Küresel elitler, çoğu zaman kasıtlı olarak dünyadaki felaketleri planlayarak yaratılmasından sorumludur. Göç dalgaları da bunlardan biridir...
Küresel Elit Şeytanlar, hedef aldıkları ülkelerin ulusal sınırlarını ortadan kaldırıp kültürleri ve yönetimlerini tek bir ekonomik ve hükümet sistemi altında homojenize etmeyi amaçlıyorlar. Bu hedef, Dünya Ekonomik Forumu, IMF ve Dünya Bankası gibi Şeytani kurumlar tarafından açıkça kabul edilmiştir. Goldman Sachs, JP Morgan, HSBC, Vanguard ve Blackrock gibi küresel bankalar ve yatırım firmaları da bu amacın destekçileri arasındadır.
Dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi, ABD’de de artan kitlesel yasadışı göç krizi devam eden bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yasadışı göçü destekleyen lobi gruplarının ve düşünce kuruluşlarının “açık sınır” politikalarına yönelik mesajları dikkat çekmektedir. Ayrıca, ABD’deki birçok banka ve yatırım fonu, küresel elitlerin kuruluşları ile bağlantılıdır. Eğer bu kuruluşlar yasadışı göçmenlere mali destek sağlamaya devam ederse, göçmenlerin ABD’ye akın etmesi sürecektir.
ABD Başkanı Biden, başlangıçta kitlesel yasadışı göç sorununu inkâr etmeye çalıştı; ancak, özgür medya El Paso, Texas gibi sınır kasabalarına yönelen yasadışı göçmen kervanlarını canlı yayınlarla gözler önüne serdi ve Biden, krizi kabul etmek zorunda kaldı.
Kitlesel göç, Siyonist Biden yönetimi ve sığınmacılara yardım sağlayan Küresel Elitlerin Şeytani kuruluşları tarafından uzun vadeli bir planla yönlendirilen ve ABD’de artan bir sorun olarak görülmektedir. Yükselen yasadışı göç dalgasını durdurmak amacıyla, Biden hükümeti yetkilileri, düşünce kuruluşları ve medya, bu krizi Amerika için olumlu bir durum olarak göstermeye yönelik bir karar aldı. Bu yaklaşımın altında, seçimler öncesinde kamuoyunun tepkisini hafifletme amacı yatmaktadır. Bu söylemlerden biri de “Batılı ulusların işgücü piyasasının ihtiyaçlarını karşılamak için daha genç bir nüfusa ihtiyacı olduğu ve Batı’ya yönelik kitlesel göçün ‘ekonomi için iyi’ olduğu” şeklindeki propagandayı yaymaktır.
Dünya Ekonomik Forumu’nun Mart ayında düzenlediği göç ve işgücü konferansının ana mesajı da buydu. Mart ayından bu yana, yerleşik medyada kitlesel göçün GSYİH’yi artıracağı ve Amerika’yı daha güçlü kılacağı yönünde bir haber trafiği var. İşgücü piyasasında, net göç artışı nedeniyle Amerikalılar için işsizliğin artabileceği endişeleri yükseliyor. Bloomberg gibi saygın ekonomi medyası, geçtiğimiz günlerde Amerikalıların yasadışı göçle ilgili artan korkularının yersiz olduğunu savunan makaleler yayınladı. Bu makaleler, artan göçün ABD’nin “sözde” mali görünümünü iyileştiren büyük bankacılık kuruluşlarını öven atıflar içeriyor. Ancak, bazı uzmanlar ise herhangi bir harcama kesintisinin göçle değil, doğrudan yüksek faiz oranlarıyla ilişkili olduğunu belirtiyor.
Yasadışı göçmenlerin büyük çoğunluğu eğitim, beceri ve paradan yoksun oldukları için diğer ülkelerde olduğu ABD ekonomisi içinde bir yüktür. Her bir yasadışı göçmenin Amerikan vergi mükellefine yaşam boyu net maliyetinin “şimdilik” 68.000 doların üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Kimse kabul etmek istemese de ABD işgücü piyasası, Federal Rezervin trilyonlarca dolarlık teşvikleriyle şişirilmiş durumda ve yaratılan işlerin çoğunun birkaç yıl içinde kaybolacağı öngörülüyor. Özellikle düşük ücretli perakende ve hizmet sektörü işleri bu durumdan etkilenecek gibi görünüyor.
Ayrıca, dünya genelinde yüksek faiz oranlarının varlığı nedeniyle istihdam rakamları kaçınılmaz olarak düşmekte, yasadışı göçmenler ise işsizlik ve yoksulluk seviyelerini artırarak ekonomiyi daha da aşağı çekmektedir.
Yasadışı göçmenlerin GSYİH’ye katkısı beklenen kazançlardan ziyade, onların kazandıkları ücretlerden kaynaklanır. Hükümet, eyalet ve federal düzeyde yapılan GSYİH hesaplamaları, devlet harcamalarının büyük bir bölümünü içerir ve hükümetin harcamaları ne kadar artarsa, GSYİH da o oranda yükselir. ABD, eğer yılda 2-3 milyon yasadışı göçmen alırsa her biri için çeşitli sübvansiyonlar aracılığıyla binlerce dolar harcamak zorunda kalacaktır. Bu durum her yıl GSYİH’ye milyarlarca ek maliyet dolar ekleyebilir.
Küresel Elitler kitlesel göçü olumlu bir şey olarak tasvir ediyor.
Çünkü amaçları Büyük Sıfırlamayı gerçekleştirmektir.
Ulusal egemenliği sona erdirmek, açık sınırlar yaratmak, yerel ekonomileri yok etmek, yerel kültürleri ve dinleri ortadan kaldırmak istiyorlar.
Gelelim en can alıcı soruya;
Türkiye'de yasa dışı göç durumu ve yansımaları nasıl acaba?
***
Şunu da asla unutmamalıyız;
Küresel Elit Şeytanların (KEŞ) insanları köleleştirme amacıyla hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Ancak insanlar, uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe Adem’in nesline düşman olan Şeytanın ve Küresel İşbirlikçi yavru şeytanlarının planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir. Çünkü Allah’ın çalıştığımızın karşılığını vereceği yönünde kesin vaadi vardır.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel planlarının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…
Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
(Get up and wake up! Stop the evil!)