Planlı pandemi sürecinde, COVID-19 aşısını olanlar ile olmayanlar arasındaki alaycı tartışmalar devam etmekte olsa da her iki kesimde mağdurdur.
Hatta aşı olanların vücudunun bir yerine metal koyup aşı olmayanlarla “yaklaşmayın” diye dalga geçtiği, cep telefonların wifilerini açıp “yaşasın bak ID numaram gözüktü” diyerek dalga geçenleri ve “Bill Gates 5G mikroçipimi bugün taktırdım! Etkinleştirmek için 3 hafta içinde tekrar gitmem gerekiyor! Acaba bana ne gibi süper güçler verecek? Teşekkürler Pfizer” diyen videolarını izledik sosyal medyada.
Bu dalgaları geçen bazı kişiler aniden öldü, bazılarında ise COVID-19 aşısının sebep olduğu yan etkilerin izleri var. Bazıları şimdilik bir sorun olmadığına inanarak hayatlarını sürdürüyor. Ancak, sağlık sorunları yaşama endişesiyle yaşıyorlar.
Ancak yapılan son araştırmalar, özellikle Covid19 aşısı olanların 5G ile bağlantılı sağlık sorunlarını ortaya koymaya devam etmektedir. Bu da 5G ve aşılar arasındaki bağlantı üzerine tartışmaların devam edeceğini göstermektedir.
Bu makale, Fareler ve İnsanlar üzerinde yapılan 10 yeni araştırma Covid19 ve 5G teknolojisini inceliyor.
5G üzerine 10 yeni araştırma:
1-) 2024 Şubat (Wang et al) – Wang ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada, 4,9 GHz radyofrekans alanlarına (RF) maruz kalan farelerde bağırsak mikrobiyotasının bileşiminin değiştiği, çeşitliliğin azaldığı ve topluluk dağılımının farklılaştığı tespit edilmiştir. Metabolomik profillemeye göre, RF grubunda yüksek miktarda bulunan 258 metabolit saptanmıştır. Araştırma, bağırsak mikrobiyotasındaki bu değişikliklerin ve metabolik dengesizliklerin, muhtemelen bağışıklık düzenlemesi veya iltihaplanma ile ilgili değişiklikler aracılığıyla RF kaynaklı depresyon benzeri davranışlarla ilişkili olabileceğini öne sürmektedir. Bulgular, RF’ye maruz kalmanın farelerde bağırsak mikrobiyota dengesizliğine yol açabileceğini göstermektedir. (Kaynak)
2-) 2024 Ocak (Hardell et al.) – Beş yaşındaki bir çocuk, 5G baz istasyonlu bir cep telefonu kulesinin yakınında bulunan bir okulda şiddetli baş ağrıları yaşamaya başlamıştır.
2023 sonbaharında okulda yorgunluk ve baş dönmesi eşliğinde baş ağrıları günlük ve daha şiddetli bir hal almaya başladı. Çocuk evde genellikle semptomsuzdur, ancak ara sıra evde de hızlıca iyileşen ikinci derecede baş ağrıları yaşar. Çocuk, 2023 sonbaharından bu yana dışarıda ve sınıfta koruyucu şapka ile RF koruyucu ceket ve atkı takmaktadır. Epidemiyolojik çalışmalar, RF radyasyonuna maruz kalmanın kanserle açık bir ilişkisi olduğunu göstermiş ve laboratuvar hayvanları üzerinde yapılan çalışmalar, kanser riskindeki artışı doğrulamıştır. Kansere atfedilen risk mekanizmaları arasında oksidatif stres, mRNA etkileri ve DNA hasarı bulunmaktadır.
İnsanlarda yapılan epidemiyolojik çalışmalar, hayvanlar üzerindeki laboratuvar çalışmaları ve hücrelerde yapılan laboratuvar çalışmaları, RF radyasyonu ile kanser riski arasında tutarlı sonuçlar vermiştir. Artan kanser riski bilgisiyle birlikte, RF radyasyonunun objektif bir değerlendirme sonucunda IARC sınıflandırmasına göre Grup 1 insan kanserojeni olarak sınıflandırılması gerekmektedir. Bu sınıflandırmanın önleyici tedbirler üzerinde önemli etkileri olmalıdır. (Kaynak)
3-) 2023 Aralık (Özgen et al) – Melatonin, bir antioksidan olarak, 2100 MHz radyofrekans radyasyonuna uzun süre maruz kalan sıçanların sperm özellikleri üzerinde terapötik etkiler gösterdiği tespit edilmiştir.
Araştırma, RF maruziyetinin anormal sperm morfolojisi oranını artırdığını ve toplam sperm sayısını düşürdüğünü ortaya koymuştur. Melatonin uygulamasının ise toplam sperm sayısını, normal morfolojiyi ve ultrastrüktürel görünümü iyileştirdiği gözlemlenmiştir. Bu bulgular, melatoninin RF kaynaklı üreme sorunlarına karşı erkeklerde potansiyel bir tedavi yöntemi olabileceğine işaret etmektedir. (Kaynak)
4-) 2023 Ekim (Bodin et al) – Çalışma, perinatal 5G elektromanyetik alan maruziyetinin ergen sıçan davranışı üzerindeki etkisini araştırmıştır.
