Kalk Ve Uyar! Kötülüğe Dur De!

Hero Image

Silikon Vadisi’nin Gerçek Yüzü: Pedofili [1]

  • 10 Oca 2024

  • Paylaş:
Blog Detail Header

Silikon Vadisi’nin Gerçek Yüzü: Pedofili (1)

“Yeni bilgiler yeni hükümler doğurur…”

Başta Bill Gates ve Microsoft olmak üzere Silikon Vadisi sakinleri hakkında ortaya çıkmaya devam eden yeni gerçekler, yeni bilgiler ve ifşalar, önemli kanıtlar ana akım medyalar tarafından sansürlenmektedir.

Peki öyleyse bunlar kimi ve neyi korumak amacıyla yapılıyordu?
Bill Gates’i korumak amacıyla değil, Microsoft’u korumak amacıyla yapılıyordu elbette.

Bu durumda akıllara “neden Microsoft korunmak istenmekte?” sorusunu getiriyor elbette.
Çünkü sansürlenme olmazsa Silikon Vadisi’nin ahlaksızlık olan gerçek doğası ve hedefi ortaya çıkar. Güven önemli ölçüde aşınırsa küresel şeytanların hayatta kalması için kritik bir projeler olarak gördüğü her şey bertaraf edilirse dünya onlar için huzurlu bir yer olmayacaktı…

En büyük nedeni ise, WEF ve Microsoft’un ortak hedefi olan insanlık aleyhine altın vuruşlar gerçekleştirecek olan; başta yapay zekâ geliştirme çalışmaları olmak üzere, otomasyon, kitlesel elektronik gözetim ve transhümanizm ile insan toplumunun merkezine köleleştirmeyi yerleştirecek olan görünüşte insanlık için hayırlı 4. Sanayi Devrimi’ni özde ise Global Babil şerrini başlatmak üzere son sürat çalışıyor olmasıdır.

İşte bu yeni yazı dizimizde gelecekte kesinlikle karşı karşıya kalacağımız transhümanizm şerri sorununu doğru anlayıp gelecek için yeni stratejiler geliştirilmesine yardımcı olmayı amaçlamaktır.

Öyleyse başlıyoruz anlatmaya…

Her şey Bill ve Melinda Gates’in boşanma haberlerinin ardından Bill Gates ve Jeffrey Epstein arasındaki bağlantı hakkında yeni bilgilerin ortaya çıkmasıyla başlamıştı.

Görünen o ki Gates ve Epstein arasındaki tuhaf birliktelik daha önce bilinenden çok daha önce başlamış ve bu bilginin ana akım medya tarafından gizlendiğine dair işaretler var. Bu sansürün amacı Bill Gates’i ve Jeffrey Epstein’i korumaktan ziyade Microsoft’u ve birçok şirketi korumak gibi görünüyor.

Mayıs 2021’in başlarında, Bill ve Melinda Gates’in yirmi yedi yıllık evliliklerinin ardından boşandıkları haberi hem destekçilerini hem de eleştirmenlerini şaşırttı. Çünkü çift birlikte hayırseverlikleriyle tanınıyordu. Ancak boşanma duyurusundan kısa bir süre sonra, Melinda Gates’in Bill Gates’in çocuk seks kaçakçılığına karışan ve istihbarat teşkilatlarıyla bağlantıları olan Jeffrey Epstein ile olan ilişkisinden derinden rahatsız olduğunu iddia edildi. Haberlerde, Bill’in 2014 yılı civarında Epstein’dan duyduğu rahatsızlık nedeniyle kendisiyle arasına mesafe koyma kararı almasında Melinda’nın önemli bir rol oynadığı öne sürüldü. Bu rahatsızlık hem Melinda’nın hem de Bill’in Epstein ile 2013 yılında New York’un Yukarı Doğu Yakası’ndaki malikanesinde buluşmalarından sonra ortaya çıkmıştı ve bu buluşma daha önce basına sızmamıştı yada sansüre uğamıştı.

Ancak Gates’lerin boşanmasının ayrıntıları resmi açıklamadan birkaç hafta önce kesinleşmişti. Boşanma planlarının aslında 2019 yılında Melinda’nın boşanma avukatlarından tavsiye istemesiyle başladığı iddia edildi. İddiaya göre bu danışma, ABD basınında Bill Gates’in Jeffrey Epstein ile ilişkisi hakkında haber yapılmaya başlamasının ardından gerçekleşti.

