BM’nin Küresel Büyük Planı: “Algoritmik Sansür”
27 Haz 2024
- Paylaş:
BM’nin Küresel Büyük Planı: “Algoritmik Sansür”
Birleşmiş Milletler, “yanlış bilgi ve nefret söylemi” ile mücadele bahanesiyle ifade özgürlüğüne bazı kısıtlamalar uygulayabilir mi?
Birleşmiş Milletler, “Bilgi Bütünlüğü için Küresel İlkeler” başlığı altında sözde yanlış bilgilendirme, dezenformasyon ve nefret söylemiyle mücadeleyi hedefleyen yeni bir sansür girişimini hayata geçirdi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in öncülük ettiği bu plan, totaliter ulus-devletlerin endişelerine karşı çözüm önerilerini yansıtırken, BM’nin ve Guterres’in otoritesiyle güçlendirilmiş yaklaşımlar sunuyor.
Yanlış Bilgi ve Nefret Söylemi Gerçekten Tehlikeli mi?
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, yanlış bilgilendirme, dezenformasyon ve nefret söylemi gibi tehlikelerin yol açtığı zararları ele almak için acil eylem çağrısında bulundu. Guterres, bu tehlikelerin detaylarını belirtmese de, milyarlarca insanın yanıltıcı anlatılara, çarpıtmalara ve yalanlara maruz kaldığı bir dönemde, ifade ve düşünce özgürlüğü hakları da dahil olmak üzere insan haklarına sıkı sıkıya bağlı kalarak, ileriye dönük net bir yol haritası sunduğunu iddia etti. Guterres’e göre, bu ilkeler demokrasi, insan hakları, kamu sağlığı ve iklim eylemi için hayati öneme sahip imiş.
Algoritmik Sansür ve Demonetizasyon Çözüm mü, Yoksa Sorun mu?
Birleşmiş Milletler’in önerdiği çözümler arasında, algoritma manipülasyonu, içerik etiketleme ve gelir elde etmeyi engelleme yer alıyor. Bu yöntemler, sosyal medya platformları ve çevrimiçi diyalogların daha iyi denetlenmesini amaçlıyor. Fakat, bu tür denetim araçları, ifade özgürlüğü üzerinde ciddi kısıtlamalar getirebilir. Genel Sekreter Guterres, bu önlemlerin insan haklarını güçlendireceğini savunsa da, sansürün temel özgürlükleri tehlikeye atabileceği endişeleri mevcut.
BM’nin Rolü ve Meşruiyeti
Birleşmiş Milletler, dünya barışını koruma ve uluslararası işbirliğini güçlendirme misyonuyla kurulmuş bir kurumdur. Yeni bir girişim olarak, sosyal medya platformları ve çevrimiçi diyalogları denetleme yolunda adımlar atıyor olması, BM’nin temel görevlerine yönelik tam bir sapmadır. Bu, örgütün meşruiyeti ve kuruluş amacı üzerinde önemli soru işaretleri doğuruyor. BM’nin böyle bir denetim mekanizmasını nasıl hayata geçireceği ve finanse edeceği konusundaki belirsizlikler de ayrıca dikkate değerdir.
Reklam verenler ve Kâr Amacı Güden Şirketler
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, teknoloji firmaları ve reklamcıların dezenformasyon ve nefret söylemini finanse etmeme önemini belirtiyor. Fakat, bu kar odaklı şirketlerin BM’nin çağrılarına nasıl yanıt verecekleri belirsiz. Reklamcıların ve teknoloji şirketlerinin karlarını koruma eğilimleri nedeniyle, bu tür düzenlemelere direnç göstermeleri muhtemel. Bu durum, BM’nin bu girişimini başarısızlaştırabilir.
Sonuç Olarak; Birleşmiş Milletler’in “Bilgi Bütünlüğü için Küresel İlkeler” inisiyatifi, yanlış bilgi, dezenformasyon ve nefret söylemiyle mücadeleyi hedefliyor. Fakat bu inisiyatif, ifade özgürlüğünü sınırlama, BM’nin otoritesini zayıflatma ve kar amacı güden şirketlerin muhalefeti gibi zorluklarla karşı karşıya. Bu bağlamda, BM’nin bu hamlesinin etkinliği ve gerekliliği konusunda önemli şüpheler mevcut. İşte bu yazıda, BM’nin bu yeni girişiminin politik eleştirisine yer verilmiş ve olası kaos yaratma riski tartışılmıştır.
Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, insanlık aleyhine faaliyetler yürütenlerin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir, aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır.
Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Okuyucularımız; kaynak göstermek şartıyla içerikleri izin almadan kullanabilirler…