Kalk Ve Uyar! Kötülüğe Dur De!

Hero Image

Transseksüel İdeolojisinin Büyük Yanılgısı: Biyolojik Cinsiyet Değiştirilemez! (2)

  • 29 Ağu 2024

  • Paylaş:
Blog Detail Header

Transgenderizmin, Ailenin ve Toplumun Düşmanı Olduğuna Dair Eleştiriler

 

Transseksüel ideolojisi, son yıllarda giderek artan bir şekilde insanlığı tehdit etmektedir. Bu ideoloji, biyolojik cinsiyeti reddederek, insanların kendi cinsiyetlerini seçmelerine izin verilmesini istemektedir. Ancak, bu ideoloji, birçok eleştiriye maruz kalmıştır. Bizde eleştirilerde bulunup cevaplamaları için bazı sorularımız ikinci bölümde de olacaktır. (Birinci bölüme buradan ulaşabilirsiniz...)

 

Transgenderizmin, Ailenin ve Toplumun Düşmanı Olduğuna Dair Eleştirilere devam ediyoruz;

 

  • Transgenderizm, Biyoloji Bilimi ile Çelişir

 

Toplumsal cinsiyet ideolojisi, temel biyolojiyle çelişmektedir. Transseksüel anlatısını çürüten tüm bilimsel kanıtlar göz ardı ediliyor.  Bununla birlikte,  Amerikan Çocuk Doktorları Koleji’nin yaklaşımı açıktır: “İnsan cinsiyeti nesnel bir biyolojik ikili özelliktir: Erkek ve dişi. İnsan cinsiyeti, türümüzün üremesi ve gelişmesi olduğu açık bir şekilde yaratılış gereğidir. Cinsel gelişim bozuklukları, üçüncü bir cinsiyet oluşturmaz.

 

  • Biyolojik Cinsiyet Değiştirilemez

 

Trans ideolojiyi benimseyenler, erkeklerin kadınlara dönüşebileceğini veya kadınların erkeklere dönüşebileceğini iddia ediyor. Ancak iddiaları yanlıştır. “Bir kişinin cinsiyetini değiştirmek fizyolojik olarak imkânsızdır, çünkü her bireyin cinsiyeti genlerde kodlanır. Dişi ise XX, erkek ise XY.  Dr. Richard P. Fitzgibbons, Philip M. Sutton ve Dale O’Leary iyi belgelenmiş çalışmalarında, “cinsiyetin, vücudun her hücresine yazıldığını ve DNA testi ile tespit edilebileceğini ve cinsiyetin değiştirilemeyeceğini” doğrulamaktadır.

 

  • Erkekliği ve Kadınlığı Bozuyor

 

Transseksüel ideoloji, biyolojik gerçekliğin kişinin cinsiyetini belirlemediğini iddia eder. Bu nedenle, erkek ve kadın arasındaki farklar, giydiğimiz giysiler gibi, kimliğimizden ayrıdır ve sürekli olarak değişir derler. Erkeklik ve kadınlığın gördüklerimizi tanımlamak için kullanılan ancak önemli bir temeli olmayan etiketler olduğunu iddia ederler. Transgenderizm, biyolojik cinsiyetin, cinsel kimliğin temel bileşeni olduğunu reddeder ve bazı transseksüeller queerciler gibi akışkan, sabit olmayan, cinsel yönelimleri savunur.

 

  • Biyolojimizdeki Organların İşleyiş Mantığını Amacını Yok Sayar

 

Biyolojik açıdan insan organlarının bir amacı olduğunu mantık ve akıl yoluyla anlayabiliriz. Örneğin; gözlerimizin amacı, bize görüş sağlamaktır. Akciğerlerimiz, oksijeni solumak için vardır ve duymak için kulaklarımız vardır. Benzer şekilde, insan cinselliğinin birincil amacı üreme, ikincil amacı cinsel yönden zevk almadır. Bununla birlikte, transseksüellik, eşcinsellik ve feminizm ise, cinselliğin üreme amacını küçümser, adeta üremeyi sıfırlamak ve sadece cinsel hazza odaklanmak için ortak çalışırlar.

 

  • Transgenderizm Kendini Yıkıcıdır

 

Eşcinsel hareket, hayatları paramparça eder. Pişmanlık, umutsuzluk ve intihar LGBT yaşam tarzının “T” sini benimseyenler arasında yaygındır.  Uzun yıllar boyunca kadın gibi yaşadığı için pişman olan Walt Heyer, “Kimlik belgelerim ne olursa olsun gerçek bir kadın olmadığımı biliyordum. Cinsiyet çatışmamı çözmek için aşırı adımlar attım ama değiştim cinsiyetler işe yaramamıştı. Açıkçası bir maskeli balo idi.” “Transseksüeller sadece doğum kimliklerini yok etmekle kalmaz, herkesi ve her şeyi yok ediyorlar: aile, eş, çocuklar, erkek kardeşler veya kız kardeşler, kariyer, yıkım ve kendine zarar verme” diye açıkladı Walt Heyer. İnsan doğasını ihlal eden bir yaşam tarzı yaşamakla ilgili stres ortadadır. Amerikan İntiharı Önleme Vakfı’na göre, Amerika’da trans olarak tanımlayanların %41’i intihar girişiminde bulundu. Bu, ulusal ortalamadan yirmi beş kat daha fazla. Transgender endüstrisinin, cinsiyet geçişi için reçete ettikleri hormon blokerleri denilen ilaçların yan etkileri konusunda bireylerin tam olarak aydınlatılamaması da ayrı bir sorun.