ABD medyasına göre, çocuk seks kaçakcısı Epstein’ın Gates’ler arasındaki son ayrılıkta bir rol oynadığı konusunda hemfikir görünse de, ilişkilerinin boyutunu tam olarak keşfettikleri söylenemez. Hikaye göre ilişkilerinin çok daha önce başladığını gösteren kanıtlara rağmen, Gates’in Epstein ile bağlantısının 2011 yılında başladığını öne sürüyorlar.

Medyanın Gates ve Epstein arasındaki bağları haber yapmayı reddetmesi, Gates’in küresel sağlık politikasındaki önemli rolü ve tartışmalı teknokratik çözümlere verdiği destekten kaynaklanıyor olabilir. Bununla birlikte, Gates ve Epstein’ın 2011’den önceki ilişkilerinin doğasının, daha sonra meydana gelenlerden daha skandal olması mümkündür. Çünkü skandalın sadece Gates için değil, Microsoft içinde kötü sonuçları olabilirdi.

Bu örtbas, ABD ve Dünya medyasının Epstein ve Maxwell ailesinin Silikon Vadisi’ndeki etkisini görmezden geldiği daha büyük bir modelin parçasıdır. Google, LinkedIn, Facebook, Microsoft, Tesla ve Amazon gibi teknoloji devlerinin kurucularının hepsinin Jeffrey Epstein ile farklı yakınlık derecelerinde bağlantıları olduğunu belirtmek gerekir.

Bu soruşturma, önümüzdeki yıllarda yayınlanması muhtemel bir çok kitabın etrafında şekillenebilir. Kitapların Epstein’ın ve Gates’in Silikon Vadisi, bilimsel akademi ve istihbarat kurumlarıyla olan ilişkilerini derinlemesine incelemesi ve kapsamlı bilgileri ortaya çıkarması beklenebilir.

Gizem İfşa Oldu!!

2001 yılında Jeffrey Epstein hakkında oldukça önemli bir makale yayınlandı. Epstein ve Prens Andrew arasındaki ilişkiye odaklanan makale 22 Ocak 2001’de Londra’da Evening Standard gazetesinde yayınlandı. Nigel Rosser tarafından kaleme alınan makale hiçbir zaman geri çekilmedi ve Epstein’ın ilk tutuklanmasından ve ardından kamuoyunda kötü şöhret kazanmasından çok önce yayınlandı. Ancak, Evening Standard’ın web sitesinden kaldırılmıştır ve artık yalnızca profesyonel gazete veri tabanları aracılığıyla erişilebilir durumdadır. Makalenin tamamına buradan erişebilir ve indirebilirsiniz.

Makale, görünüşe göre Epstein’ın Florida’daki ilk tutuklanmasından sonra internetten kaldırılmıştı. Yazar Rosser, Epstein’ı New York’lu güçlü bir emlak geliştiricisi ve finansçı olarak tasvir etmekte ve emlak piyasasındaki etkinliğini vurgulamaktadır. Rosser ayrıca Epstein’ın daha önce CIA için çalıştığı iddiasından da bahsediyor ki Epstein bunu şimdi reddediyor. Bu ifadeler muhtemelen Epstein’ın 2019’daki ikinci tutuklanmasından önce bile makalenin kaldırılmasına katkıda bulundu.

Makale öncelikle Epstein, Maxwell ve Prens Andrew arasındaki yakın ilişkiye odaklanıyor. Hem Epstein hem de Maxwell’in Prens üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu ve Maxwell’in Prens’in “sosyal iş bitiricisi” olarak hareket ettiği öne sürülüyor. Makale, Maxwell’in prensi manipüle ettiğini belirtmekte ve Prens Andrew ile ilgili tüm durumun Epstein tarafından düzenlendiğini ima etmektedir.

Özellikle bir satır, Gates ve Epstein arasındaki ilişkinin gerçek doğasını çözmede önemli bir ipucu olarak öne çıkıyor. Makalede Epstein’ı tanıttıktan kısa bir süre sonra Rosser, Epstein’ın Bill Gates, Donald Trump ve Ohio’lu milyarder Leslie Wexner gibi kişilerle olan iş bağlantıları sayesinde önemli kazançlar elde ettiğinden bahsediyor.

