NATO’nun Varlığını Sorgulamak
13 Nis 2024
- Paylaş:
NATO’nun Varlığını Sorgulamak
NATO’nun 75. yıl dönümü, barış hareketleri için ittifakın rolünü, önemini ve geleceğini değerlendirme fırsatını beraberinde getiriyor.
Bu özel yıl, NATO’nun tarihi gelişimi, mevcut durumu ve gelecekteki yönü hakkında tartışmalar ve sorgulanma için bir dönemeç niteliğinde. Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı’nın (NATO) kurulduğu günden bu yana dünya sahnesinde yaşanan değişiklikler ve güvenlik ihtiyaçları ışığında, ittifakın varlığı, evrimi ve uyum yeteneği değerlendiriliyor.
Günümüzde askeri ittifakların varlığı, büyük ve belirsiz tehditlere karşı koruma sağlaması halinde meşru olarak kabul edilebilir.
Ancak Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, NATO’nun karşılaştığı tehditlerin tanımı daha da karmaşık bir hale gelmiştir. Çin’in NATO üyelerine yönelik olası saldırgan tutumları, bir üye ülkeye saldırı olarak değerlendirilmeyebilir. NATO, dünya sahnesinde egemen bir güç olarak kalma hedefini sürdüren ABD tarafından yönlendirilmekte ve bu durum, üye ülkelerin kendi savunmaları ve çıkarları yerine bu geniş çaplı emperyal hedeflere istemeden de olsa odaklanmalarına sebep olmaktadır.
Askeri-endüstriyel-siyasi kompleks, güçlü NATO üyelerini sürekli savaşa yönlendirerek etik olmayan ve yıkıcı hedeflere yol açmaktadır. NATO’nun ve diğer askeri ittifakların varlığı, büyük nükleer güçler arasında doğrudan çatışmayı önlemeye yardımcı olacak şekilde karmaşıklığı artırıyor. NATO’nun doğuya doğru genişlemesi, önceki anlaşmaların ihlali olarak algılanarak büyük güçler arasındaki gerilimi tırmandırmış ve Ukrayna’daki mevcut çatışma ile de yakından ilişkilendirilmiştir.
NATO’nun küçük üye devletleri, İttifak’ın korumasına güvenmek konusunda temkinli olmalıdır. Güçlü üye ülkeler, her zaman küçük bir üye devlete yönelik saldırganlık durumunda savaşma taahhüdünde bulunmayabilirler. Bu, söz konusu ülkelerin diğer komşularıyla olan ilişkilerini ihmal etmelerine veya onlara karşı gereksiz yere düşmanca ya da kışkırtıcı tutumlar sergilemelerine sebep olabilecek bir güvenlik algısına yol açabilir. NATO üyeliği, büyük güçler arasındaki çekişmelerde tarafsız kalmak suretiyle önlenebilir yıkıcı savaşları engelleme potansiyeline sahiptir.
Avrupa’nın NATO ile ilişkisi sıklıkla Amerika Birleşik Devletleri’nin dış politikasıyla paralel bir gelişme göstermiştir. Bu durum, ittifakın asıl amacı olan küresel barış ve güvenliği destekleme rolünün ötesine geçerek, daha ziyade ABD’nin dış politika hedeflerine hizmet eder bir özellik kazanmasına yol açmıştır. NATO’nun bazı ülkelerdeki mevcudiyeti, kuruluş amacı çatışma ve savaşları önlemek olan bir savunma ittifakı olmasına rağmen, zaman zaman yıkıcı sonuçlar doğurmuş ve kadınlar ile çocuklar da dahil olmak üzere birçok masum insanın yaşamını yitirmesine sebep olmuştur.
Bazı Amerikalı üst düzey diplomatlar ve devlet yetkilileri ise, NATO’nun zaman zaman yoksul insanları göz ardı ederek aleyhlerine adımlar attığını açıklıyorlar. Bu yetkililere göre, NATO’nun agresif politikaları yanıltıcı gerekçelerle meşrulaştırılabilir ve bu durum olsa da, küresel ölçekte zararlı askeri ittifakların oluşumuna neden olabilir.
Günümüzde, Başküreselci ABD’nin çıkarlarına hizmet eden bir askeri ittifak olarak görülen NATO, Büyük Sıfırlama (Great Reset) kapsamında hangi konumda bulunuyor?
Büyük Sıfırlama, küresel iş birliği ve koordinasyonu zorunlu kılan bir girişimdir ve bu durum, uluslararası kuruluşlar ile ittifakların iş birliğini daha da önemli hale getirmektedir. NATO, üye ülkeler arasındaki askeri iş birliğini sağlamanın yanı sıra, Büyük Sıfırlama’nın amaçlarına ulaşmak için de iş birliği yapan bir askeri ittifaktır. NATO ile Büyük Sıfırlama arasındaki etkileşim, her iki oluşumun da küresel hedefler açısından iş birliği ve istikrarın önemini ortaya koymaktadır.
Guwuste.com