Kalk Ve Uyar! Kötülüğe Dur De!

Hero Image

Büyük Sıfırlamanın Geleceği...

  • 11 Haz 2024

  • Paylaş:
Blog Detail Header

Büyük Sıfırlamanın Geleceği...

 

Günümüzde, ABD ve İsrail, Büyük Sıfırlamaya giden yolda önemli testler ve pilot uygulamaların gerçekleştirildiği ülkelerdir...

 

İsrail’in Gazze’de uyguladığı ve geliştirdiği yüksek teknoloji askeri taktiklerin başarısı ve etkinliği örnek oluşturuyor. İsrail’in ileri askeri taktikleri ve bu taktiklerin Amerika’nın dünya üzerindeki polis devleti rolüne etkisi, önemli bir konu olarak dikkat çekiyor. İsrail, ABD’den aldığı yüz milyarlarca dolarlık dış yardım ile askeri teknolojilerini ve gözetim sistemlerini geliştiriyor. Bu durum, aynı zamanda Küresel Elitlerin hedeflerine ulaşmasına da destek olarak kullanılıyor. Bu durum test alanına dönüştürülen Amerika’nın da benzer teknolojileri ve sistemleri kullanmaya başladığını gösteriyor.

 

İsrail’in askeri kontrol noktalarında, kapsamlı gözetim sistemleri, öngörücü polislik teknikleri ve yapay zeka destekli yüz tanıma ile biyometrik programlar, hedef kişilerin bilgisi veya onayı olmadan işletiliyor. Bu teknolojiler, ABD’nin sınır bölgelerinde ve diğer yerlerde de kullanılmaya başlandı. Bu durum, İsrail’in askeri-endüstriyel teknoloji kompleksinin ABD’nin polis teşkilatları üzerindeki etkisinin önemli olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, İsrail menşeli Pegasus casus yazılımının dünya genelinde otoriter rejimler tarafından yaygın olarak kullanıldığını belirtiyorlar. Bu yazılım, FBI gibi Amerikan kurumları tarafından da kullanılmaktadır. Pegasus, hükümetlerin veya askeri istihbarat birimlerinin bireylerin telefonlarını takip etmek ve hatta onların haberi olmadan casusluk yaptırmak için kullanabilecekleri bir araçtır.

 

İsrail, silah ihracatının ötesinde, birçok ülkenin polis güçlerini adeta askeri birimlerin bir uzantısı gibi biçimlendiriyor. Amerikan basınında çıkan haberlere göre, binlerce Amerikan polisi İsrail’de eğitim almakta. Bu eğitimler, Amerikan polisinin gözetim kabiliyetini artırmak ve daha katı gizlilik protokolleri benimsemek yönünde teşvik edici bir rol oynamakta. Uzmanlar, İsrail’deki eğitimin aşırı güç kullanımı yöntemlerini teşvik ettiğine dikkat çekiyorlar.

 

New York Polisi, 9/11 saldırıları sonrasında İsrail’de daimi bir iletişim ofisi açarak, İsrail modelini temel alan terörle mücadele programlarını başlattı. 2002’de, Müslüman-Amerikan topluluklarını izlemek amacıyla gizli bir “Demografi Birimi” oluşturuldu. Bu birim, yerel Müslüman topluluklara sızıp, ibadet edenleri radikal konuşmalar yapmaya yönlendirmeye çalıştı. Sosyoloji uzmanları, bu tür programların ana hedefinin isyan bastırma, karşı isyan ve terörle mücadele olduğunu söylüyor ve birçok polis departmanı için bu tür uygulamaların gereksiz olduğuna dikkat çekiyorlar.

