Zeytin Ağaçlarının ve Kenevirin Sırları…
01 Nis 2024
- Paylaş:
Zeytin Ağaçlarının ve Kenevirin Sırları…
“Yarın ölecek olsanız bile ağaç dikin!” diyen bir inancın, gizemle ve duvarlarla çevrili ağaçların yaşam öykülerinden alınacak derslerin gelecek nesillere aktarılmasına rehberlik ettiği söylenebilir mi?
Zeytin ağaçları ve kenevir, tarih boyunca birçok medeniyetin dikkatini çekmiş ve bu bitkilerin esrarı, bilim adamlarını her zaman heyecanlandırmıştır. Zeytin ağaçları barış ve huzurun simgesi olarak görülürken, kenevir de esnekliği ve çok yönlülüğü ile tanınmaktadır.
Her iki bitki de insanlık için değerli kaynaklar olmuş ve kültürlerarası etkileşimde bir köprü işlevi görmüştür. Zeytin ağaçlarının ‘ölümsüz’ olarak tanımlanmasının sebebi, binlerce yıl yaşayabilme yetenekleridir. Kenevir, dayanıklılığı ve yenilenebilir bir kaynak olarak sunduğu avantajlarla öne çıkar. Bu bitkilerin sırlarını keşfetmek, geçmişin bilgeliğine erişmek ve gelecek için sürdürülebilir çözümler üretmek açısından büyük önem taşır.
** Yıllar boyunca devam eden kenevir mücadelemizin ardındaki gizem nedir?
Kenevir, dünyanın havasını temizleyen, oksijen deposu, toprak temizleyici özellikleriyle bilinen, hermafrodit bir bitkidir. Binlerce farklı ürünün üretiminde kullanılabilir ve yaklaşık 250 hastalığın tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir. Bu mucizevi bitki, sanki sizinle konuşuyor gibi. Aynı şekilde, zeytin ağaçları da size bir mesaj veriyor. Bu mesajları anlamak için felsefi bir bakış açısı benimsemek gerekebilir.
İşte buna bir örnek;
Bir ağacın gölgesinde oturan adam, elindeki felsefe kitabını okuyordu. Sayfalar dolusu sorular, zihnini allak bullak etmişti.
Başını kaldırarak ağaca baktı ve içinden geçirdi: “Keşke ben de bir ağaç olsaydım, düşünmeden, sadece var olmanın huzuruyla yaşasaydım”
O anda, ağaç sanki onun düşüncelerini duymuş gibi konuşmaya başladı: “Belki ben düşünmüyorum, ama düşünen bir insana verebileceğim pek çok dersim var”, dedi.
Adam, şaşkınlık ve merak içinde: “Gerçekten mi? Seni dinlemeyi çok isterim” dedi.
Ağaç, yapraklarını hışırdatarak: “Öyleyse, şu felsefe kitabını bir kenara bırak, bana bak ve dinle. Sana vereceğim on hayat dersi var” dedi.
Adam, kitabını yavaşça yere bırakırken: “Peki, dinliyorum” dedi.
Ve ağaç, derin bir sessizlik içinde hayat derslerini sıralamaya başladı:
1- Ağaç yaşken eğilir, doğrulur; Her şeyin bir vakti vardır. Hayat, bir öğrenme yolculuğudur ve zamanlaması hayati önem taşır. Bilinen bir gerçek vardır ki “yaşlı köpeğe yeni hünerler öğretilemez” ve “yaşlı kurt yeni yollar öğrenmez.”
2- Düşen ağaca balta vuranların sayısı fazladır… Bu yüzden hayatta düşmemek önemlidir; güçlüyken gölgeni arayanlar, düştüğünde eline balta alıp sana doğru gelirler.
3- Bizi yok etmek isteyen baltanın sapı kendi içimizdendir… Dış düşmanlardan çok, iç düşmanlar daha tehlikeli olabilir. Kendi gibi görünüp sizi arkadan vuracak kişilere karşı uyanık olun. Pirinç içindeki beyaz taş, dişi kırar çünkü en çok pirince benzer.
4- Ulu çınarlar, fırtınalı topraklarda kök salar… Zorluklar, insanı geliştirir ve mükemmelleştirir. Büyük insanlar, karşılaştıkları büyük engelleri aşarak büyüklüklerini kanıtlarlar. Güçlü devletler, zor zamanları geride bırakarak güçlerini ispatlarlar. Uçurtma, rüzgara direnerek yükselir. Karşılaştığınız engelleri birer fırsat olarak görmelisiniz.
5- Bir ağacın kökleri ne kadar derinse, boyu da o derece yükseklere erişir… Zayıf kökler büyük bir ağacı destekleyemez. Bu yüzden köklerinize sahip çıkın. Köklerini unutan ya da görmezden gelen bir ağaç nasıl ayakta durabilir ki? Bir ağaç, gücünü gövdesinden değil, köklerinden alır. Eğer tarihiniz yoksa, geleceğiniz nasıl olabilir? Tarihinizi yok sayarsanız ya da unutursanız, geleceği nasıl kurabilirsiniz?
6- Ağaç yapraklarıyla gürler… Ağaçlar yapraklarıyla ne kadar gür ve canlıysa, insanlar da aileleri ve sosyal çevreleriyle o kadar güzelleşir ve tamamlanır. Sosyal bağlarımız, varlığımızı hissetmemizi sağlar. Bu yüzden sosyal ilişkiler çok önemlidir.
7- Hiçbir ağaç, “Acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım?” diye endişelenmez… Kökler, gövde ve dallar, görevlerini sessizce ve sabırla yerine getirirler. Eğer siz de baharı bekliyorsanız, görevinizi gürültü yapmadan, sessizce, hakkını vererek ve sabırla yapmalısınız.
8- Meyve veren ağaç taşlanır… Bilgi sahibi, yetenekli ve başarılı insanlara kıskançlık duyanlar her zaman vardır. İşe yaramaz, niteliksiz ve sönük kişilerse kimseyi ilgilendirmez. Bu yüzden, başarılı insanlar üzerlerine atılacak taşlara dayanıklı olmazlarsa, başarılarını devam ettiremezler.
9- Her ağaç, kendi toprağında yeşerir… Bir ağaç, ancak kendine uygun toprağı bulduğunda büyüyüp gelişebilir. İnsan yetenekleri de benzerdir; ağaç tohumları gibidirler. Eğer uygun bir ortam bulurlarsa gelişirler, aksi takdirde yok olup giderler.
10- Beşikten mezara dek ağaca ihtiyacınız var… Çocukken beşiğiniz, ölünce tabutunuz bizden. Bizi sadece odun olarak görmeyin, ibretle de bakın. Sözlerimi şu cümleyle tamamlayayım ki, insanlar unutmasın: “Her şey bir ağacı sevmekle başlar.” Bundan böyle bir ağacın yanından geçtiğinizde durup şarkımızı dinleyin. Adam ağaca bir kez daha baktı ve içinden, “Aslında odun olan bu ağaç değil, benmişim meğer,” diye düşündü.
İki nefes arasında sıkışmış yaşam mücadelesi işte böyledir. Ağaçların sesine kulak verin, doğru yolu göstereceklerdir. Anadolu ve Türk topraklarının binlerce yıllık kan hafızası, DNA’nızın derinliklerinde gizlenen Zeytin ve Kenevir’i fısıldar.
Gerçek varlığımız toprakta yatar.
Hem SIR hem de SUR toprakta saklıdır…
Erdem ULAŞ
ASAM Kendir Enstitüsü Başkanı