Wexner, Trump ve Epstein arasında 2001 yılı öncesindeki bağlantılar yaygın olarak bilinmektedir. Wexner’in Epstein ile ilişkisi 1985 yılında, Trump’ınki ise 1987 yılında başlamıştır. Ancak ana akım medya, Nigel Rosser tarafından sağlanan ipuçlarına rağmen Gates ve Epstein’ın 2011 yılında bir araya geldiği gerçeğini görmezden gelmeye devam etmektedir. BBC ise bu makalenin içeriği hakkında hiçbir haber yapmadı. BBC’nin uzun yıllar boyunca Bill & Melinda Gates Vakfı’ndan önemli miktarda fon aldığını belirtmekte fayda var.

Rosser’in makalesi hiçbir zaman geri çekilmedi ve o dönemde Gates, Trump ve Wexner iddialara itiraz etmedi. Bu Epstein’ın kötü şöhret kazanmasından önceydi. Gates’in Epstein’ın yakın çalışma arkadaşları olduğu bilinen Trump ve Wexner ile birlikte anılması, Gates’in 2001 öncesinde Epstein ile önemli bağları olduğunu düşündürmektedir.

Ayrıca, 1995-1996 yılları arasında Epstein ve Maxwell için çalışmış olan Epstein mağduru Maria Farmer da başka kanıtlar sunmaktadır. Farmer, Epstein’ın Bill Gates’ten yakın arkadaş olduklarını ima edecek şekilde bahsettiğini duyduğunu hatırlamaktadır. Bu ona Microsoft’un kurucu ortağının yakında Epstein’ın evlerinden birini ziyaret edebileceği izlenimini vermiştir.

Microsoft, McKinley ve Isabel Maxwell

Bu iki ana kanıtın yanı sıra, Evening Standard makalesi yayınlanmadan önce bile Gates’i Ghislaine Maxwell’in kız kardeşleri tarafından işletilen bir işle ilişkilendiren belgelenmiş kanıtlar olduğunu belirtmek önemlidir. Ghislaine’in bu işte mali çıkarı vardı ve bu da Nigel Rosser’ın bahsettiği iş bağlantılarının niteliğine ışık tutabilir. Ayrıca, Gates’in PROMIS yazılım casusluğu skandalı ve İsrail istihbaratıyla bağlantılı olan Isabel Maxwell ile olan alışılmadık ilişkisi 2000 yılında The Guardian’da yayınlanan bir makalede anlatılmaktadır.

İkiz kız kardeş olan Christine ve Isabel Maxwell, o zamanki kocalarıyla birlikte Ocak 1992’de McKinley Group’u kurdular. Bundan önce hem Christine hem de Isabel babaları Robert Maxwell’in Information on Demand adlı paravan şirketinde çalışmışlardı. Bu şirket, ele geçirilen PROMIS yazılımının ABD hükümetine satılmasıyla ilgileniyordu. Robert Maxwell’in vefatından sonra Christine ve Isabel, McKinley’i babalarının mirasını devam ettirmek için bir şans olarak görerek yeniden toparlanmayı ve yeniden inşa etmeyi amaçladılar.

Kasım 2000’de Sunday Times’da yayınlanan bir makaleye göre McKinley Grubu sadece Isabel, Christine ve kocalarına ait değildi. Ghislaine Maxwell de şirkette önemli bir paya sahipti. Makale, Ghislaine’in 1990’lar boyunca gizlice babasınınkine benzer bir iş imparatorluğu kurduğunu ortaya koyuyordu. Gizemli tavırlarıyla ünlüydü ve ticari işlemleri gizlilik içinde yürütülüyordu. Bu dönemde, Manhattan’daki ofisi ticari faaliyetleriyle ilgili herhangi bir bilgi vermeyi reddetmesine rağmen, kendisinden bir “internet operatörü” olarak bahsetti.

