HPV Aşısı Gençler Üzerinde Yapılan Büyük Deneydir!!

23 Eyl 2024
Paylaş:

Ücretsiz HPV aşısı programı, vergilerinizle finanse edilen gizli maliyetleri ile sinsi Sağlık riskleri içeriyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 2024 Mayıs ayından itibaren 9-26 yaş aralığındaki bireyler için HPV aşısı programını başlattı. Bu program “ücretsiz” olarak tanıtılsa da, aslında aşılar ücretsiz değildir. Her bir aşı dozu, ilaç şirketlerinden belirli bir maliyetle satın alınır ve bu maliyet, Sağlık Bakanlığı tarafından ayrılan bütçeden karşılanır. Bu bütçe, vergilerinizden sağlanır ve dolaylı olarak cebinizden çıkar. Daha da önemlisi, bu durum kısa veya uzun vadede sağlığınızı olumsuz etkileyebilir. Aşılar, vergi ve sağlık gibi bedellerle ödenir. İnsanları her anlamda etkilemek için ise genellikle bir “salgın” hikayesine ihtiyaç duyulur.

HPV’nin yayılması konusunda önce bir propaganda başlattılar. Genital bölgelerinde bir iki siğil görenler, SMEAR testi yaptırmak için koştular. Bu testte kullanılan çubukta “etilen oksit” gibi kanserojen maddeler bulunur. Alınan sürüntü ile siğillerin altında yatan esas nedenler ve toksisite maruziyeti göz ardı edilerek HPV pozitif vakalar artırıldı. Böylece bir salgın propagandası, gerçek bir test salgınına dönüştü ve en azından bu şekilde lanse edildi. Bu pozitif sonuçların tedavi açısından bir anlamı olmadığını belirtmek gerekir, çünkü cilt lezyonlarını yakma veya lazerle tedavi etme gibi işlemler dışında esas nedeni tedavi etmediklerini, “HPV’nin kesin ve özel bir tedavisi yoktur” diyerek ifade ederler. Uzun zamandır SMEAR testine davet etmenin amacı da tedavi değil, “HPV hızla yayılıyor” propagandasını güçlendirmek ve nihayetinde “HPV’den ve onun sebep olacağı rahim ağzı kanserinden korunma” iddiasıyla aşı programını başlatmaktı.

Fenomen olarak tanıtılan bazı kişiler, “HPV aşımı olmaya gidiyorum” diyerek özellikle genç kızları aşı olmaya teşvik etti. “Viral reklam” stratejileriyle, “sevgilim HPV aşısı hediye etti” gibi başlıklarla paylaşılan ve açıkça aşıyı tanıtan gönderiler, Twitter’da milyonlarca kez görüntülendi. Siyasetçiler, doktorlar, ünlüler ve sosyal medya trolleri, adeta MERCK’in sirkinde rol alan çeşitli şovmenler gibiydi. Bu gösteriler, özellikle kız çocukları ve genç kızlara yönelikti.

Hala Devam Ediyor…

MERCK’in Gardasil aşıları, insanlara nörodejeneratif rahatsızlıklar, otoimmün hastalıklar, kanser ve kısırlık gibi ciddi aşı riskleri anlatılmadan uygulanıyor. Bu riskler, kısa veya uzun vadede ortaya çıkabilir. İBB’ye, aşağıda belirteceğim konular hakkında “Bunları bilmiyor muydunuz? Aşıların tehlikelerini hiç sorgulamadınız mı, araştırmadınız mı?” diye sormayacağım. Çünkü bu soru, mermi dolu bir tabancayla birine zarar vermeye çalışan birine, “Bu silahın tehlikelerini bilmiyor muydun?” demekle aynı derecede anlamsız olur. Bu nedenle, muhatabım aşı olmayı düşünen ancak henüz aşı yaptırmamış kişiler olacak.

