KAOS İçin Gıda Stoklamak Çözüm Değildir
28 May 2024
- Paylaş:
KAOS İçin Gıda Stoklamak Çözüm Değildir
Gıda stoklama uzun vadede geçici bir çözüm olmayacaksa küresel kıtlığı körükleyen bir güç mü var?
Her gece milyonlarca insanın aç yattığı ve dünya genelinde çocukların açlıktan hayatını kaybettiği küresel gıda krizi, giderek daha da tırmandırılıyor. Savaşlar, salgınlar, doğal felaketler, olumsuz hava koşulları ve tarihsel mahsul kıtlıkları, küresel gıda üretimini ciddi şekilde zorluyor. Bu durum, dünyanın en yoksul bölgelerinde bu yıl daha da kötüleşmesi beklenen bir kıtlık krizi olarak tanımlanıyor. Uzun vadede, bu durumun daha da ağırlaşacağı tahmin ediliyor. Küresel gıda sistemleri, artan taleple kaynaklar için rekabet ederken, iklim değişikliği ve planlı pandemiler gibi beklenmeyen durumlar karşısında direnç göstermenin önemi artıyor. Gıda güvenliğini tehdit eden unsurların planlanması ve uygulanması, bu zorlukları daha da büyütüyor.
Kıtlığın ve açlığın kol gezdiği Afrika kıtasına bakalım;
Günümüzde Afrika da bir milyardan fazla insan yeterli gıdaya erişememekte ve çocukların %30’u yetersiz beslenme nedeniyle bodur kalıyor. BM Dünya Gıda Programı, Sudan’ın Darfur bölgesindeki çocukların yetersiz beslenmeden öldüğünü ve açlık çeken bazı insanların ot, fıstık kabuğu gibi alışılmadık yiyecekler tüketmekte. Hatta bazı bölgelerde ise toprak yemeye başladılar.
Küresel gıda krizi, önümüzdeki aylarda 55 milyon insanın gıda güvencesinden yoksun hale gelmesinin beklendiği Batı ve Orta Afrika da endişe verici boyutlara ulaştı. Çift haneli enflasyon, durgunlaşan yerel üretim ve devam eden çatışmalar krizin temel nedenleri arasında yer alıyor.
Güney Afrika da kuraklık yaygın ürün kıtlığına yol açarak gıda fiyatlarının bazı bölgelerde %82’ye varan oranlarda artmasına neden oldu. Şu anda 18 milyondan fazla insan acil insani yardıma ihtiyaç duyuyor ve gıda güvensizliğinin genellikle Ekim ayında başlayan kıtlık sezonu 2024 Temmuz ayından itibaren daha da kötüleşmesi bekleniyor.
Batı dünyasında genel bir açlık sorunu olmamakla birlikte, 42 milyon Amerikalının gıda yardımı aldığı ve her yedi çocuktan birinin yoksulluk içinde yaşadığı biliniyor. Uzun vadeli eğilimlerin küresel gıda krizini tetiklediği ve önümüzdeki yıllarda bu durumun daha da kötüleşerek ABD’de ciddi gıda sıkıntılarına neden olabileceği öngörülüyor.
Dünya nüfusunun artmasıyla birlikte, mevcut gıda üretimi herkese yetmeyecek ve yakın gelecekte küresel gıda arzında daralmalar bekleniyor.
Peki öyleyse açlık insanlara neler yaptırabilir?
Bu soruya 17 yüzyıldan bir örnek vererek cevaplamaya çalışalım;
Jamestown, Virginia’daki arkeolojik bulgular, 17. yüzyılda Kuzey Amerika’nın ilk İngiliz kolonicilerinin şiddetli açlıkla mücadele etmek için köpek eti yediklerine işaret ediyor. Iowa Üniversitesi araştırmacıları, yerleşimciler tarafından tüketilen en az altı dahil olmak üzere 16 yerli köpeğin kalıntılarını ortaya çıkardı. Bu kalıntılar, kolonicilerin 1609-1617 yılları arasında köpekleri yüzerek, parçalayarak ve kemiklerini ayıklayarak yaşadıkları sıkıntıları gözler önüne seriyor. George Percy’nin 1610 kıtlığı sonrası yazdıkları da, atlar ve diğer hayvanlar tükendiğinde, kolonicilerin köpek, kedi, sıçan ve fare gibi hayvanlarla beslenmek zorunda kaldıklarını doğruluyor.
Bu tarihi olay, gıda stoklamanın hayati önemini ve küresel gıda krizine karşı harekete geçme gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Peki gıda stoklama çözüm mü? Uzun vadede geçici bir çözüm olmayabilir.
Peki neden? Küresel kıtlığı körükleyen bir güç mü var?
Gıda stoklama gibi bir çözüm önerisi yeterli değildir.
Dünya nüfusunun fazla olduğu ve azaltılması ve böylelikle kolaylıkla yönetimi ve sürdürülebilirliği Büyük Sıfırlamaya giden yolda en önemli kilometre taşlarındandır. Özellikle iklim ve hava teknolojilerinin hızla geliştiği ve bu teknolojilerin potansiyel olarak kitlesel gıda krizine ve böylelikle nüfusun azalmasına etki yaratabilecek araçlara dönüşebileceği bir dönemdeyiz . İklim ve hava teknolojilerinin, istenilen bölgeye yağmur yağdırma veya kuraklık yaratma gibi yöntemlerle dünya nüfusunu etkileyebileceği iddiaları kısmen doğrulanırken, önümüzdeki dönemde ciddi bir dikkat ve inceleme gerektiren konular arasında yer almaktadır.
Küresel Elitler tarafından desteklenmesi ve yine insanlık aleyhine silaha dönüştürme potansiyeli olan bu teknolojilerin etkileri ve potansiyel kullanımları, etik ve pratik açıdan birçok soruyu beraberinde getirmekte ve bu nedenle kapsamlı analizler, tartışmalar, sorgulamalar ve geniş çaplı itirazlar gerektirmektedir. Eğer bu da yapılamazsa, insanlık kıyamete kadar planlı kıtlıklarla mücadele etmek zorunda kalacaktır.
Bu planlanmış kıtlık dönemlerinde, insanlar Küresel Elitler tarafından desteklenen yapay etleri, yapay gıdaları ve böcekleri tüketmek zorunda kalabilirler, tabii ki sosyal puanları yeterliyse.
Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir, aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan “Büyük Sıfırlama” gibi hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır.
Guwuste.com
Kalk ve uyar, Kötülüğe de dur de…
Makalemizi beğendiyseniz paylaşmayı unutmayınız…