İsrail Aslında Kime Meydan Okuyor?

 

Ortalık toz duman…

 

İsrail, 7 saatte iki farklı ülkenin başkentinde HAMAS ve Hizbullah’ın en üst düzey isimlerine suikast düzenleyerek büyük bir meydan okuma yaptı.

 

Herkes dehşete kapılmış vaziyette…

 

Komplo teorileri ve yorumlar havada uçuşuyor!

 

Şimdi meseleyi sadeleştirip, anlaşılır bir hale getirelim..

 

Suikast konusunda uzmanlaşmış olan İsrail, bu defa yeri, zamanlaması ve sonuçları açısından çok stratejik bir hedef seçti!

 

Öldürülen HAMAS’ın siyasi liderlerinden İsmail Haniye oldu ancak bomba İran’a, Türkiye’ye, Arap Dünyasına ve hatta Çin’e düştü!

 

İsrail, bir taşla 6-7 kuş vurmuş oldu!

 

Buradaki şeytani zeka ve kusursuz zamanlamaya dikkat çekmemek olmaz!

 

İçerden destek almadan böylesine sofistike bir operasyon imkansız..

 

Bir kere İran’ın yıpranmış imajı tamamen yerle bir oldu!

 

Güya istihbarat devleti ama Pezeşkiyan’ın yemin töreni için gelen bir “misafir”i dahi koruyamadılar!.

 

Reisi’nin helikopter kazası (!) sonrası yaşanılanlar hafızalardaki tazeliğini korurken İsrail karşısında aciz kaldıkları bu kaçıncı hezimet!.

 

İran’ın çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan açısından ise durum şu: Koltuğuna oturduğu ilk gün İsrail kucağına bir bomba bıraktı!

 

Haniye, Türkiye için de Filistin davasının sembolü sayılabilecek kadar önemli bir isim, stratejik bir figürdü…

 

Ağustos ayında TBMM’de konuşma yapması planlanıyordu.

 

Ömer Çelik’in “Artık yeni bir faza geçilmiştir!” açıklaması Ankara’nın mesajı aldığını gösteriyor.

 

Geçtiğimiz günlerde Filistinli grupları Pekin’de bir araya getirip hizaya sokan Çin’in arabuluculuk hevesi de böylece başlamadan bitti!

 

2020 yılında Kasım Süleymani’yi benzer bir yöntemle ortadan kaldıran ABD’nin Haniye suikastındaki rolü haklı olarak sorgulanıyor..

 

Aslında kongredeki alkışlı müsamere maskeleri düşürmüştü çünkü patronun Tel Aviv olduğu, Amerikan devletinin İsrail’in “kas gücü” olma dışında bir fonksiyonunun kalmadığı ortaya çıktı!

 

Ayrıca Netanyahu’nun o konuşmasında tam 13 kez İran’ın adını telaffuz ettiğini unutmayın!.

 

Altını çizelim…

 

Dini soslu emperyalist tehdidin boyutunu ve ciddiyetini kavrayan Türk Devlet Aklı, 2020 yılından bu yana Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesine (BOP) cepheden karşı duran yegâne güçtür.

 

Bu amaçla o zamandan beri sıralı hamleler peş peşe geliyor.

 

Başka bir yazının konusu olduğu için detaylarına girmeyeceğim ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Karabağ ve Libya” vurgusunun bu bağlamda boşuna olmadığını hatırlatalım!.

 

Şimdi gelelim bundan sonra ne olabilir (yada ne olmalıdır) sorusunun cevabına..

 

Mısır, Irak ve Suriye ile yeniden normalleşme adımları zaten cepte..

 

Ancak İran’ın da Türk ekseniyle tamamen eşgüdümlü hareket etmekten başka çaresi kalmadı!

 

Azerbaycan Türkü Pezeşkiyan’ın bu konjonktürde Cumhurbaşkanı seçilmesi bir anlamda şans ya da kaderin cilvesi!.

 

Yoksa bu sırtlanlar İran’a çoktan göz dikmiş vaziyette!.

 

Dünden bugüne değil, 30-40 yıldır Siyonizm-Evanjelist ittifakının bu coğrafyaya dair kirli hesapları da ortada, bu uğurda kullandıkları maşalar da…

 

Bu yüzden acilen Türkiye öncülüğünde bölge ülkelerinden oluşacak bir masa kurulmalı ve bu azgın azınlığın şerrinden rahatsız olan her ülke de buna destek vermeli..

 

Mesela Türk Devletleri ve Pakistan mutlaka bu denklemin içine alınmalı..

 

Kısa bir süre önce Filistin’in bağımsızlığını tanıyan Ermenistan bile burada yer alırsa şaşırmayın!.

 

Mustafa GÜRBÜZ
MGTV Yayın Yönetmeni