 

  • Transgenderizm Bizi Nereye Taşıyacak: Trans-Türler

 

Bir erkek ve bir kadın insan olmadığını da iddia edemez. İddia ederse akıl ve duygu durumu bozukluğuna işaret eder. Bazı trans bireylerdeki rölativistik sonuç maalesef burada da kendisini gösteriyor: buna “trans-türler” denir. Trans-Tür Kimlik Bozukluğu olan insanlar kendilerini insan olarak görmezler ve eşcinsel geçitlerde yer alırlar. Bunlar, kendilerini değişik hayvan türleri ile ifade ederler. Trans-tür hareketinin insanlık durumlarını sorgulamak için kullandığı argümanlar, esasen transseksüel harekettekilerle aynıdır. Duygular, gerçekliğin yerini aldığında, mantık ölür. İnsanın en yüksek kısmı olan akıl yıkılır, yerini hayvan kuralları alır. Bu trans – türler, bizi ahlaksız fantezilerle oyalanmaya zorluyor. Bu bozukluklar normal kabul edildiğinde, dizginlenmemiş tutkuların daha büyük ahlaksızlık biçimleri getirmesine ne direnebilir? İnsan aklını daha fazla yıkıma karşı ne koruyacak?

 

  • Trans İdeolojinin Çocuklara Zulmü

 

Transseksüel ideolojisi, küçük çocuklardan başlayarak zihnin yanılsamalarını ve sapkınlığını dayattığı için en kötü zulüm tiplerine yaklaşır.  Trans ideoloji, çocukları transseksüellere karşı pozitif duyarlılık eğitimine zorluyor ve çocuklara transseksüelliği aşılamaya çalışıyor.

 

  • Transseksüel İdeolojinin Bileşenleri:

 

Trans ideolojiyi besleyen doktrinler : Pervasız liberalizm, feminizm ve hedonizm
Bakanları : Eşcinsel ve transseksüel hareketin liderleri. 
Yardımcıları-Takipçileri: Küresel sermaye, küresel medya, küresel film sinema platformları, medya, bazı liberal ve bazı sol medya, ahlaksız politikacılar, bilimi satan akademisyenler, eşcinsel ve transseksüeller, pedofiller, bazı queerciler ve feministler.
Soruşturdukları konu: Transgenderizmi tehdit eden yasalar, inançlar, kültürler. 
Aforoz edip dışladıkları ise; bilimsel gerçekleri saklamayanlar, gerçeği konuşanlar, “homofobik” veya “transfobik” olarak damgalanan erdemli, dürüst ve cesur bireyler.
Kurbanları: Çocuklar, ergenler, gençler, cinsel kimlik bozukluğu yaşayan tüm bireyler

 

  • Transgenderizm, Ahlaki ve İnanç İlkelerini Çiğner

 

Kişinin biyolojik cinsiyetini değiştirme arzusu, sadece gerçeği reddetmekle kalmaz, aynı zamanda zihinsel ve duygusal sapmalarını da ele verir. Kimse tesadüfen erkek veya dişi olarak doğmaz, ancak İlahi bir plan uyarınca erkek veya dişi olarak yaratılmıştır. Kromozomları ya XX tir ya da XY dir. Üçüncü bir cinsiyet kromozomları yoktur. Bu nedenle, insanlığın biyolojik doğasıyla kasıtlı olarak çelişmek Yaratıcımıza karşı bir isyan eylemidir. Kendi cinsiyeti hakkında rahatsız veya kafası karışık olanlara yardım etmeliyiz. Bu nedenle, merhametle yaklaşmalı, gerçeği aramalıyız, çünkü sadece gerçek sizi özgür kılabilir.

 

  • Transgenderizmin Toplum Hayatında Yol Açtığı Diğer Sorunlar

 

Transseksüeller, Tuvalet, Duş Yerlerindeki Cinsiyeti Kaldırıyorlar. Transseksüellerin umumi tuvaletlerde kadın ve erkek tuvaletlerinden hangisini kullanması gerektiği, ayrıca duş almak için; kadın ve erkekler için ayrılmış duş kabinlerinden hangisini kullanacağı da ciddi sorunlardan biri.

