Chemtrail’in İklim ve Yaşam Üzerindeki Etkisi
09 May 2024
- Paylaş:
Chemtrail’in İklim ve Yaşam Üzerindeki Etkisi...
Atmosfere kimyasal püskürtme (Chemtrail) ile kimyasal bulut oluşumunu normalleştirmeye yönelik kampanyalar ve dünya genelinde aktivistlerin gerçeği açığa çıkarma çabaları dikkat çekicidir.
Makalemizde, aktivistlerin çabalarının boşa gitmediğini gösteren bir videoyu ele alıyoruz. “Franken Skies” adlı video, güneş jeomühendisliği veya chemtrail konusunu ve bunun Dünya’daki tüm canlılar üzerindeki etkilerini anlatan 2017 yapımı bir belgeseldir.
Bu film, jeomühendisliğe karşı bir aktivist olan Matt Landman tarafından yönetilmiş ve eski FBI ajanı Ted Gunderson, fizikçi David Keith ve Terry Lawton gibi isimleri içermektedir. Film, 1930’lara dayanan jeomühendislik deneylerinin, iklim mühendisliğinin ve atmosfer, güneş ışığı ve frekansları kontrol etme girişimlerinin tarihini ortaya koyması açısından önemlidir.
Film, sosyal mühendislikle şekillendirilmiş bir nüfusun karşılaştığı zorlukları ve askeri-endüstriyel kompleksin etkisini ele alıyor. Ayrıca, atmosfere chemtrail spreyi sıkarak kimyasal bulut oluşturma eylemini normalleştirmeye yönelik kampanyaları ve aktivistlerin bu gerçeği açığa çıkarma ifşa çabalarını da vurguluyor.
Franken Skies’in Haziran 2017’deki yayınlanmasından bu yana dünya çok değişti. Birçok insan hâlâ aerosol enjeksiyonları, chemtrails, jeomühendislik veya hava mühendisliğinden habersiz durumda. Bilgilendirilenlerin bir kısmı ise bunu uçuk komplo teorisi olarak görüp önemsemiyorlar. Fakat, jeomühendisliğin iklim değişikliğine bir çözüm olarak medya ve resmi görüşlerce yaygınlaştırılması, küresel ölçekte açığa çıkarılmalıdır; çünkü bu, her şeyden önce gelir.
Bu önemli belgesel filminin tamamını kapsayan kısa bir özet hazırladık. Daha detaylı transkriptine ise makalemizin sonunda yer alan PDF dosyasından erişebilirsiniz.
İşte FrankenSkies’in o filmi ve çok kısa özeti;
“FrankenSkies” videosu olağandışı hava olayları, hükümet deneyleri ve jeomühendislik ile ilgili bir dizi konuyu ele alıyor. Konuşmacı alışılmadık renkte bir gökyüzü ve garip bir koku gördüğünden bahsediyor ve chemtrails ve jeomühendislik gibi zehirli kimyasallarla yapılan olası hükümet deneyleri hakkındaki endişelerini dile getiriyor. Konuşma daha sonra hava manipülasyonu, askeri deneyler ve bulut tohumlama tartışmalarına geçiyor. Videoda araştırmacıların yıldırım yangınlarını önlemek ve yağışları arttırmak için bulut tohumlama üzerinde çalıştıkları görülüyor. Bununla birlikte, Vietnam Savaşı sırasında “Agent Orange” gibi yaprak dökücülerin tartışmalı kullanımı ve bunun çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkisi konusunda endişelere değiniliyor. Videoda ayrıca bulut tohumlama yoluyla kasırga tahribatını azaltmayı amaçlayan Stormfury Projesi ve Vietnam Savaşı sırasında çok gizli bir bulut tohumlama operasyonu olan Popeye Projesi’ne de değiniliyor.
Konuşmacı, insan kaynaklı küresel ısınma konusundaki bilimsel fikir birliğini ve güneş radyasyonu yönetimi gibi jeomühendislik teknolojilerinin uygulanmasının potansiyel sonuçlarını sorguluyor. Ayrıca güneş jeomühendisliğinin fizibilitesini ve potansiyel uygulamalarını ve hava durumunu manipüle etmek için lazer kullanımını tartışıyorlar. Bu teknolojilerin potansiyel sağlık riskleri ve çevresel etkilerinin yanı sıra uluslararası şirketlerin ve hükümetlerin hava modifikasyonuna katılımı konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Konuşmacı bu konularda kamu bilinci ve şeffaflık çağrısında bulunuyor.
Konuşmacı, Nikola Tesla ve Wilhelm Reich’ın çalışmalarına bakarak, enerji, eter ve bunun sağlık ve çevre üzerindeki etkisi hakkındaki fikirlerine odaklanıyor. Tesla, enerjinin iki karşıt güç arasındaki farktan yaratılabileceğini gösterirken, Reich bu enerjiyi çevreyi iyileştirmek için kullanarak daha fazla yağmur ve daha sağlıklı bitkiler elde edilmesini sağlamıştır.
Konuşmacı ayrıca alüminyum ve baryum içeren jet contrails’in potansiyel tehlikelerinden ve bunların bunama ve Alzheimer hastalığı riskinin artmasıyla bağlantısından bahsetmektedir. Tartışma daha sonra jeomühendisliğin zararlı etkilerine, özellikle de nanopartiküllerin püskürtülmesine ve bu işlemlerin elektromanyetik yönüne dönüyor.
Konuşmacılar bu nanopartiküllerin ve elektromanyetik parazitin sağlık riskleri konusundaki endişelerini dile getirerek, İskoçya ve İtalya’daki tarihsel deneylere ve artan ölüm oranlarına atıfta bulundular. Ayrıca bilimsel bir rejimin güneş radyasyonu yönetimi için bir yönetişim rejimi oluşturmaya çalıştığını ve insan hakları ve çevresel karar alma sürecine katılım konusundaki makalelerinin reddedildiğini iddia ettiler.
Konuşmacı ayrıca Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından yapılan ve jeomühendislik ve uçaklardan güneşi yansıtan kimyasalların püskürtülmesini örtbas ettiğine inandığı yeni bulut sınıflandırmalarıyla ilgili endişelerini de dile getiriyor. İzleyicileri gökyüzünü gözlemlemeye, kendilerini eğitmeye ve kendi kararlarını vermeye teşvik ediyor.
Videonun tam Transkripti metnine buradan ulaşabilirsiniz…
Bu makale; insanlık onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir, aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan “Büyük Sıfırlama” gibi hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır.