WEF’ten Şok Edici İtirafları Gelmeye Devam Ediyor…

 

COVID-19 planlı pandemisi, dünya çapında insanları derinden etkilemiştir. Sokağa çıkma yasakları, ekonomik krizler ve sağlık sistemlerinin çöküşü gibi durumlar toplumları sarsmıştır. Ancak, bu krizin ardındaki karanlık gerçeklere dair sorulara cevaplar ortaya çıkmaya devam ediyor.

 

WEF’in Şok Edici İtirafları...

 

• Planlı Pandemilerin Amacı Neydi?

 

WEF’in New York’taki özel toplantısında yaptığı açıklamalar, COVID-19’un “toplumsal sorumluluğun bir testi” olduğunu belirtti. Bu ifade, pandeminin, insanların küresel elit tarafından belirlenen kurallara ne kadar uyacağını ölçmek için tasarlanmış bir deney olduğunu ima etmektedir. Milyarlarca insanın, sorgulamadan ve eleştiri yapmadan hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların direktiflerine uyması, bu ilk testin pandemiyle birlikte başarıyla tamamlandığını gösterebilir.

 

• “Benim Karbonum” Girişimi ve Akıllı Şehirler

 

Dünya Ekonomik Forumu, pandemi sürecinin “Benim Karbonum” girişimi ve akıllı şehirlerin gelişimine ivme kazandırdığını belirtmiştir. Bu girişimler, bireylerin karbon ayak izlerini izlemeyi ve yönetmeyi amaçlarken, akıllı şehirler vatandaşların hareketlerini ve aktivitelerini sürekli olarak izleyip denetleyen yaşam alanlarını genişletmeyi hedeflemektedir. Bu planlar, kişisel özgürlüklerin kısıtlanması ve her adımın sürekli gözetlenmesi gibi distopik yenibir dünyada yaşatmayı amaçlamaktadır.

 

• Sosyal Mesafe ve Maske Takma Bu Planın Neresinde?

 

Sosyal mesafe ve maske takma zorunluluklarının pandemi sırasında uygulanması, aslında bireylerin itaate alıştırılmasının bir yolu idi. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) açıklamalarına göre, bu önlemler “bireysel sosyal sorumluluğun özünü” sınamaktadır. İnsanların birbirlerinden uzak durmaları toplumsal bağları zayıflatırken, maske takma zorunluluğu da kişisel ifade özgürlüğünü sınırlayarak bireylerin kimliklerini gizlemektedir. Bu tür uygulamalar, insanların daha kolay yönlendirilebilir olmalarını sağlayan metotlardan sadece biridir.

 

• Aşılar ve HES Gibi Temas Takibi Uygulamaları Gözetimin Bir Parçası mı?

 

Kitlesel aşılama kampanyaları ve temas izleme uygulamaları, küresel elitler tarafından insanların izlenmesi ve kontrol edilmesi için kullanılmış olabilir. Aşı pasaportları ve kişiye özel dijital seyahat kartları, seyahat özgürlüğünü kısıtlarken, zorunlu temas izleme uygulamalarının arkasında bırakılan açıklarla herkesin hareketleri ve etkileşimleri kaydediliyordu. Bu uygulamalar, “halk sağlığını koruma” bahanesi altında, aslında geniş çaplı bir gözetim ağı kurmanın ilk adımları olmuştur.

 

Sürdürülebilirlik Maskesi Altında Totaliterlik Örnekler...

 

• Çevre Dostu Politikaları İle Ne Hedefleniyor?

 

Sürdürülebilirlik politikaları, bireysel özgürlüklerin kısıtlanması ve uyumun zorlanmasının bir yoludur. İklim kriziyle sözde mücadele adına uygulanan kısıtlamalar, yaşam tarzlarında radikal değişikliklere yol açabilir. Et tüketiminin kısıtlanması, fosil yakıtların kullanımının azaltılması ve yeşil enerjiye geçiş, bireylerin seçim özgürlüklerini sınırlamanın bir başka yoludur. Bu tür politikalar, küresel elitlerin insan hayatını her açıdan kontrol etme olasılığını artıracaktır.

