Teknoloji Nereye Gidiyor? Kontrol Kimde?
30 Ağu 2024
- Paylaş:
Teknoloji Nereye Gidiyor? Kontrol Kimde?
İnsanlığa Yönelik Tehditler ve Kontrol Planları…
Teknoloji, modern dünyanın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş ve günlük yaşamımızın her alanına nüfus etmiştir. Ancak bu bağımlılık, ciddi riskler ve kaos ihtimalini de beraberinde getirmektedir. 18 Temmuz 2024’teki geniş çaplı global bilgisayar kesintisi, bu risklerin ve olası tehlikelerin somut bir örneğidir. Bu kesinti, CrowdStrike güncellemesinin Windows tabanlı cihazları etkilemesi sonucu meydana gelmiş ve endişeler ile süphelere yol açmıştır. Bu makalede, teknolojinin insanlık için oluşturduğu tehditler, kaos ve bu sorunları yönetmek için geliştirilen stratejiler detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Teknolojinin Kırılganlığı
Bilgisayar kodları, teknolojik sistemlerin temel taşlarıdır ve doğaları gereği kırılganlık ve hata yapma riski taşırlar. Bu durum, sistemlerin güvenilirliğini riske atabilir ve geniş çaplı kesintilere neden olabilir. 18 Temmuz’da yaşanan kesinti, bu tür kırılganlıkların ne kadar ciddi sonuçlar doğurabileceğini açıkça ortaya koymuştur. Teknolojik sistemlerin gün geçtikçe artan karmaşıklığı, küçücük bir insan hatası ihtimalini yükseltmekte ve bu tür hatalar birbirine bağlı sistemlerde zincirleme reaksiyonlara yol açabilmektedir.
Toplumsal Etkiler
Teknolojinin hızla ilerlemesi, küresel elitlerin büyük şirketlerine yatırım yaparak bu süreci yönlendirmesiyle birlikte, toplumsal etkilerin denetlenmesinde zorluklara sebep olmaktadır. Bu, teknolojinin olumsuz yönlerinin toplum üzerinde daha fazla hissedilmesine sebep oluyor. Özellikle siyasetçiler, bürokratlar ve ilgili kadroların teknoloji ve yapay zeka gibi kritik konularda yeterli bilgiye sahip olmamaları, bu meselelerin siyasi arenada hak ettiği önemi görmemesine neden olmakta. Sonuç olarak, teknolojinin toplum üzerindeki etkileri yeterince değerlendirilememekte ve insanlık yararına gereken önlemler alınamamaktadır. Bu durum, teknolojik ilerlemenin toplum için faydalı olabilecek potansiyelini tam anlamıyla kullanamamamıza yol açıyor ve bu da geleceğimiz için önemli bir endişe kaynağı oluşturuyor.
Geleceğe Yönelik Kontrol Planları: Teknoloji ve Toplum İlişkisini Yeniden Tanımlamak
Teknolojinin doğal bir sınırı olup olmadığı ve bu sınırın insan zekasının anlama kapasitesi ile sınırlı olup olmadığı, üzerinde düşünülmesi gereken kritik sorulardır. Bu tür sorular, teknolojik ilerlemenin hangi noktada durdurulması gerektiği konusunda bizi düşünmeye itmektedir. Teknoloji ile toplum arasındaki ilişkinin daha derinlemesine anlaşılması ve yönetilmesi, yalnızca teknokratların ya da politikacıların değil, toplumun tüm kesimlerinin aktif katılımını gerektiren karmaşık ve kritik bir süreçtir. Bu kritik süreç, teknolojinin hızlı gelişiminin insanlık yararına ve gereksinimlerine uygun olarak hizmet edip etmediğini değerlendirmemize olanak tanımalıdır.
Küresel Elitlerin Teknolojik Planları Üzerine Bir Değerlendirme
Küresel liderlerin “Büyük Sıfırlama” olarak adlandırılan planları, komplo teorilerinin ötesine geçerek gerçek dünya politikalarını etkilemeye başlamıştır. Bu planlar, ekonomik ve toplumsal sistemlerin yeniden yapılandırılmasını ve potansiyel olarak seçilmemişlerin başında olduğu totaliter tek dünya hükümeti oluşturulmasını hedeflemektedir. 18 Temmuz 2024’teki büyük bilgisayar kesintisi, teknoloji şirketlerine yatırım yapan ve Büyük Sıfırlama hedeflerini izleyen küresel elitler tarafından planlanmış bir masa üstü tatbikat olarak değerlendirilmelidir. Bu olay, teknolojinin insanlık aleyhine kullanılabilecek sessiz silahlara nasıl dönüştürülebileceğinin somut bir örneğini sunmuştur.
Teknoloji ve Büyük Sıfırlama hedefi, küresel elitlerin planlı ve kontrollü ilerleyişleriyle birleşerek, insanlık için tehditleri artırma ve toplumsal kaosu derinleştirme potansiyelini gözler önüne sermiştir. Bu durum, geleceğimiz üzerinde derin kaotik etkilere sebep olacak önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda dünya genelindeki her birey, yaşanan ve yaşatılacak olan süreçteki rollerini ve bu sürecin getirdiği karanlık ve kaotik etkileri derinlemesine düşünmek zorundadır. Artık bu durum, bir tercih meselesi olmaktan çıkıp, kaçınılmaz bir zaruret haline gelmiştir. Teknolojinin sınırsız potansiyeli, yalnızca bir avuç küresel elitin değil, tüm insanlığın yararına olmalıdır. Bu, ancak toplumun her kesiminden bireylerin teknolojik gelişmelere aktif olarak katılımıyla mümkündür. Herkesin sesinin duyulduğu, her fikrin değerlendirildiği bir süreç, teknolojinin gerçekten de tüm insanlık için çalıştığı bir geleceğe kapı aralar.
Şunu da özellikle belirtmek isteriz;
Bu makalede insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin hedefi olan sömürü düzeninin yenilmez olduğu yanılgısını oluşturmak asla değildir. Aksine gelişmelerden haberdar etmek ve insanlar izin vermediği müddetçe karanlık hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini vurgulamaktır. Bu tür faaliyetlerine izin vermemek ve başa çıkmak için dünya çapında güçlü işbirliği ve güçlü dayanışma kurulması önemlidir. Bu da onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır. Bu nedenle, uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…
SADİ ÖZGÜL
Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girer…