Merck, kendi belgelerinde, bu aşıların uygulanmasından sonra birçok kişide görülen ve raporlanan, ölüm de dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarını açıklamak zorunda kalmıştır:

– Kan ve Lenfatik Sistem Bozuklukları:Otoimmün hemolitik anemi, idiyopatik trombositopenik purpura, lenfadenopati.

– Solunum ve Göğüs Bozuklukları: Pulmoner emboli.

– Gastrointestinal Bozukluklar: Bulantı, pankreatit, kusma.

– Genel Bozukluklar ve Uygulama Bölgesi Sorunları: Asteni, titreme, ölüm, yorgunluk, halsizlik.

– Bağışıklık Sistemi Bozuklukları: Otoimmün hastalıklar, aşırı duyarlılık reaksiyonları, anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar, bronkospazm ve ürtiker.

– Kas-İskelet Sistemi ve Bağ Dokusu Bozuklukları: Artralji, miyalji.

– Sinir Sistemi Bozuklukları: Akut dissemine ensefalomiyelit, baş dönmesi, Guillain-Barré sendromu, baş ağrısı, motor nöron hastalığı, felç, nöbetler, senkop (tonik-klonik hareketler ve diğer nöbet benzeri aktivitelerle ilişkili senkop dahil), bazen yaralanmayla sonuçlanan düşmelerle birlikte enine miyelit.

– Enfeksiyonlar: Selülit.

– Damar Bozuklukları: Derin ven trombozu. [1]

MERCK, 2006-2007 yıllarında piyasaya sürdüğü Gardasil aşısı ile ilgili olarak, aşı programları sonrasında meydana gelen yaralanmalar, sakatlanmalar ve ölümler nedeniyle bu durumu açıklamak zorunda kaldı. Bu olaylar, aşılamadan sonra gerçekleştiği için “tipik” olarak kabul ediliyor ve “aşılamaya bağlı” olarak görülüyordu. MERCK, Gardasil’in HPV’nin neden olduğu birçok sağlık riskini önlediği iddiasını sürdürerek, ürünün satışlarını devam ettirmek ve ticari kayıpları önlemek amacıyla oldukça yanıltıcı ve manipülatif söylemler kullandı.

Klinik güvenlik çalışmalarından elde edilen veriler, Gardasil aşısının neden olduğu sağlık sorunları ve ölüm oranlarının, aşı ile korunduğu iddia edilen hastalıkların ölüm oranlarından daha yüksek olduğunu gösteriyor.

JAMA’da yayımlanan bir makalede Slade ve arkadaşları (2009), 1 Haziran 2006’dan 31 Aralık 2008’e kadar ABD Aşı Olumsuz Olay Raporlama Sistemi’ne (VAERS) bildirilen “12.424” raporu incelemiştir. Gardasil alımını takiben ortaya çıkan advers reaksiyonlar arasında 772’si (%6,2) çok ciddi olup, 32’si ölümle sonuçlanmıştır. Dağıtılan her 100.000 aşı dozu başına 53,9 raporun genel raporlama oranı göz önüne alındığında, Gardasil’den bildirilen ciddi advers olayların tahmini oranı, dağıtılan her 100.000 dozda %3,34 olarak hesaplanmıştır.[2]

Bu oran, ABD’de rahim ağzı kanserinden ölüm oranı olan 100.000 kadında %2,2’ye kıyasla oldukça yüksektir.[3]

2007 yılında Avustralya’da, Gardasil’in piyasaya sürülmesinin hemen ardından, her 100.000 kişide %7,3 oranında yıllık olumsuz ilaç reaksiyonu bildirildi. Bu oran, 2003’ten bu yana kaydedilen en yüksek seviyeyi temsil ediyor ve 2006 yılına göre bir artış gösteriyor. Avustralya Sağlık ve Yaşlanma Bakanlığı’nın İlaç Yan Etkileri Sistemi veri tabanının analizi, bu artışın “tamamen” Nisan 2007’de genç kadınlara yönelik üç dozluk HPV aşılama programının ülke genelinde uygulanmasının ardından gelen raporlara dayandığını ortaya koyuyor. O yıl bildirilen 1.538 ilaç yan etkisinin 705’inin Gardasil aşısından kaynaklandığı belirtiliyor.[4]

HPV aşıların tüm bunlara nasıl neden olduğunu bilmek ister misiniz?