 

• 15 Dakikalık Şehirler: Özgürlüğün Sonu mu?

 

WEF’nin önerdiği 15 dakikalık “akıllı” şehirler konsepti, insanların yaşam alanlarını yürüyüş mesafesine sığdırarak hareketlerini kontrol etmeyi hedefliyor. Bu şehirler, sakinlerine tüm ihtiyaçlarını 15 dakikalık yürüyüş mesafesinde karşılayabilecekleri çekici yaşam alanları sunuyor. Ancak bu durum, bireylerin hareket özgürlüğünü kısıtlayarak onları küçük alanlara hapsedebilir. Bu şehirler, vatandaşların her adımının sürekli sıkı sıkıya izlendiği ve denetlendiği distopik geleceğe işaret ediyor.

 

Küresel Elitlerin Nihai Planıları

 

• Ekonomik Yeniden Yapılandırma

 

Pandemi sonrasında, küresel elitler ekonomiyi “Büyük Sıfırlama” adı altında yeniden şekillendirme planları yapıyorlar. Bu çalışmaları, mevcut ekonomik sistemin temelinden değiştirilmesini amaçlıyor ve bu süreçte orta sınıfın azalması, zenginliğin daha da merkezileşmesi amaçlanmaktadır. Küçük işletmelerin kapanması, büyük şirketlerin güçlenmesi, mülkiyet kavramının “paylaşım ekonomisi” perspektifiyle yeniden ele alınması bu değişimin parçalarıdır. Sonuç olarak, mülkiyetten yoksun ve mutluluk eksikliği olan bir distopik toplum gerçekleşecektir.

 

• Dijital Kimlikler ve CBDC’ler Tam Kontrol Araçlarıdır

 

Merkez Bankası Dijital Para Birimleri (CBDC’ler) ve dijital kimlikler, finansal özgürlükler ve gizlilik üzerinde önemli etkileri olacaktır. CBDC’ler, finansal işlemlerin izlenmesini ve kontrolünü mümkün kılabilir. Hükümetler, bu araçları kullanarak istenmeyen davranışlarda bulunan kişilerin hesaplarını dondurup harcamalarını sınırlayabilir. Dijital kimlikler kişisel bilgileri, sağlık verilerini ve sosyal kredi puanlarını barındıracağı için uyumsuz bireylerin toplumdan izole edilmesine ve temel hizmetlere erişiminin kısıtlanmasına neden olacaktır.

 

Küresel Elitlerin Planları Karşısında İnsanlık Ne Yapmalı?

 

Özgürlükleri koruma ve gizli gündemlere karşı koyma konusunda, bireyler ve topluluklar olarak atabileceğimiz adımlar mevcuttur. İnsanların bilinçlenmesi, bilgi edinmesi ve kolektif hareket etmesi hayati önem taşır. Alternatif bilgi kaynaklarına erişim, yerel toplulukların güçlendirilmesi ve özgürlükler için barışçıl eylemler, bu adımlardan sadece birkaçıdır. Teknoloji ve bilimi insanlık yararına kullanmak ve sürdürülebilir bir gelecek, nesillere karşı sorumluluğumuzun parçasıdır.

 

Bu makalede insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleler ele alınırken, küresel elitlerin insanlık aleyhine hedefi olan Büyük Sıfırlama Planlarının “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak asla değildir. Aksine geçmişteki ve günümüzdeki gelişmelerden haberdar etmek ve insanlar izin vermediği müddetçe karanlık hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini vurgulamaktır. Okuyucularımızı eleştirel düşünmeye, kendi araştırmalarını yapmaya ve özgürlüklerini korumak için harekete geçmeye teşvik ediyoruz. Bu tür faaliyetlerine izin vermemek ve başa çıkmak için dünya çapında güçlü işbirliği ve güçlü kollektif dayanışmanı kurulması önemlidir. Bu da onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır.

 

Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…

 

Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girer…