The Scotsman’da 2001 yılında yayınlanan bir makalede, Ghislaine’in faaliyetleri konusunda ketum davranmasıyla tanındığından ve kendisini bir internet operatörü olarak tanımladığından bahsedilmektedir. Ghislaine’in McKinley Group’un faaliyetlerine ne ölçüde dahil olduğu belirsizdir. Ancak o dönemde Jeffrey Epstein ile istihbaratla bağlantılı bir cinsel şantaj operasyonuna dahil olmuştur. Ayrıca hem o dönemde hem de daha sonra basında aralarında önemli finansal bağlantılar olduğuna dair haberler yer almıştır.

McKinley, diğer web sitelerinin kapsamlı incelemelerini ve derecelendirmelerini sunan ilk web sitesi olarak kabul edilen Magellan İnternet Dizini’ni yarattı. Magellan’ın tamamlayıcı içerik sağlamaya yönelik yenilikçi stratejisi birçok önde gelen şirketin dikkatini çekti ve AT&T, Time-Warner, IBM, Netcom ve Microsoft Network (MSN) ile önemli işbirliklerine yol açtı. Isabel Maxwell bu ortaklıkların kolaylaştırılmasında çok önemli bir rol oynadı. 1995 yılının sonlarında Microsoft, McKinley ile önemli bir ittifak kurarak Magellan’ın MSN hizmeti için arama motoru olarak hizmet vereceğini duyurdu.

McKinley’nin talihi, halka açılan ilk arama motoru olma girişiminin başarısızlığa uğramasıyla bir düşüşe geçti. Bu durum Christine Maxwell ile Isabel’in o zamanki kocası arasında bir anlaşmazlığa neden oldu ve şirketin diğer pazar liderlerinin gerisinde kalmasına yol açtı. Sonuç olarak McKinley ikinci bir halka arz girişiminde bulunma şansını kaçırdı ve reklam geliri elde etmekte zorlandı. 1996 yılında, daha sonra AskJeeves tarafından satın alınan Excite, McKinley Group ve Magellan’ı 18 milyon dolar değerinde 1,2 milyon Excite hissesi karşılığında satın aldı. Isabel Maxwell bu anlaşmanın sağlanmasında çok önemli bir rol oynadı ve Excite’ın o dönemki CEO’su George Bell, McKinley’in satın alınmasını kurtarmak için gösterdiği çabaları takdirle karşıladı.

McKinley’in hayal kırıklığı yaratan sonucuna rağmen, Maxwell ikizleri ve Ghislaine Maxwell de dahil olmak üzere şirketle ilişkili diğer kişiler, anlaşmadan sadece önemli bir milyon dolarlık ödeme almakla kalmadı, aynı zamanda Silikon Vadisi’ndeki etkili isimlerle güçlü bağlantılar kurdu. Ghislaine’in satıştan elde ettiği fonların, Jeffrey Epstein ile karıştığı iddia edilen cinsel şantaj operasyonunu desteklemek için kullanılıp kullanılmadığı belirsizdir.

McKinley/Magellan’ın satışından sonra Christine ve Isabel Maxwell ile hem ABD hem de İsrail’deki istihbarat kurumları arasındaki açık bağlantılar önemli ölçüde artmıştır. Isabel’in Microsoft ile olan ilişkisi McKinley Group’un satışından sonra da devam etti. Jonathan Pollard nükleer casusluk skandalına karışan kişi ve gruplardan fon alan İsrailli teknoloji şirketi CommTouch’ın başkanlığını üstlendi. Eski İsrailli subaylar tarafından 1991 yılında kurulan bir yazılım geliştiricisi olan CommTouch, öncelikle ana bilgisayar ve kişisel bilgisayarlar için e-posta istemci yazılımı satmaya, bakımını yapmaya ve hizmet vermeye odaklandı. Şirket, İsrailli “süper casus” Robert Maxwell’in kızı olması nedeniyle özellikle Isabel’in katılımını istedi. Isabel de şirkete katılmak için benzer motivasyonları paylaşmış ve Haaretz’e bunun kendisine babasının İsrail’deki mirasını devam ettirme fırsatı sağladığını ifade etmiştir.