1-) Alüminyum Toksisitesi

CERVARIX, GARDASIL Quadrivalent, GARDASIL 9 ve GARDASIL 2 aşıları, her biri 0.5 ml doz başına sırasıyla 500 mcg, 225 mcg, 500 mcg ve 500 mcg alüminyum içerir. Ayrıca, bu aşıların Polisorbat 80 ve Sodyum Borat gibi içerikleri de bulunmaktadır.[5] Toplumda genellikle göz ardı edilen bir gerçek, oral yolla alınan alüminyum ile kas içinden doğrudan sistemik dolaşıma giren alüminyumun toksisite risklerinin farklı olduğudur. Aşıların alüminyum içeriği, “gıdalarda da eser miktarda bulunabilir” şeklinde savunulsa da, sindirim yoluyla alınan alüminyum çözünmüş iyonik formda olup böbrekler tarafından hızla atılabilir. Ancak aşılardaki alüminyum adjuvanlar, çözünmeyen nanopartiküller formundadır ve vücuttan atılması neredeyse imkansızdır. Aşı savunucuları, alüminyumun oral alımının güvenli olduğunu iddia ederken, neden doğrudan kan dolaşımına enjekte edilmesinin güvenli olduğunu gösteren çalışmalar sunmuyorlar? Çünkü böyle bir çalışmaları yok![6]

Alüminyum, aşılarla birlikte enjekte edildiğinde kan-beyin bariyerini aşarak çeşitli nörolojik hasarlara yol açabilir. Bu konuda yapılan çalışmalara dikkat edilmelidir. Araştırmalar, nanomateryallerin (alüminyum gibi) beyne ulaştıktan sonra birikmeye başladığını ve bu birikimin nöronal dokularla etkileşime girerek nörodejeneratif bozukluklara neden olabileceğini göstermektedir. Bu bozukluklar arasında Alzheimer, Parkinson, motor nöron hastalığı ve spinal müsküler atrofi (SMA) gibi hastalıklar yer alır. [7-8] Alüminyum adjuvanlar, aşıların zararsız bileşenleri değildir. Çok sayıda bağımsız araştırma, aşılarla alınan alüminyumun biyolojik fonksiyonları önemli ölçüde etkilediğini ve nörodejeneratif ile otoimmün hastalıklara yol açabileceğini kanıtlamaktadır. [9-10] Hem hayvanlarda hem de insanlarda alüminyum zehirlenmesi, ilerleyici demans, öğrenme güçlükleri, konuşma bozuklukları, psiko-motor kontrol kaybı, titremeler, nöbetler ve davranış değişiklikleri gibi semptomlarla kendini gösterir. [11]

Son araştırmalar, aşılarla alınan alüminyumun motor nöronların ölümüne ve beyinde bozulmalara neden olabileceğini ortaya koymaktadır. Deneylerde, farelerde motor fonksiyon ve uzaysal hafıza kapasitesinde ciddi azalmalar gözlemlenmiştir. [12] Bu bulgular, Alzheimer, Parkinson, Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS), Multipl Skleroz (MS), Körfez Savaşı Sendromu (GWS), SMA, otizm ve epilepsi gibi nörodejeneratif komplikasyonların alüminyuma maruz kalma ile ilişkili olduğunu desteklemektedir. Gardasil HPV aşısı sonrası motor nöron hastalığı ve MS vakaları da rapor edilmiştir. Patolojik bulgular, aşılama ile semptomların başlaması arasındaki zamansal ilişkiyi desteklemektedir. Örneğin, bir hasta Gardasil aşısının üçüncü dozundan iki ay sonra semptomlar geliştirmiş ve agresif tedaviye rağmen zayıflığı ilerleyerek 21 ay sonra solunum yetmezliğinden hayatını kaybetmiştir. [13]