 

Bazı uzmanlar, Steven Spielberg’in “Minority Report” ve Neill Blomkamp’in “Elysium” filmlerindeki distopik vizyonların, günümüzdeki bazı gelişmelerle ürkütücü bir paralellik gösterdiğini ifade ediyorlar. “Minority Report”ta, polis birimleri geniş çaplı izleme, davranış tahmini, veri madenciliği ve suç öncesi teknolojiler kullanarak suçluları yakalıyor; “Elysium” ise göç, sağlık hizmetlerine erişim, işçi hakları ve sosyoekonomik ayrımlar gibi konuları ele alıyor. Elysium’da, hükümetin dronlar, elektroşok cihazları ve biyometrik tarayıcılar gibi teknolojilerle vatandaşları nasıl kontrol altında tuttuğu gösteriliyor.

 

“Minority Report” ve “Elysium” gibi filmler, distopik bir geleceğe işaret eder; bu senaryolarda, devletler ve hükümetler, teknoloji aracılığıyla halkı kontrol altında tutabilir, muhalifleri yok edebilir ve toplumu bir tür “açık hava hapishanesine” dönüştürebilir. Bu tür senaryolar, sadece sinema dünyasına özgü olduğu düşünülenler için, yakın gelecekte ortaya çıkabilecek totaliter ve otoriter bir düzene karşı bir uyarı ya da normalleştirme çabası olarak görülebilir.

 

Şimdi, İsrail’in Yüksek Teknoloji Askeri Taktiklerini “Elysium” ve “Minority Report” gibi bilim kurgu filmlerindeki olaylarla karşılaştıralım…

 

Yüz Tanıma Teknolojisi; “Elysium” filmi, ana karakteri işe gitmek için otobüse binerken iki robot polis tarafından durdurulup biyometrik verilerinin tarandığı bir sahneyi içerir. Gerçek hayatta ise, Filistinli şair Mosab Abu Toha, Gazze’deki bir İsrail askeri kontrol noktasından geçerken yüz tanıma teknolojisinin yanlış teşhisi sonucu yanlışlıkla gözaltına alınmış ve iki gün boyunca sorgulanarak mağdur edilmiştir.

 

Dronlar; “Elysium” filmi, Max karakterinin dört yüksek teknolojiye sahip dron tarafından izlendiği sahnelerle öne çıkıyor. Bu dronlar, x-ray kameralar, biyometrik okuyucular ve silahlar gibi gelişmiş teknolojilerle donatılmış. Gerçek dünyada ise, dronlar oldukça güçlü; yüzlerce metre yükseklikten insanların yüz ifadelerini belirleyebilir ve duvarların arkasını görebilecek teknolojilere sahip olabilirler.

 

Biyometrik Tarayıcılar ve Ulusal Kimlikler; “Elysium”, vatandaşların biyometrik tarayıcılar ve ulusal kimlik numaraları ile izlendiği bir dünyayı anlatır. Gerçek hayatta, bazı ülkelerde hükümetler vatandaşlarının biyometrik verilerini toplayıp geniş çaplı gözetim yapmaktadır.

 

Öngörücü Polislik; “Minority Report” filmi, bir karakterin öngörücü polislik teknolojisi kullanılarak gelecekteki bir suçlu olarak işaretlenmesini ele alır. Gerçek dünyada, İsrail’in Filistin topraklarında yapay zeka destekli gözetim ve öngörücü polislik sistemleri kullandığı biliniyor.

 

Son olarak; Günümüzde, bazı gerçekler ortaya çıktıkça, bu konularda uyarıda bulunan kişilere hâlâ “Uçuk Komplo Teoricisi” deniliyor. Ancak, distopik bir geleceğin daha uzakta olduğunu savunanlar da mevcut. Bununla birlikte, gözetim ve müdahaleye dayalı teknolojik gelişmeler, dünyayı gelecekte bir hapishaneye çevirebilir. Bu gelişmeleri takip etmek isteyenler, Amerika ve İsrail’i yakından izlemelidir.

 

Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir, aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan “Büyük Sıfırlama” gibi hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır.

 

Guwuste.com

Kalk ve uyar… Kötülüğe de dur de

 

Bu makaleyi kullanmak ve alıntılamak isteyenler kaynak göstermek şartıyla izin almadan kullanabilirler…

Makale Yazarı

Article Author

GUWUSTE

Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş:
Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.