LGBTQ sorunları hakkında eğitmek ve politikaları ilerletmek için dünya çapında haber, iş dünyası, eğlence, dini liderleri, spor hükümetleri ve bireysel aktivistlerle birlikte çalışan bir proje olan WEF’in Küresel LGBTİ Eşitliği Ortaklığı’nın (PGLE) bir diğer ortağın da GLAAD’dır.

GLAAD, LGBT bireyleri normalleştirmek ve onları tüm sinema senaryolarına dahil etmek için Hollywood ile yakın bir şekilde çalışmaya devam etmekte.

Hatta GLAAD başkanı 2023 WEF yıllık toplantısında medyaya “sızmayı” hedeflediğini ve LGBT bireyleri normalleştirmek için Hollywood ile yakın bir şekilde çalıştığını itiraf etti.

GLAAD tarafından kullanılan stratejiler, 1989’da yayınlanan bir eşcinsel manifestosunda ortaya konduğu gibi, 1989’dan beri bir sır olarak kaldı. 2022’de ise kısaltmaya “Q” eklemek ve yaş aralığını genişletmek gibi değişen parametrelerini kullanarak manipülasyonlarla daha fazla sayıda gencin LGBTQ olarak tanımlandığını gösterildiğini itiraf etti.

GLAAD bir medya izleme kuruluşundan endüstrilerdeki en güçlü kültürel değişim ajanlarından birine dönüştü. Sonrasında kuruluşu başta olmak üzere tanınmış medya kuruluşları P&G, Dow, Google, Netflix, Delta, Hilton başta olmak üzere bir çok kuruluştaki önemli mevkilerdeki çalışanlardan 10.000’den fazla kişiyi LGBTQI terminolojisi ve sorunları konusunda özel eğitti.

Ellis ayrıca WEF’te gündeme katkıda bulundu ve “Palmiye Ağaçları ile Davos” adlı yıllık Küresel Konferansları ve Genç Liderler Çemberi olan Kaliforniyalı bir ekonomik düşünce kuruluşu olan Milken Enstitüsü’nde konuştu. Her iki kuruluş da Bill & Melinda Gates Vakfı’ndan fon alıyor.

WEF; “Büyük Sıfırlama: LGBT+ katılımlar pandemi sonrası başarısının sırrıdır”

Küresel LGBT+ Eşitlik İnisiyatifi (PGLE), Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından 22 Ekim 2019’da “Eşitlik, Eşitlilik, Kapitalizm ve Sosyal Adalete bütünsel ve entegre bir yaklaşım” girişiminin bir parçası olarak başlatıldı. WEF’in PGLE’si, iş dünyasında ve toplumda eşitliği teşvik etmeyi ve çeşitliliği teşvik etmeyi amaçlamaktadır.

Ayrıca PGLE birçok şirket tarafondan da finase edilerek desteklenmektedir.
O şirketler; Accenture, Boston Consulting Group, Cisco, Deloitte, Deutsche Bank, Edelman, EY, Mastercard, Microsoft, Procter & Gamble, PepsiCo, PricewaterhouseCoopers, Salesforce, Scotiabank ve The Coca-Cola Company ve diğerleri…

2020 yılında WEF, iş dünyasında ve toplumda eşitliğin önemini vurgulayan “Büyük Sıfırlama: LGBT+ katılımlar pandemi sonrası başarısının sırrıdır” başlıklı bir propaganda yazısı yayınladı. WEF’in Strateji Girişimi platformunda ulusal hizmetler, eğitim, kamu hizmetleri, sağlık ve sağlık hizmetleri, mesleki hizmetler ve insan haklarını içeren bir “LGBT+ katılımı” bölümü yer alıyor. Rapor ayrıca iş dünyasında ve toplumda cinsiyet eşitsizliği konusunun ele alınmasının önemini vurguluyor.

Peki öyleyse LGBT konusu insan haklarının neresinde?

Küresel Şeytanların örgütlerle kelimelerin sihirli gücünü çok iyi bildikleri için devredilemez olan insan haklarına atıfta bulunmak için genellikle “insan hakları” terimini kullanırlar. Ancak Allah’ın yasasına göre doğuştan verdiği insan hakkı devredilemez, değiştirtilemez ve herhangi bir yönetim otoritesi tarafından bahşedilmez.

Buna rağmen atıfta bulunulan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne göre, insan hakları belirli kişiler tarafından yaratılır ve başkalarına bahşedilir. Bu haklar yalnızca hükümetlerin, hükümetler arası kuruluşların ve diğer BM paydaşlarının rehberliğinde kullanılır. Bu nedenle, BM’nin insan hakları sisteminde, insanların devredilemez hakları olduğu düşünülmemektedir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gerçeği aslında budur.

Peki öyleyse gerçek nedir?

Küreselciler genellikle “eşitlik”, A ve B vatandaşlarını eşit kılmak için hisselerin kasıtlı olarak yeniden dağıtılması olan “sosyal eşitlik” veya “kritik sosyal eşitlik” için bir kısaltma olarak adlandırırlar. Aslında onların söz konusu ettikleri eşitlik ise bambaşkadır. Onların eşitlik dedikleri şey ve amacı kaynakların, statünün ve servetin “adil” bir şekilde yeniden dağıtılmasını sağlamaya zorlamak için var olan tüm Müzakereci Ekonomik Girişim (DEI) programlarının amacıdır.

Küresel Şeytanlardan ve çözüm ortaklarından oluşan egemen bir sınıf, insanların fikirlerini sormadan ne istediğine veya toplum için neyin iyi olduğuna karar verir. Serveti düzenlemek, vergilendirmek ve yeniden dağıtmak için devletin zorlayıcı gücünü kullanırlar. WEF’in “Büyük Sıfırlama” hedefi, aynı zamanda korunan bu seçkin sınıfının karteller oluşturma ve kapitalizm kurma girişimini temsil ediyor.

Özetle, eşitlik ve sosyal adalet genellikle birbirine karıştırılır, ancak aynı şey değildir. WEF’in Yeni Ekonomi ve LGBT’yi teşvik eden Toplum Merkezi aracılığıyla LGBT ile harmanlanmış çeşitliliği, eşitliliği, kapsayıcılığı ve sosyal adaleti teşvik etmeyi amaçlamaktadır.

WEF’in en net hedefi 4 milyar insanı öldürmektir.
Büyük Sıfırlamanın bir amacı da dünya nüfusu azalttıktan sonra geri kalanını LGBT’ci veya onlara hoşgörülü bakıp kucaklayan LGBT sevici bir toplum oluşturmaktır.