 

  • Transseksüeller, Soyunma Odalarındaki Cinsiyeti Kaldırıyorlar

 

En çok tartışılan sorunlardan biri de soyunma odalarının kullanımı konusudur. Trans bireyler, kadın soyunma odalarında mı yoksa erkek soyunma odalarında mı giysilerini değiştirecektir? Özellikle Batı ülkelerinde ki eğitim kurumlarının soyunma odalarında yaşanan bu sorun velileri de endişeye sevk etmektedir. Alışveriş merkezlerinin giyim mağazaları bölümünde de bu sorun çözülmüş değil.

 

  • Transseksüel polisler, güvenlikçiler hangi cinsiyetin üst aramasını yapacaklar?

 

Güvenlik aramalarında da bu konuda ciddi sorunlar mevcut. Transseksüel bir polis düşünelim. Bu trans polis, hangi cinsiyetin üst aramasını yapacak? Trans kadın polis kadınların, trans erkek polis ise erkeklerin üst aramasını yapacak mı? Bu durum bireylerin mahremiyetini ihlale ve tacize girmez mi? Ölçü neye göre ve kime göre belirlenecek?

 

  • Transgender İdeolojinin, Çelişkili Yaklaşımlarına Dair Sorabileceğimiz Bazı Sorular

 

Ünlü yazar Ryan T. Anderson’ un sorularından yola çıkarak bizde bazı sorular soralım.

  • Cinsiyet kimliğimiz heteroseksüel olunca değişebileceğini iddia edenler, cinsiyet kimliği eşcinsel veya transseksüel olunca neden değişmez kabul ediliyor?
  • Toplumsal Cinsiyet sosyal bir yapı ise, trans cinsiyet kimliği nasıl doğuştan ve değişmez olabiliyor? Kişinin trans cinsiyet kimliği, sürekli değişen sosyal yapıya göre nasıl değişmez olabilir? 
  • Transseksüel aktivistler, bir yandan bilimin cinsiyet kimliğinin doğuştan ve değişmez olduğunu açığa vurduğunu söylüyorlar, öte yandan insanların cinsiyet olarak istedikleri kişi olmakta özgür oldukları konusunda ısrar ederek biyolojinin belirleyici olduğunu inkâr ediyorlar. Hangisi doğru? 
  • Transseksüellerin hissettikleri duygular bize kalıcı, sabit ve sağlıklı bir cinsel kimlik sunabilir mi?
  • İçsel bir cinsiyet duygusuna sahip olmak ne anlama geliyor? Kişi bu durumda yanılamaz mı?
  • Neden duygularımız; yaşımızı, boyumuzu, ten rengimizi, ırkımızı belirlemiyor da cinsiyetimizi belirliyor? Duygularımız, cinsiyet konusunda neden tek belirleyici yapılıyor?
  • Duygularımız bizi farklı bir trans türlerde meselâ; bizi bir kedi gibi hissettirirse ne yapacağız?
  • Bu durumda içsel olarak kabul edilen cinsiyet duygusun biyolojik gerçeklikten sapması; ruhsal, zihinsel ve duygusal bir sorunun varlığına işaret etmez mi?
  • Bu insanlar, duygularını bedenleri ile barışık hale getirmek için tıbbi ve ruhsal tedavi alması gerekmez mi? 
  • Zaman içinde transseksüel cinsiyet kimliğini terk eden, doğumdaki cinsiyetine geri dönen bu insanları nasıl açıklayacağız? 
  • Transseksüel ideolojinin kendi “yaklaşımını” bilim diye dayatması bilimsel araştırma yöntemlerine ve bilim etiğine uygun mu?
  • Transseksüel ideolojinin tezlerini çürüten bilimsel araştırmalar neden görmezlikten geliniyor?

 

Transgenderizmin, ailenin ve toplumun düşmanı olduğuna dair eleştirilerimiz çerçevesinde, bu makalede insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik mesele ele aldık. Bu makaledeki amacımız insanlık aleyhine olan cinsiyetsiz toplum tahribatlarının perde arkasında olan Küresel Eitlerin hedefi olan sömürü düzeninin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak asla amaçlanmamaktadır. Aksine, gelişmelerden haberdar etmek ve insanlar izin vermediği müddetçe karanlık hedeflerin asla başarılamayacağı gerçeğini vurgulamak hedeflenmektedir.

 

Transgenderizmin aile yapısını ve toplumsal değerleri tehdit ettiği için küresel elitlerin aile üzerinde sebep olduğu planlı operasyonlarla başa çıkmak için dünya çapında güçlü işbirliği ve dayanışma kurulmasının önemini ortaya koymaktadır. Bu da onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır. Bu nedenle, merak edin, uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği arayın.

 

VEDAT KAT
Psikolojik Danışman & Sosyoloji Bilim Uzmanı

 

Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!

 

Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girer…

Makale Yazarı

Article Author

Vedat KAT

Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş:
Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.