Büyük Sıfırlama ve Klaus Schwab'ın Gizli Ajandası!
11 Tem 2024
- Paylaş:
Küresel Elitlerin Büyük Sıfırlama Hedeflerine Yönelik Gizli Planları Ortaya Çıkıyor...
Klaus Schwab’ın dünya için önerdiği Büyük Sıfırlama gündeminin yeni veya orijinal bir fikir içermediğini kavramak kritik bir öneme sahiptir. Dördüncü Sanayi Devrimi’nin de onun eseri olmadığı açıktır. Aynı şekilde, Paydaş Kapitalizmi kavramını yaratmış olduğu iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. Schwab, aslında, şirket güçlerinin hükümetlerle, BM dahil, korporatist bir iş birliği içinde olduğu küresel bir teknokratik gündemin, 1970’lerin başlarına ve daha da öncesine dayanan kökenleri olan bir gündemin sadece bir halkla ilişkiler temsilcisinden çok daha fazlasıdır.
Davos'un Büyük Sıfırlaması: Distopik Bir Diktatörlüğün Planı
Davos Büyük Sıfırlama, Birleşmiş Milletler’in denetiminde küresel bir distopik diktatörlüğe yönelik onlarca yıl süren bir planın güncellenmiş halidir. Bu planın önde gelen figürleri David Rockefeller ve onun koruması altındaki Maurice Strong’dur. 1970’lerin başlarında, dünya politikasının en etkili isimlerinden biri olarak kabul edilen ve o dönemde Chase Manhattan Bankası’nın başkanı olan David Rockefeller, uluslararası alanda elit organizasyonlar ve düşünce kuruluşları oluşturarak yeni bir düşünce yapısını şekillendirmeye çalışıyordu.
Club of Rome ve Neo-Malthusian Hareket
1968’de David Rockefeller, Fiat’ın üst düzey yöneticisi Aurelio Peccei ve OECD’nin Bilim Programı Başkanı Alexander King ile birlikte, neo-Malthusian düşünce yapısına sahip Club of Rome düşünce kuruluşunu hayata geçirdi. 1971 yılında Club of Rome, ‘Limits to Growth’ başlıklı ve hızlı nüfus artışı ile sınırlı kaynaklar sebebiyle medeniyetin çöküşünü öngören tartışmalı bir rapor yayınladı. Klaus Schwab ise 1973 yılında Davos’ta gerçekleşen üçüncü yıllık iş liderleri toplantısında Peccei’yi bu raporu sunmak üzere davet etti.
Maurice Strong ve Sıfır Büyüme Gündemi
Kanadalı milyarder petrol işadamı Maurice Strong, 1970’lerin başlarında David Rockefeller’ın “sıfır büyüme” politikasının önde gelen savunucularından biri olarak tanındı. Strong, sözde insan aktiviteleri sonucu artan karbon emisyonlarının hızlı ve dramatik bir küresel ısınmaya yol açtığı teorisini popülerleştirdi. 1972’de Dünya Günü için düzenlenen BM Stockholm Konferansı’nın başkanı olarak, nüfusun azaltılması ve yaşam standartlarının düşürülmesi yönündeki politikaları destekledi.
Rio Earth Summit ve Küresel Isınma Aldatmacası
1989 yılında Maurice Strong, 1992’de gerçekleşen UNCED (Rio Dünya Zirvesi II) başkanlığına getirildi. Bu zirvede, Klaus Schwab’ın Büyük Sıfırlama vizyonunun temel taşlarından biri olan BM’nin “Sürdürülebilir Çevre” hedefleri üzerinde gözetim yaptı. Strong, Rio Konferansı’nda karbon ve diğer sera gazlarını azaltmayı hedefleyen “sürdürülebilir toplum” kavramını tanıttı. Bu fikir, 2015 yılında Roma’da Papa’nın desteğiyle 17 “sürdürülebilir” hedef içeren Agenda 2030 olarak resmileştirildi.
Küresel Elitlerin Büyük Sıfırlama Planları
Klaus Schwab’ın Büyük Sıfırlama girişimi, toplumun yararları için özel mülkiyetin sosyalize edilmesi gerektiğini öne sürülüyor olsa da, bu düşünce, Sovyetler Birliği zamanında yaygın olan ve Davos’taki Büyük Sıfırlama’nın temel bir unsuru olan bir konsepttir. Rio’daki 1992 konferansında Strong, mevcut yaşam tarzlarının ve orta sınıfın tüketim alışkanlıklarının sürdürülemez olduğunu beyan etmişti. Ancak Strong, bu iddialarına rağmen geniş bir arazi satın alarak kendi ilkesine aykırı davranmıştır.
Sonuç: Küresel Elitlerin Karanlık Planları
Bu iddialar, Klaus Schwab’ın Büyük Sıfırlama gündemiyle ilgili olarak ortaya atılmıştır. Bu konular, gezegenin kurtarılmasını hedefleyen ve küresel elitlerin hükümet ajanslarıyla şirket güçlerini birleştirerek seçilmemiş bir otorite altında neredeyse her şeyi yönetmeyi amaçladığı bir plan olarak tanımlanmaktadır. Bu, sürdürülebilirlik adı altında gizlenen teknokratik hatta totaliter bir yönetim biçimi olarak ele alınmaktadır. Büyük Sıfırlama olarak adlandırılan kaotik gelecek planları, küresel elitler tarafından dünya üzerindeki etkilerini artırmak ve kontrolü sağlamak amacıyla geliştiriliyor. Bu planların, özel mülkiyet haklarının kaldırılması, yaşam standartlarının düşürülmesi ve nüfus kontrolü gibi radikal değişiklikleri barındırmaktadır. Tüm bunlarda toplumu korku ve kaosa sürükleyebileceği düşünülüyor. Dolayısıyla, bu tür distopik hedeflere karşı insanlar olarak bilinçli olmak ve gerekli önlemleri almak önem taşımaktadır…
Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, Büyük Sıfırlama hedefleri için insanlık aleyhine faaliyetler yürüten Küresel Elitlerin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir. Aksine insanlar izin vermediği müddetçe hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır.
Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Okuyucularımız; sadece kaynak göstermek şartıyla içerikleri izin almadan kullanabilirler…