Sonuçlar, EMF’ye maruz kalan grupta kesici dişlerin çıkmasının geciktiğini ve dişilerde daha az stereotipik davranış, erkeklerde ise daha fazla stereotipik davranış olduğunu göstermiştir. Çalışma, normal eşiğin altındaki seviyelerde 5G’ye perinatal maruziyetin çocuklarda ve ergenlerde yavru bozukluklarına yol açtığını göstermektedir. (Kaynak)
5-) 2023 Ağustos (Canovi et al) – Deneysel sonuçlar, 1,8 ila 3,5 GHz’deki RF’nin, önceki bulguları genişleterek, çevresel standartların üzerindeki seviyelerde in vitro nöronların elektriksel aktivitesini engellediğini göstermektedir. (Kaynak)
6-) 2023 Nisan (Zheng et al) – Çalışma, 28 günlük bir çalışmanın sonuçlarına göre, farelerde 2650 MHz elektromanyetik radyasyona maruz kalmanın anksiyete benzeri davranışa neden olabileceğini, ancak depresyon benzeri davranışa neden olmayacağını buldu. (Kaynak)
7-) 2023 Ocak (Singh et al) – Bu çalışma, genç sıçanlarda radyofrekans elektromanyetik radyasyona (RF-EMR) akut maruz kalmanın nörogenezi bozabileceğini ve nöronal DNA hasarına neden olabileceğini bulmuştur. Araştırmada, RF-EMR’ye maruz kalan sıçanların beyinlerinde daha yüksek seviyelerde lipid peroksidasyonu, karbon merkezli lipid radikalleri ve tek sarmallı DNA hasarı tespit edilmiştir. Bulgular, RF-EMR’ye kısa süreli maruz kalmanın, muhtemelen bozulmuş nörogenez ve nöronal dejenerasyonda rol oynayan karbon merkezli lipid radikallerinin ve nükleer DNA hasarının oluşumuna yol açabileceğini göstermektedir. (Kaynak)
8_) 2023 (Zhou) – Çalışma, günde 1 saat olmak üzere 35 gün boyunca 5G cep telefonu radyofrekans radyasyonuna sürekli maruz kalmanın fare serebral korteksinde kan-beyin bariyeri geçirgenliğini artırdığını buldu. (Kaynak)
9-) 2022 Kasım (Qin et al.) – Çalışma, 4,9 GHz radyofrekans alanının yetişkin erkek farelerde duygusal davranış ve uzamsal hafıza üzerindeki etkisini incelemiştir. Sonuçlar, bu frekansa maruz kalmanın depresyon benzeri davranışlara neden olduğunu, nöron sayısını azalttığını ve amigdalada piroptozu artırdığını, ancak hipokampüste artırmadığını göstermiştir. Bu durum, 4,9 GHz RF’ye maruz kalmanın amigdaladaki nöronal piroptoz ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. (Kaynak)
10-) 2022 Eylül (Nyberg) – Avrupa Birliği, nörotransmitter değişiklikleri, hücre hasarı ve kanser dahil olmak üzere potansiyel sağlık risklerini gösteren çalışmalara atıfta bulunarak Eylül 2017’den bu yana 5G teknolojilerinin kullanımı konusunda bir moratoryum çağrısında bulunuyor. 2021 Temyiz başvurusu, 5G sinyallerinin ayrıca oksijen ve su molekülü davranışını değiştirebileceği, proteinleri açabileceği ve cilt hasarına ve çeşitli türlere zarar verebileceği konusunda uyarıyor. (Kaynak)
Tüm bunlar bize şunu göstermektedir;
5G teknolojisinin dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde hızla yayılmasıyla birlikte vaat ettiği imkanlar ve ilerlemeler gerçekten dikkat çekici. Ancak, her geçen gün çok daha fazla insan bu teknolojinin potansiyel sağlık ve gizlilik risklerine dair farkındalık kazandıkça endişeler de artmaktadır.
Artık mesele sadece daha yüksek internet hızları olmaktan çıkmıştır. Kablosuz sistemlerin radyofrekans ve elektromanyetik alanların yaydığı radyasyonun olası tehlikeleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu riskler artık çevresel kirlilik olarak değerlendirilmekte ve ele alınması gerekmektedir.
Eğer bu konuyu ulusların gündemine sokmayı başaramazsak, 5G sağlık ve gizlilik açısından bir felakete dönüşebilir. Bu meseleleri aydınlatmanın ve toplumlarımızın güvenliğini ve refahını korumak için gerekli tedbirleri almanın vakti gelmiştir.
Maalesef, kablosuz teknolojiyle ilgili güncel bilimsel tartışmalarda yanıltıcı bilgilerin bulunması kaçınılmazdır. Bazı argümanlar, 5G radyasyonunun insan vücudu üzerinde yaratabileceği potansiyel tehlikeleri ihmal etmektedir. İnsan sağlığına etkilerini dikkatle izlemeye devam etmemiz büyük önem taşımaktadır. Bunu yaparak, olası tehlikeleri belirleyip ele alabilir, böylece riskleri minimize ederken bu teknolojik gelişmenin avantajlarını tam anlamıyla kullanmamızı sağlayabiliriz.
İşte ancak o zaman, 5G’nin insanlık aleyhine kullanılmaması konusunda bilinçli kararlar alabilir ve dünyanın güvenliğini sağlayabiliriz.
***
Şunu da asla unutmamalıyız;
Küresel Elit Şeytanların (KEŞ) insanları köleleştirme amacıyla hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Ancak insanlar, uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe Adem’in nesline düşman olan Şeytanın ve Küresel İşbirlikçi yavru şeytanlarının planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir. Çünkü Allah’ın çalıştığımızın karşılığını vereceği yönünde kesin vaadi vardır.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel planlarının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…
Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!!
(Get up and wake up! Stop the evil!)