amacıyla dinleri ve bilgiyi kontrol etmeye çalışır. Dini, aklı ve algıyı kontrol etmek için güçlü bir araç olarak kullanırlar. ‘Bunu okumayın’, ‘bunu yapmayın’, ‘bunu yazmayın’, ‘bunu söylemeyin’ gibi ifadeler, insanların sorgulamasını ve gerçeği öğrenmesini engellemek için kullanılır. Bu sistem, insanları yıllarca koşulsuz itaat ve boyun eğme konusunda başarıyla aldatmıştır.


Şeytani soydan gelen aileler, günümüzde dinin kullanımını sonlandırmış ve sorgulanmayan alanlara siyaset, hukuk ve bilimi de dahil etmiştir. Bu yöntemle yıllarca insanlık başarıyla aldatılmıştır.


Bu makale; insanlık onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir, aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan “Büyük Sıfırlama” gibi hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. 


Guwuste.com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!

Makale Yazarı

Article Author

GUWUSTE

Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş:
Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.