Planlı Küresel Kıtlık, Elitleri Tanrı Gibi Yapacak

 

Gıda Arzının Gizli Efendisi olmak isteyen Bill Gates’in Tehlikeli Oyunları…

 

Bill Gates, teknoloji ve sağlık alanlarındaki yenilikleriyle tanınan, aynı zamanda küresel gıda arzına etkisiyle de dikkat çeken 21. yüzyılın en tartışmalı figürlerinden biridir. Gates’in asıl mesleğiinin yazılım teknolojileri olmasına rağmen tarım arazileri, tohum bankaları ve genetiği değiştirilmiş organizmalar ve aşı çalışmaları üzerindeki kontrolü, dünya genelinde kıtlık riskini artırabilir. Bu makale Gates’in bu etkiyi nasıl elde ettiğini ve olası sonuçlarını incelemektedir.

 

Küresel Kıtlık ve Elitlerin Hedefleri

 

Bill Gates’in yakın çevresine yaptığı açıklamalara göre, planlı bir küresel kıtlık, küresel elitlerin tanrısal hakimiyet yolunda bir sonraki adım olarak görülüyor. Gates, büyük nüfus kaybının ardından yeryüzünde kalan 500 milyon insanın daha kolay kontrol edilebileceğini ve elitlerin arzuladığı kontrol seviyesine ulaşılabileceğini öne sürüyor. Gıda arzı, tarım arazileri, tohum bankaları ve genetiği değiştirilmiş toprak mikropları üzerindeki tam kontrolü sayesinde, Gates’in açlığı silah haline getirebileceği ihtimali olabilir. Bu olasılık, dünya çapında büyük endişelere yol açmıştır. Özellikle gıda arzının silah olarak kullanılması, insanlık için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Bill Gates’in tarım arazileri ve tohum bankaları üzerindeki kontrolünün nasıl elde edildiği ve bu kontrolün muhtemel sonuçları, global bir tartışma konusu olmuştur. Gates’in bu kontrolü kazanma süreci ve bu durumun tarım arazileri ve tohum bankaları üzerindeki etkisi, dünya genelinde ciddi bir kıtlık yaratma ihtimalini taşıyor olabilir, ancak bu tam olarak bilinmiyor.

 

Tarım ve Gıda Üretiminde Yenilikler

 

Gates, gıda üretimini kapalı alanlara taşımanın zorunluluğunu savunuyor; ancak bu, yerel gıda kültürlerinin ve geleneksel beslenmenin kaybolmasına yol açabilir. Gates ve diğer yatırımcılar, “karbon kilitleme projesi” ile ağaçları kesip gömerek atmosferdeki karbondioksit seviyelerini düşürebileceklerini iddia ediyorlar. Ancak bilim insanları, bu yöntemin ekolojik dengeleri bozabileceği ve uzun dönemde daha büyük sorunlara sebep olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Kapalı alanlarda gıda üretiminin artması, yerel gıda kültürlerinin ve geleneksel beslenme alışkanlıklarının yok olmasına yol açar ve bu tür girişimler, dünya çapında ciddi bir kıtlık riski oluşturur.

 

Küresel Gıda Arzının Kontrolü

 

Bill Gates’in tohum bankalarındaki etkinliği, küresel gıda arzını tehlikeye sokabilir. Norveç’in Kuzey Kutbu’nda bulunan ve dünya çapında bir felaket durumunda kullanılmak üzere tasarlanmış olan geniş tohum deposunun, Gates tarafından yönetiliyor olması, küresel gıda hakimiyeti ve adaleti konularında kaygıları artırıyor. Gates’in Yeşil Devrim olarak adlandırdığı uygulamalar, uzun vadede toprak bozulması gibi çevresel sorunlara neden olabilir.

 

İklim Değişikliği ve Tarım

 

Sözde İklim krizi, tarımın başlangıcından beri gıda tedarikindeki en büyük tehditlerden biri olarak kabul ediliyor. Gates, sözde iklim krizini iklim değişikliğinin zararlı etkilerine karşın, insanların yeterli beslenmesini sağlayacak araç ve sistemlerin geliştirilebileceğini ileri sürüyor. Yine de, bu yeniliklerin ekolojik dengeleri bozabileceği ve uzun dönemde daha ciddi sorunlara sebep olabileceği konusunda uzmanlar tarafından uyarılar yapılıyor.

 

Sonuç olarak; Bill Gates’in tarım ve gıda sistemlerine yaptığı yatırımlar, dünya çapında geniş çaplı tartışmalara sebep oluyor. Tarım arazileri ve tohum bankalarındaki etkin rolüyle öne çıkan Gates, özellikle Norveç’in Kuzey Kutbu’nda bulunan devasa tohum kasasındaki hakimiyeti ile gıda egemenliği ve adaleti konusunda endişeleri beraberinde getiriyor. İklim değişikliği ve tarıma yönelik sözde yenilikçi özde ise tuhaf yaklaşımları, ekolojik dengeyi tehlikeye atabilecek ve uzun vadede ciddi sorunlara yol açabilecek şekilde uzmanlarca eleştiriliyor. Bu bağlamda, Gates’in adımlarının küresel gıda güvenliğini riske atabileceği ve dünya genelinde ciddi bir kıtlığa neden olabileceği konusu dikkatle ele alınmalıdır.

 

Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, insanlık aleyhine faaliyetler yürütenlerin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir, aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır. 

 

Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!

 

Bu makaleyi kullanmak isteyenler kaynak göstermek şartıyla izin almadan kullanabilirler…