Küresel Sansür Şantajları
24 Nis 2024
- Paylaş:
Küresel Sansür Şantajları
Sansür, George Orwell’in “1984” eserinde işlenen çift düşün kavramı ile benzerlik taşır; toplumun parçalanmasını ve kontrol edilmesini amaçlar.
Orwell’in distopyasında olduğu gibi, sansür bireylerin düşünce özgürlüğünü sınırlar ve toplumsal algıyı biçimlendirerek gerçeği değiştirme yetisine sahiptir. Bu nedenle, sansürün toplum üzerindeki etkilerini ve olası tehlikelerini kavramak, bireysel ve toplu bilinç için hayati derecede önemlidir.
Günümüzde, sansürün normalleştirilme çabaları, insanları teknokratik bir sansür düzenine alıştırmak ve bu düzene itaat ve biat etmelerini sağlamak amacıyla kurgulanmış gibi görünüyor. Bu düzen, her adımı izleyerek “yanlış düşünce”yi cezalandıran bir yapıya sahip ve sıklıkla toplumda “doğal” olarak kabul ediliyor.
Sansür, George Orwell’in “1984” adlı eserinde tanımladığı çiftdüşün kavramıyla paralellik gösterir; toplumu bölmek ve kontrol altında tutmak için kullanılır.
Bu kontrollerde kullanılan metodlar şunlar olabiliyor.
** Araştırma ve Yayın Yasağı: Kolluk kuvvetleri ve yargı organları, yayın yasakları uygulayarak sadece resmi kaynaklardan gelen bilgilere dayalı paylaşımlara izin verirken, bağımsız araştırmaların ve bilgi akışının önüne geçerler. Bu tür yasaklar, bilgi erişiminin kısıtlanmasına ve tek taraflı bilgi akışına yol açmayı amaçlar.
** Nefret söylemi yasaları, toplumdaki nefret ve ayrımcılık ifadelerini kısıtlamak için tasarlanmıştır. Bu yasalar, ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi kişisel özelliklere yönelik aşağılayıcı ifadeleri ciddi şekilde cezalandırabilir. Bununla birlikte, ifade özgürlüğüne potansiyel etkileri nedeniyle bu düzenlemeler teknokratik sansür olarak eleştirilebilir. Nefret suçlarına karşı alınan yasal önlemler, toplumsal barışı ve bireysel hakları koruma amacı taşırken, uygulamalarının genişliği ve şekli, düşünce özgürlüğü ile güvenlik arasındaki ince dengeyi sürdürme konusunda tartışmalara neden olabilir.
** Sosyal Kredi Sistemleri: Sosyal Kredi Sistemleri, bireylerin davranışlarını yönlendirmek için sansür ve kontrol araçları olarak kullanılabilir. Sosyal ve karbon kredi skorları gibi mekanizmalarla yürütülen bu uygulamalar, toplumsal ayrışmaya yol açma potansiyeline sahip. Dijital kimlikler, sosyal kredi puanları, karbon kredileri, merkez bankası dijital para birimleri ve yiyecek kısıtlamaları gibi politikalar, distopik ve teknokratik bir toplum yapısına neden olabilir. Bu tür sistemler, toplumun farklı kesimleri arasında ayrımcılık ve eşitsizlik yaratabilir.
Sansürün bir başka yöntemide İfade özgürlüğüne yönelik yasal kısıtlamalar getirmektir.
Bu kısıtlamaların bireylerin düşüncelerini ifade etme hakkı ile toplumun genel çıkarları arasında denge kurmayı amaçlaması gerektiği fikri üzerine kuruludur. İşte bazı anahtar noktalar:
** Demokrasi ve İfade Özgürlüğü: İfade özgürlüğü, demokratik toplumlarda bireylerin görüşlerini, inançlarını ve düşüncelerini aktarabilmeleri için hayati öneme sahiptir.
** Sansür Kısıtlamaların Gerekçeleri: Ulusal güvenlik, kamu düzeni, kamu sağlığı ve kamu ahlakı gibi nedenlerle ifade özgürlüğüne kısıtlamalar getirilebilir.
** Orantılılık Testi: Kısıtlamaların haklı olup olmadığını belirlemek için sıklıkla kullanılan bir yöntem orantılılık testidir. Bu test, kısıtlamanın amacına uygun olup olmadığını ve gereğinden fazla kısıtlayıcı olup olmadığını değerlendirir.
** Yükümlülük Temelli Yaklaşım: Orantılılık testinin bazı zayıflıklarını gidermek için önerilen alternatif bir yaklaşım, devletin bireyin ifade özgürlüğünü kısıtlama yükümlülüğünü kamuoyuna makul gerekçelerle göstermesini gerektirir.
Herkesin, herkesi gözetleyen ve “yanlış düşünenleri” banka hesaplarında paraları olsa bile alıkoyarak ve bloke ederek ve yiyecek istihkaklarını kısıtlayarak cezalandıran teknokratik bir sansür raketine boyun eğmesini sağlamak için sansürün küresel olarak normalleştirilmesine doğru ilerliyoruz. Ancak küresel elitlerin değersayımına göre bu yönde araştırmalar, küresel sansür için sınır dışı ve tehlikeli kabul edilir.
