Chemtrails Gökyüzünden Gizli Nüfus Kontrolü mü? 

 

Barium, alüminyum oksit ve daha fazlası sağlığımızı ve çevremizi tehdit ediyor. Gerçekleri öğrenin ve uyanık olun!"
 

Bu makale, chemtrails’in insanlık aleyhine olan nüfus kontrolü için kullanılıp kullanılmadığını ve bu uygulamanın çevresel ve sağlık üzerindeki etkilerini incelemektedir. Deneyimli pilotlar Eves ve Russ, bu konuda yürüttükleri araştırmalar ve gözlemlerini ele alarak bir değerlendirme sunmayı hedeflemektedirler.

 

Chemtrails ve Nüfus Azaltılması Hedefi;

 

Eves ve Russ, chemtrails’in Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ile ilişkili olduğunu ve Bill Gates gibi tanınmış kişilikler tarafından desteklendiğini ve bu uygulamanın, güneş ışınlarını engelleyerek iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacı taşıdığı öne sürüyorlar. Ancak, Eves ve Russ’a göre asıl amaç, gizlice çevreyi zehirleyerek nüfus kontrolü yapmak. Eves, chemtrails’in Birleşmiş Milletler’in 2030 ve 21. Yüzyıl Ajandaları ile bağlantılı olduğunu ve Johns Hopkins belgelerinde bu durumun belgelendiğini belirtiyor. Ayrıca, 2015 Paris İklim Anlaşması’nın da bu uygulamayı kapsadığını ve tüm üye devletlerin anlaşmayı onaylayarak jeomühendislik faaliyetlerine onay verdiklerini dile getiriyorlar.

 

Kullanılan Kimyasallar ve Etkileri:

 

Chemtrails içeriğinde barium, strontium, alüminyum oksit, mikroplastikler, uranyum ve grafen oksit gibi maddeler yer almaktadır. Bu kimyasalların çevre ve insan sağlığına etkileri olacaktır. Barium ve strontium kanserojen olabilirken, alüminyum oksit bitki yaşamına zarar verir ve Alzheimer hastalığının gelişimine katkıda bulunur. Ayrıca, bu kimyasalların arı popülasyonları üzerinde olumsuz etkileri olduğu ve bunların azalmasına neden olabilir. Avrupa’daki testler, bu kimyasalların büyük bir kısmının Amerika’dan, kalanının ise Hindistan’dan geldiğini ve askeri ve sivil operatörler tarafından püskürtüldüğünü gösteriyor.

 

Chemtrails’in Uygulanması:

 

Chemtrails, ticari uçuşlar ve özel olarak düzenlenmiş uçaklar tarafından yayılmaktadır. Bu uçaklar genellikle 10.000 ile 15.000 feet arasında uçar ve püskürtme için özel sistemler kullanır. Eves ve Russ, bu işlemin uluslararası hava sahası kuralları ve kontrol otoriteleri tarafından desteklendiğini, askeri ve sivil havacılık otoritelerinin de sürece dahil olmaktadırlar. Bu uçakların çoğunlukla kargo uçakları olduğunu ve kimyasal püskürtme sistemleriyle donatılmışlardır. Ayrıca, bu kimyasalların tehlikeli maddeler kategorisinde olduğunu ve pilotun, bu maddelerin uçakta yerini gösteren bir NOTOC (Kaptana Bildirim) belgesine sahip olması gerektiğini belirtiyor.

 

HAARP ve Chemtrails:

 

Chemtrails HAARP (Yüksek Frekanslı Aktif Auroral Araştırma Programı) ile iş birliği içindedir. HAARP, iyonosfer üzerinde yüksek frekanslı radyo dalgaları kullanarak hava durumunu manipüle etmektedir. Eves’e göre, iyonosferdeki metal partiküller basınç veya ısı kubbeleri oluşturabilir ve bu, jet akımlarını manipüle ederek su buharı birikimini artırabilir. Russ, HAARP’ın aktif olduğuna dair belirli bir iz deseni olduğunu ve bu desenin “uskumru gökyüzü” olarak adlandırıldığını söylemektedir. Bu desen, üst atmosferdeki frekans dalgaları tarafından oluşturulur ve HAARP’ın kullanımını doğrular.

 

Chemtrails’in Etkileri ve Kanıt Toplama:

 

Chemtrails’in çevresel ve sağlık üzerindeki olumsuz etkileri ciddi endişelere sebep olmaktadır. Bu kimyasalların bitki örtüsüne, hayvanlara ve insan sağlığına zarar verdiği iddia edilmektedir. Örneğin, alüminyum oksit bitki yaşamını kökten itibaren öldürdüğü ve insanlarda Alzheimer hastalığını tetiklediği öne sürülmektedir. Ayrıca, bu kimyasalların arılar üzerinde de olumsuz etkileri olduğu ve arı popülasyonlarının azalmasına yol açtığı ifade edilmektedir.

 

Sonuç olarak; Chemtrails, çevresel ve sağlık üzerindeki olumsuz etkileriyle ciddi endişelere sebep olmaktadır. Bu makale, chemtrails’in arkasındaki olası motivasyonları ve bu uygulamanın nasıl yapıldığını ayrıntılandırarak, kamuoyunun bu konuda daha bilinçli hale gelmesini hedeflemektedir. Chemtrails’in durdurulması için toplumun uyanık olması, delil toplaması ve yetkililere baskı yapması gerektiği belirtilmektedir.

 

Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, insanlık aleyhine faaliyetler yürütenlerin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir, aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır. 

 

Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!

 

Bu makaleyi kullanmak isteyenler kaynak göstermek şartıyla izin almadan kullanabilirler…