Sağlık Sistemleri Hangi Oyunların Parçası?
17 Kas 2024
- Paylaş:
Sağlık Sistemleri Hangi Oyunların Parçası?
Küresel Sağlık Politikaları ve Türkiye’de Bireylerin Sağlık Bağımsızlığı Hangi Planın Gölgesinde Kalmaktadır?
Küresel sağlık politikaları, bireylerin sağlığını ve toplumların geleceğini şekillendiren karmaşık yapıya sahiptir. Ancak yapı, görünmeyen güç ilişkileri ve çıkar çatışmalarıyla doludur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dinamiklerin merkezinde yer alırken, ardındaki niyetler ve manipülasyonlar, sağlık hizmetlerinin sunumunu sorgulamamıza neden olmaktadır. COVID-19 pandemisi, karmaşık yapının gerçek yüzünü gözler önüne serdi. Pandemi sürecinde, küresel elitlerin sağlık politikalarını nasıl manipüle ettiğini ve bireylerin özgürlüklerini nasıl kısıtladığını gördük.
WHO: Kontrol ve Manipülasyonun Aracı
WHO, sağlık krizlerini yönetme iddiasında bulunurken, elitlerin insanları kontrol etme planlarının parçası haline gelmesi, insan hakkı olmanın ötesinde, elitlerin manipüle edebileceği araç haline gelmiş olması, WHO’nun kararlarının ardındaki niyetleri sorgulamamıza neden olmaktadır. Elitlerin sağlık politikalarını kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmesi, Türkiye’de derin güvensizlik yaratmakta; insanlar, sağlık hizmetlerinin arkasındaki gerçek niyetleri sorgulamakta ve WHO’nun bağımsız otorite olarak varlığını sorgulamak zorunda kalmaktadır.
Büyük Sıfırlama: Yeni Bir Düzenin Temelleri
Küresel elitlerin “Büyük Sıfırlama” planları, COVID-19 pandemisi ile birlikte belirgin hale geldi. Plan, ekonomik ve sosyal sistemlerin yeniden yapılandırılmasını öngörmekte ve sağlık politikalarını yeni düzenin parçası olarak kullanmaktadır. Pandemi, elitlerin sağlık hizmetlerini kontrol etme ve bireylerin özgürlüklerini kısıtlama fırsatı sundu. Türkiye’de sağlık, yeni düzenin aracı haline gelirken, bireylerin bağımsızlıkları tehdit altına girmiştir.
Korku ve Belirsizlik: Sağlık Politikalarının Kalkanı
Pandemi sürecinde alınan kararlar, yalnızca sağlık değil, sosyal ve ekonomik yapıları da etkilemiştir. WHO, süreçte, küresel elitlerin çıkarlarını korumak için halk sağlığını kalkan olarak kullanarak korku ve belirsizlik ortamını beslemiştir. Türkiye’de bireyler, sağlıklarını koruma adına onay vererek özgürlüklerinden feragat etmeye zorlanması, WHO’nun elitlerin kontrol planlarının parçası olarak nasıl manipülasyon aracı haline geldiğini göstermektedir.
Etik Dışı Uygulamalar ve Sınıf Ayrımları
WHO’nun sağlık politikaları, etik dışı uygulamalarla doludur ve dezavantajlı gruplara zarar vermektedir. Küresel elitler, grupları hedef alarak kendi çıkarlarını korumak için sağlık sistemlerini istismar etmektedir. Türkiye’de sağlık, elitlerin güçlerini pekiştirmek için kullandıkları silah haline gelmesi, toplumda derin güvensizlik yaratmakta; insanlar, sağlık hizmetlerine erişimlerinin elitlerin kontrolü altında olduğunu hissetmektedir.
Gerçek Sorun: Küresel Sağlık Sistemi
WHO’nun uygulamaları, sağlık hizmetlerinin eşit dağılımını tehdit ederken, toplumda sınıf ayrımlarını derinleştirmektedir. Türkiye’nin WHO’dan çıkması gerektiği sorusu önem kazanmakta. Ancak WHO’dan çıkmak, yüzeysel yaklaşımdır. Gerçek sorun, WHO’nun ötesinde, küresel sağlık sistemi ve buna entegre edilen yerel sağlık sistemlerindedir. Elitlerin kontrolü altında olan sistem, bireylerin ve toplumların özgürlüklerini kısıtlamak için tasarlanmıştır.
Sağlık Sisteminde Dönüşüm: Bireylerin Sesi
Gerçek değişim için sağlık sisteminin köklü şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Bu, bireylerin kendi sağlıkları üzerinde söz sahibi olmalarını sağlamak için kritik adımdır. WHO’nun sunduğu alternatiflerin ötesine geçmek, Türkiye’nin kendi yerli ve milli sağlık politikalarını belirlemeleri için gereklilik haline gelmektedir. Bu, bireylerin kendi sağlıklarını yönetme hakkını yeniden kazanmaları için fırsattır.
Yerel İhtiyaçlar ve Küresel Elitler
Günümüzde halk sağlığı endüstrisi, küresel ve yerel elitlerin çıkarları doğrultusunda şekillenen yapı haline gelmiştir. Yapı, Türkiye’deki yerel ihtiyaçları göz ardı ederek, küresel elitlerin taleplerine göre hareket etmektedir. Sağlık sistemlerinin yerel ihtiyaçlara göre yeniden yapılandırılması, elitlerin kontrolünü kırmak için kritik adım olacaktır. Dışa bağımlılığın sona erdirilmesi, toplumların kendi sağlık politikalarını belirlemeleri için gereklilik haline gelmektedir.
Sağlık Hakları: Bireylerin Mücadelesi
WHO, insan hakları konusunda da ciddi sorunlara sebep olmaktadır. Sağlık bağımsızlığı, bireylerin kendi sağlıklarını yönetme hakkını ifade etmesine rağmen, küresel elitler ve yerel elitler bağımsızlığı tehdit eden politikalar geliştirmeleri, bireylerin sağlık haklarını ihlal eden sistemin varlığını ortaya koymaktadır. Türkiye’de sağlık, elitlerin manipülasyonuna açık alan haline gelmiştir. Bu bağlamda, bireylerin sağlık haklarını savunmaları ve hakların korunması için mücadele etmeleri gerekmektedir.
Gelecek: Toplum Temelli Yaklaşımlar
Gelecek, sağlık politikalarında köklü değişiklikler gerektirmektedir. Toplum temelli yeni sağlık yaklaşımları, bireylerin kendi sağlıklarını yönetmelerine olanak tanıyan model sunmaktadır. Bu, elitlerin kontrolünü kırmak ve bireylerin özgürlüklerini yeniden kazanmak için fırsattır. Türkiye’de sağlık sistemlerinin, toplumların gerçek ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesi, dönüşümün temelini oluşturmaktadır.
Bilinçlenme ve Mücadele Tercih Değil, Zarurettir
Sonuç olarak, makalede ele alınan konular, sağlık sisteminin yanı sıra bireylerin yaşamları üzerindeki kontrol mekanizmalarının da sorgulanması gerektiğini vurgulamaktadır. Okuyucular, sağlık politikalarının ardındaki gerçek niyetleri ve niyetlerin toplum üzerindeki etkilerini daha iyi anlayarak, kendi sağlık haklarını savunma konusunda bilinçlenmelidirler. Bu, tüm toplumların geleceği için kritik adımdır. Bireylerin sağlık bağımsızlıklarını yeniden kazanma mücadelesi, her zamankinden daha önemlidir. Mücadelede dayanışmanın artması, küresel elitler için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır.
GUWUSTE.COM
Şimdi uyanma ve birlik olma zamanı!!
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.