Isabel, CommTouch’taki ilk yıllarında çeşitli ittifak ve ortaklıkları başarıyla müzakere etti. Ancak CommTouch’ın itibarını büyük ölçüde artıran, Microsoft’un kurucu ortakları Bill Gates ve Paul Allen ile olan etkileşimleri oldu. Microsoft’un kurucu ortaklarının katılımı CommTouch’ın profilini yükseltmeye yardımcı olmakla kalmadı, aynı zamanda ilk halka arzın (IPO) başarısızlığını önlemede de önemli bir rol oynadı. Bu, Isabel Maxwell’in önceki şirketi McKinley Group’un yakın zamanda yaşadığı bir kaderdi. Aslında CommTouch, Temmuz 1999’da Microsoft’un kurucu ortağı Paul Allen ile ilişkili firmalardan önemli bir yatırım alana kadar halka arzını defalarca erteledi.

Bloomberg tarafından yayınlanan bir rapora göre, Allen’ın Vulcan ve Go2Net’inden gelen yatırımlar, hisse satışına ve daha önce bilinmeyen bir yazılım geliştiricisi olan CommTouch’a olan ilgide önemli bir artışa neden oldu. Bu da halka açılmadan önce bile hisse senedi fiyatlarında ani bir yükselişe neden oldu. Allen’ın şirketlerinden elde edilen fonlar özellikle satış ve pazarlama çabalarını genişletmek ve uluslararası pazarlarda varlık göstermek için kullanıldı. Mali açıdan bakıldığında, Allen’ın CommTouch’a yatırım yapma kararı, şirketin hiçbir zaman kârlı olmadığı ve bir önceki yıl 4 milyon doların üzerinde zarar ettiği düşünüldüğünde tuhaf görünebilir. Ancak, Allen’ın iyi zamanlanmış yatırımı ve şirketin tekrarlanan halka arz gecikmeleriyle belirgin koordinasyonu sayesinde, CommTouch’ın değeri halka açıldığında 230 milyon doların üzerine çıktı, Allen’ın yatırımından birkaç hafta önce sadece 150 milyon dolardı.

Paul Allen’ın CommTouch’ın halka arzını destekleme kararının nedenleri ve yatırımdan beklentileri tam olarak açık değildir. Ancak Allen’ın daha sonra 2004 yılında kurulan A Small World adlı özel bir çevrimiçi topluluğa katıldığını belirtmek gerekir. Bu toplulukta Jeffrey Epstein, Lynn Forester de Rothschild, Naomi Campbell ve Epstein’ın eski müşterilerinden Adnan Kaşıkçı’nın kızı Petrina Kaşıkçı gibi diğer önemli kişiler yer alıyordu. Gözden düşmüş bir medya patronu ve Epstein’ın iş ortağı olan Harvey Weinstein, A Small World’ün en büyük hissedarıydı. Bu süre zarfında Paul Allen’ın Epstein’ın ortağı ve kendisi de bir istihbarat elemanı olan Nicole Junkermann ile fotoğraflandığını belirtmek önemlidir.

Allen’ın Ekim 1999’da CommTouch’a yaptığı yatırımdan sadece birkaç ay sonra şirket önemli bir duyuru yaptı. Microsoft ile büyük bir anlaşma yapmışlardı. Bu anlaşmaya göre Microsoft, belirli MSN ortakları ve uluslararası pazarlar için web tabanlı e-posta çözümleri sağlamak üzere CommTouch’ın Custom MailTM hizmetini kullanacaktı. Buna ek olarak CommTouch müşterilerine MSN Messenger Hizmeti ve Microsoft Passport sunacaktı. Ayrıca gelecek MSN mesajlaşma teknolojilerini desteklemek için Windows NT alanındaki bilgilerini de geliştirecekler. CommTouch temsilcisi Gideon Mantel, anlaşmayla ilgili heyecanını dile getirdi ve gelecekte diğer gelişmiş Microsoft ürünlerinin de entegre edilebileceğini ima etti.

Aralık 1999’da Microsoft, hisselerinin %4.7’sini satın alarak CommTouch’a 20 milyon dolarlık bir yatırım yaptığını açıkladı. Bu CommTouch hisse senedi fiyatlarının birkaç saat içinde hisse başına 11.63 dolardan 49.13 dolara fırlamasına neden oldu. CommTouch’a yeni atanan bir yönetici olan Richard Sorkin, anlaşmanın sonuçlandırılmasında kilit bir rol oynadı. Sorkin, Elon Musk’ın ilk şirketi olan ve CEO olarak görev yaptığı Zip2’nun satışının ardından kısa süre önce multimilyoner olmuştu.