Bu süreci biraz daha hızlandıracak olan bazı son olayları örnekleyelim:
Sydney, Avustralya’da bir piskoposun bıçaklanması sonucu yaşamını yitirmesinin ardından, Avustralya polisi resmi olmayan kaynaklardan gelen bilgilerin yayılmasının, paylaşılmasının veya okunmasının engelliyor. Ancak, cinayet saldırılarının cezalandırılmasından çok, saldırılarla ilgili anlatıların sorgulanması ‘tehlikeli’ olarak değerlendirilmektedir. Kanada’da, bu tür cinayetlerle ilgili teorilerin ve hikayelerin sosyal medyada paylaşılması yasaklanmıştır. Birleşik Krallık’a bağlı devletlerin medyanın, hangi bilgilerin kamuoyuna açıklanacağını kontrol etmesi, şüphelere neden olmaktadır.
İskoçya’da, transseksüel bireylere karşı kullanılan ‘hakaret’ içerikli ifadeler nedeniyle yedi yıla kadar hapis cezası öngören yeni nefret suçu yasaları yürürlüğe girmiştir. İskoç Parlamentosu, ülkenin uluslararası alanda eleştirilmesine yol açan bu nefret söylemi yasasını kaldırma teklifini geri çevirdi.
ChatGPT, ana akım konuşma noktalarını tekrarlamak üzere tasarlanmış bir yapay zeka sistemidir. Ancak Kanada hükümetinin Google’dan YouTube’da izlenen içeriklerle ilgili tüm arama geçmişlerini talep etmiştir. Kullanıcı gizliliği ve veri koruması, çeşitli yasalarla korunsa da, bu tür verilere erişim talepleri şüpheleri artırmıştır.
Brezilya hükümeti, Twitter/X’in kullanıcı bilgilerini toplama, sosyal kredi sistemi oluşturma, bankacılık işlemleri yapma ve sansür uygulama eylemlerini sürdürdüğü iddiasıyla platformu yasaklama kararı aldı. Öte yandan Avustralya, Twitter/X platformunun bıçaklama olaylarıyla ilgili haberleri sansürlemediği takdirde günlük 750.000 Avustralya doları ceza uygulayacağını duyurdu. Ancak, Twitter/X’in kendisinin de sansür uygulaması gibi bir çelişkide mevcuttur.
Almanya İçişleri Bakanı, aşırı sağcı gruplara yapılan bağışların sürekli izlenmesinin gerekliliğini vurguladı. Nijerya, Sierra Leone’deki Bill Gates ve Birleşmiş Milletler destekli dijital kimlik sistemlerine benzer bir ulusal kimlik programı başlatma sürecinde. Kenya’da hayata geçirilen karbon kredisi sistemi, birçok kişinin gıda alımını zorlaştırıcak.
Son zamanlarda yaşanan gelişmeler, sansür ve teknolojik kontrolün artışıyla birlikte, 15 dakikalık şehirler, dijital kimlikler, sosyal kredi sistemleri, karbon kredileri, Merkez Bankası Dijital Para Birimleri (CBDC’ler) ve gıda tahsisatları gibi unsurların birleşerek oluşturduğu distopik bir teknokratik topluma dönüşümün kaçınılmaz olduğu yönünde endişeleri artırmaktadır. Fakat, bu konularda toplumsal farkındalık hala yetersiz ve birçok kişi bu gelişmelerin olası sonuçlarından bihaberdir.
Günümüzde, pek çok insan ana akım medyadan uzaklaşarak alternatif medya kaynaklarına yöneliyor ve bu durum, toplumda farklı bir bilinçlenme akımını güçlendiriyor. Ana akım medya, sıklıkla otosansür uygulayarak ve korku yaratarak ticari çıkarlarını korumaya çalışırken, bağımsız medya kuruluşları ve sosyal medya, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmadan ve rahatsızlık yaratabilecek konuları göz ardı ederek gerçek haberleri sunuyor.
Aktivistler ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar, toplum üzerinde gerçekleştirilen psikolojik operasyonları açığa çıkararak bireylerin farkındalığını artırmakta ve alternatif bir bakış açısı sunmaktadır. Aynı zamanda, bu kuruluşlar gelecekte olası teknokratik sansürlere karşı bir nevi turnusol testi işlevi görmektedir.
Şunu da asla unutmamalıyız;
Bu makalemizde anlatılmak istenen tüm bunları organize eden Küresel Elit Şeytanların yenilmez oldukları yönünde algı oluşturmak asla değildir. Aksine insanların uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe insan nesline düşman, Büyük Şeytanın, Küresel İşbirlikçi küçük şeytanların ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin planlarının zayıf olduğunu ve kötülükleriyle beraber kolaylıkla da bertaraf edilebileceğini göstermektir. Bunun başlangıcı da insanları uyandırmaktan geçer.
Küresel Elit Şeytanlar, insanları kendileri hizmet edecek köleler haline getirmek amacıyla uygulamaya koymaya çalıştığı Küresel Tek Yönetimi sağlayıp Büyük Sıfırlama hedefini gerçekleştirmek için hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel “Büyük Sıfırlama” planının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…
Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
(Kalk ve uyan! Kötülüğü durdurun!)