Kalk Ve Uyar! Kötülüğe Dur De!

Hero Image

Borç İnsanlık İçin Köleleştirme Aparatıdır.

  • 22 Ağu 2024

  • Paylaş:
Blog Detail Header

Modern kölelik ve borçlandırma sadece bir insanlık suçu değil, aynı zamanda hepimizin yüzleşmesi gereken bir gerçektir.

 

Modern çağda kölelik mi var? Evet, maalesef hâlâ var. Ama bu sefer zincirler görünmez. İnsanlar zorla çalıştırılıyor, borç batağına saplanıyor ya da insan ticaretinin kurbanı oluyor. Çocuklar oyun oynamak yerine çalıştırılıyor, bazıları ise istemedikleri evliliklere zorlanıyor. Bu çağda, kölelik yasak ama bir şekilde devam ediyor. Nedeni ise ekonomik eşitsizliklere sebep olan borçlanmayı görmezden gelen zayıf hukuk sistemleri ve sosyal adaletsizlikler buna göz yumuyor olmasıdır.

 

Borç, genellikle klasik ekonomik sistem içinde bir araç olarak kabul edilir;

 

Aslında bu kabul oldukça derin ve karmaşık bir yapıdadır. Uluslararası finansal sistemin düzeni, zenginlerle fakirler arasındaki servet dengesini bozarak, zenginlerin daha da varlıklı, fakirlerin ise daha da yoksul hale gelmesine yol açabilir.

 

Peki, ne yapmalı?

 

Doğru cevaplar verebilmek için, ezberlerin bozulmasından korkmadan borçlanmanın ne anlama geldiği kadar ne olmadığını doğru bir biçimde anlamamız şarttır.

 

Borcun Gizli Yüzü ve Politik Doğası

 

Borç, yalnızca ekonomik bir mesele olmanın ötesinde, derinlemesine bir politik boyut taşımaktadır. Krediye kimlerin erişebileceği, hangi koşullarda ve kimlerin yüksek faizlerle karşı karşıya kalacağı gibi konular, borcun politik yönünü gözler önüne sermektedir. Bu, özellikle gelişmekte olan ülkeler için daha belirgindir; bu ülkeler genellikle yüksek faiz oranları ile borçlanmak zorunda kalırken, zengin ülkeler çok daha uygun şartlarda finansman bulabilmektedir. Bu durum, küresel güç dengelerindeki eşitsizlikleri daha da pekiştirmektedir. Borcun bu politik niteliğinin, uluslararası güç ilişkilerini nasıl etkilediğini ve bu dinamiklerin ekonomik adaletsizlikleri nasıl körüklediği dünya genelinde ortak bir sorundur.

 

Borç ve Savaşın Kesişimi

 

Tarih boyunca savaşlar, devasa borçlar oluşturmuştur ve bugün de bu durum değişmemiştir. Örneğin, borçla finanse edilen Ukrayna savaşı, ülkenin gelecekte ödeyemeyeceği borç seviyelerine yol açmaktadır. İsrail ve Tayvan gibi ülkeler de benzer borç krizleriyle yüzleşme riski taşımaktadır. Bu, borcun yalnızca ekonomik bir araç olmadığını, aynı zamanda askeri bir araç olarak da kullanıldığını gösterir. Ukrayna’nın borç krizinin, IMF ve özel kreditörlerin çifte standartlarını nasıl sergilediğini ve savaşın finansal bir araç olarak kullanılmasının bir örneği olduğunu vurgulamak istiyoruz.

 

Üçüncü Dünya Borç Krizi

 

Gelişmekte olan ülkeler, 1980’lerden itibaren borç krizleriyle mücadele etmektedir. Bu krizler, Batılı finans kurumlarının bu ülkelere borç verme eğiliminden kaynaklanıyor. Yüksek faiz oranları ve ağır borç şartları, bu ülkelerin ekonomik gelişimini baltalamakta ve onları devamlı bir borç sarmalına sürüklemektedir. Bu durum, küresel elitlerin bu ülkeler üzerindeki kontrolünü sürdürme stratejilerinin bir unsuru olarak görülmelidir. Borç krizlerinin, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik özerkliklerini nasıl riske attığı ve kalkınma olanaklarını nasıl kısıtladığı açıktır.

 

IMF ve Dünya Bankası’nın Rolü

IMF ve Dünya Bankası, Batı’nın finansal sermayenin tahsildarı olarak işlev görmektedir. Bu kurumlar, gelişmekte olan ülkeler üzerinde sıkı geri ödeme şartları uygulayarak, bu ülkelerin sağlık, eğitim ve temiz su gibi temel hizmetler için kullanabilecekleri kaynakları borç ödemelerine karşı yaptırım olarak aktarmalarını zorlamaktadır. Bu durum, söz konusu stratejik kurumların küresel elitlerin menfaatlerine hizmet ettiğini ve borcu bir denetim aracı olarak kullandıklarını ortaya koymaktadır. Ayrıca, Küresel Elitlerin gelişmekte olan ülkelerin kurumlarını ve ekonomik politikalarını şekillendirme ve bu ülkelerin ekonomik özerkliklerini sınırlama biçimleri açıkça görülmektedir.

 

Küresel Elitlerin Büyük Sıfırlama Planı Bunun Neresinde?

 

Borç, küresel elitler tarafından insanları kontrol etmek ve yönlendirmek için bir araç olarak kullanılıyor. Bu elitler, borç mekanizmasını kullanarak ülkeleri ve bireyleri ekonomik olarak kendilerine bağımlı kılarak güçlerini artırıyorlar. Büyük sıfırlama planları çerçevesinde, borç sisteminin daha da derinleşerek yaygınlaşacaktır. Bu şeytani planlar, ekonomik dengesizlikleri körükleyerek küresel bir kaos ve korku atmosferi yaratmayı ve insanları kontrol altında tutmayı hedefliyor. Bu yüzden, borcun politik yönü ve küresel elitlerin bu sistemi nasıl kullandıkları konusunda daha fazla bilinçlenmeye ihtiyaç var.

 

Peki, ne yapmalı?

 

Öncelikle “batıda da böyle!” diyerek bu durumu görmezden gelmeyi bırakmalıyız. Borçlanma köleliği gibi modern zincirleri fark etmeli ve bunlara karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Mevcut sistemin sürdürülemez olduğu ve alternatif bir ekonomik düzenin yeniden inşası tercih değil zorunluluk haline geldiği kabullenilmelidir. Borcun politik doğasını ve küresel elitlerin bu sistemi insanlık aleyhine nasıl kullandığı üzerine düşünmek, daha adil ve sürdürülebilir borca ve faize dayalı olmayan bir para kredi sistemi ve buna bağlı yeni bir ekonomik sistemin inşası gerekmektedir. Unutmayalım, modern kölelik sadece bir insanlık suçu değil, aynı zamanda hepimizin yüzleşmesi gereken bir gerçektir.

 

Bu makalede insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin hedefi olan sömürü düzeninin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir. Aksine, insanlar izin vermediği müddetçe bu hedeflerin asla başarılamayacağı gerçeğini vurgulamaktır. Bu tür faaliyetlere izin vermemek, Küresel Elitlerin sebep olduğu planlı sorunlarla başa çıkmak için dünya çapında işbirliği ve dayanışma önemlidir. Bu da onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır. Bu nedenle, uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…

 

SADİ ÖZGÜL


Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!

 

Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girer…

Makale Yazarı

Article Author

Sadi ÖZGÜL

Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş:
Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.