Peki bu ifadeler size inandırıcı geldi mi?
Cevap vermeden önce okumaya devam edelim biraz daha..
Devam ediyoruz anlatmaya…
Mart 2023’te New York’ta düzenlenen BM Su Konferansı, 46 yıl sonra ilk kez Hollanda ve Tacikistan’ın ortak ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Konferans, küresel su krizi konusunda “sözde” farkındalık yaratmayı ve suyla ilgili uluslararası düzeyde kabul edilmiş hedeflere ulaşılması için eyleme geçilmesine karar vermeyi amaçlıyor.
Tekrar soralım;
Peki bu ifadeler size inandırıcı geldi mi?
Soruya doğru cevaplar şimdi gelmeye başlıyor;
Çok değil yaklaşık altı ay önce düzenlenen bir WEF basın toplantısı, gerçeği söylemediklerini ortaya koydu. WEF, 2022 yıllık toplantısı sırasında dünyanın su arzına odaklanan Küresel Su Ekonomisi Komisyonu’nu başlatmak amacıyla ” ortak fayda” temalı bir basın toplantısı düzenledi. Ancak “ortak fayda” tanımı sosyalizm, faşizm, nazizm, refah devletçiliği ve komünizm de dahil olmak üzere pek çok şekilde ortaya çıkabilen ancak sosyal kontrol için kullanılan ortaklaşacalık manasına da gelebilecek bir terim olması dikkat çekicidir.
WEF, BM Su Konferansı’ndan bir hafta önce “Gelgiti Döndürmek: Kolektif Eylem Çağrısı” başlıklı bir rapor yayınladı ve rapor ile eylem planının 21. yüzyılın geri kalanında su hakkında konuşma, suya değer verme ve suyu yönetme şeklimizi yeniden şekillendireceğini iddia etti.
Katılımcılardan UCL İnovasyon ve Kamusal Amaç Enstitüsü Kurucu Direktörü Prof. Mariana Mazzucato WEF basın toplantısında “küresel su krizinin” “covid krizi” ve “iklim krizinin” planladıkları gibi gerçekleştirememesi nedeniyle ortaya çıktığını söylemedi. Özetlersek, suyun küresel bir müşterek olduğunu ve birlikte çalışarak hem küresel müşterek perspektifinden hem de kişisel çıkar perspektifinden bakılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca iklim değişikliğinin biraz soyut olduğunu ve her çocuğun suya sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu bildiğini belirtti. Diğer konuşmacılarda basın açıklamasında buna benzer sözler söylediler.
Tabi ki her zaman olduğu gibi bu hikayeye yine inanmadık.
Bunların hepsi bir illizyondan hokkabazlıktan ibarettir.
WEF, “küresel su krizinin” gerekli olduğuna inanıyor çünkü “covid krizi” ve “iklim krizi” planladıkları şeyi başaramadı. Sözde “Kamu yararı için” dünya nüfusunu ilk etapta artşını durdurucak ve sonrasında hızla azaltacak dize getirecek ortamlar oluşturmak için suni bir küresel kriz çıkarmak istemektedirler.
Alexander King’in 1991 tarihli “İlk Küresel Devrim” adlı kitabının 115. sayfasında şu ifadelere yer veriyor;
“Bizi birleştirecek yeni bir düşman ararken, kirliliğin, küresel ısınma tehdidinin, su kıtlığının, açlığın ve benzerlerinin buna uygun olduğu fikrini bulduk. Bu olgular kendi bütünlükleri ve etkileşimleri içinde, tüm halkların dayanışmasını gerektiren ortak bir tehdit oluşturmaktadır. Ancak bunları düşman olarak tanımlarken, daha önce uyardığımız tuzağa, yani semptomları nedenlerle karıştırmaya düşüyoruz. Tüm bu tehlikeler insan müdahalesinden kaynaklanmaktadır ve ancak değişen tutum ve davranışlarla üstesinden gelinebilir. O halde gerçek düşman insanlığın kendisidir”
Küresel Şeytanlar; WEF ve BM, “covid krizi” ve “iklim krizi” ile amaçlanan hedeflere ulaşamadığı için küresel su krizi çıkartmak üzere birlikte çalışmaktadır. Büyük sıfırlamayı hayata geçirmek gibi gibi ortak çıkarları için bir araya gelmişlerdir.
Şimdi doğru ifadeyi yazarak son verelim;
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve Birleşmiş Milletler (BM), dünyayı yaşanamaz hale getirilip Büyük Sıfırlamayı gerçekleştirmek amacıyla su krizi çıkartmak için bir araya geldiler.