O dönemde Microsoft’un başında olan Bill Gates’in de Isabel Maxwell’in isteği üzerine CommTouch’a kişisel bir yatırım yaptığı anlaşılıyor. Ekim 2000’de Guardian’da yayınlanan bir makalede Isabel, Bill Gates’i o dönemde CommTouch’a kişisel olarak yatırım yapmaya ikna etmesindeki etkisinden esprili bir şekilde bahsetmiştir.

Guardian’daki makalede Isabel Maxwell ve Bill Gates tarafından yapılan ilginç bir yorumdan bahsedilmektedir. Isabel, şaka yollu güneyli aksanını taklit ederek, Bill’in vergiden muaf statüsünü korumak için yılda 375 milyon dolar harcaması gerektiğinden, kendisine yardımcı olmasına izin vermesini önerir. Daha sonra kahkahalara boğulur.

Ancak, Gates kadar varlıklı bireylerin aslında vergiden muaf bir statüye sahip olamayacağını açıklığa kavuşturmak önemlidir. Bu makale Bill & Melinda Gates Vakfı’nın kuruluşundan kısa bir süre sonra yayınlanmıştır. Dolayısıyla Isabel’in sözleri, CommTouch’a önemli bir yatırım yapanın, vakfın bağış varlıklarının yönetiminden sorumlu Bill & Melinda Gates Vakfı Vakfı olduğunu ima etmektedir.

Ayrıca, Isabel’in Gates ile olan etkileşimlerini sunuş biçimindeki farklılıktan da bahsetmek gerekir. Kendisini “mırıldanıyor” olarak tanımlaması ve sahte bir Güneyli aksanı takınması, bu karşılaşmaları farklı konulardaki diğer pek çok röportajından ayırıyor. Bu tuhaf davranış Isabel’in Gates ile geçmişteki etkileşimleriyle ve/veya o dönemde Gates ve Epstein arasındaki gizemli ilişkiyle bağlantılı olabilir.

2000 yılından sonra CommTouch hem işlerinde hem de nüfuzunda önemli bir büyüme kaydetti. Isabel Maxwell bu başarıyı, şirketin ABD pazarına girişini kolaylaştıran Gates ve Paul Allen liderliğindeki Microsoft’un yatırımlarına borçluydu. Maxwell, 2002 yılında yayınlanan Fastalliances adlı kitapta Microsoft’un CommTouch’ı hayati bir “dağıtım ağı” olarak algıladığını belirtmiştir. Maxwell ayrıca Microsoft’un yatırımının CommTouch’ın güvenilirliğini anında artırdığını, teknoloji ve hizmetlerini piyasada geçerli kıldığını belirtti. Bu dönem boyunca Microsoft’un CommTouch ile ilişkisi, CommTouch’ın Microsoft Exchange’e ev sahipliği yapması da dahil olmak üzere ek ortaklıklar yoluyla güçlenmeye devam etti.

Isabel Maxwell’in CommTouch için kârlı yatırımlar ve ittifaklar sağlamadaki başarısına rağmen, şirketin mali durumu iyileşmedi. CommTouch 1998 yılında 4,4 milyon dolar net zarar etti ve benzer zararlar 2000’li yıllarda da devam etti. Microsoft, Paul Allen ve Gates’in önemli yatırımlarına rağmen 2000 yılına gelindiğinde net zarar 24 milyon doları buldu. Isabel 2001 yılında resmi olarak şirketten ayrılıp emeritus başkan olduktan sonra bile kayıplar devam etti. CommTouch 2006 yılında 170 milyon doların üzerinde borçla karşı karşıya kaldı. Isabel Maxwell 2001 yılında CommTouch’taki görevinden ayrılmış olsa da, o dönemde yaklaşık 9,5 milyon dolar değerinde önemli miktarda CommTouch hissesini elinde tutuyordu. Bugün Isabel Maxwell, diğer başarılarının yanı sıra Dünya Ekonomik Forumu tarafından “teknoloji öncüsü” olarak tanınmaktadır.

Devam edecek…

Makale Yazarı

Article Author

GUWUSTE

Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş:
Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.