2- Sodyum Borat Toksisitesi

Gardasil aşıları, sodyum borat (70 ug/mL) içermektedir. Bu madde, Ulusal Sağlık Enstitüleri Tıp Kütüphanesi’nin 2005 tarihli listesinde yüksek toksisitesi nedeniyle tıbbi ürünlerde yaygın kullanımdan çıkarıldığı belirtilmiştir. Sodyum borat zehirlenmesinin belirtileri arasında çöküş, nöbetler, koma, ölüm riski, kas spazmları, donukluk, uyuşukluk, dolaşım ve merkezi sinir sistemi depresyonu, böbrek hasarı, bulantı, kusma, ishal, ateş ve düşük kan basıncı yer alır. [14] 2010’da Avrupa Diagnostik Üretim Birliği (EDMA) toplantısında, sodyum tetraborat, REACH (Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, Yetkilendirilmesi ve Kısıtlanması) kapsamında Yüksek Önem Arz Eden Madde (SVHC) aday listesine eklendi. [15] Buna rağmen, MERCK’in Gardasil aşısında sodyum borat 70 mcg oranında bulunmakta ve doğrudan kan dolaşımına enjekte edilmektedir. Bu durum soru işaretleri uyandırmaktadır.

Gardasil aşılarının pazarlama sonrası gözetim verileri, aşılama sonrası bazı olumsuz olayların yaygın bir şekilde rapor edildiğini göstermektedir. Bu reaksiyonlar arasında ani bayılma, nöbetler, pulmoner emboli, nefes almada zorluk, felç, kas spazmları, hafıza kaybı, kafa karışıklığı, konuşma bozuklukları, davranış değişiklikleri, yorgunluk, göğüs ağrısı, aritmiler, kusma, ishal, baş dönmesi, baş ağrıları, mide bulantısı, üst solunum yolu hastalıklarının sıklığında artış, görme sorunları, ışığa aşırı duyarlılık, sinirlilik, depresyon ve adet döngüsünde değişiklikler yer almaktadır.

3- Polisorbat 80 Toksisitesi

Gardasil aşıları, içerdikleri polisorbat 80 (100 ug/mL) nedeniyle çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu iyonik olmayan deterjan, bilinç kaybı, kalp ritim bozuklukları, göğüs ağrısı, mide bulantısı, baş ağrısı, kusma, ishal, baş dönmesi, zihin bulanıklığı ve solunum düzensizlikleri gibi belirtilerle ilişkilendirilmiştir. Bir araştırma, polisorbat 80’in düşük konsantrasyonlarda bile (10-30 ug/mL) hidrojen peroksitin hücre toksisitesini artırdığını göstermiştir. Bu miktar, Gardasil’deki miktarın 3-10 katı daha azdır. Sonuçlar, polisorbat 80’in hücrelerin oksidatif strese karşı hassasiyetini artırabileceğini ortaya koymaktadır. [16-17]

Ayrıca, polisorbat 80’in doğurganlık üzerinde de olumsuz etkileri olabilir. Yenidoğan dişi sıçanlar üzerinde yapılan bir çalışmada, doğumdan sonraki 4-7. günlerde polisorbat 80’e maruz bırakılan sıçanlarda erken olgunlaşma, uzamış östrus döngüsü ve kalıcı vajinal östrus gözlemlenmiştir. Rahim ve yumurtalıkların göreceli ağırlığında azalma, rahim epitel astarında değişiklikler ve yumurtalıklarda anormallikler tespit edilmiştir. Bu bulgular, kronik östrojen uyarımının belirtileri olarak yorumlanmıştır. [18]

Polisorbat 80 gibi iyonik olmayan yüzey aktif maddeler, ilaç dağıtımını iyileştirmek için biyolojik sistemlerde kullanılır. Bu maddeler, hücre zarlarına nüfuz etme özellikleri sayesinde ilaçların biyoyararlanımını artırır. Ancak, Polisorbat 80’in bu olumlu etkisinin yanında, ilaçları potansiyel olarak toksik hale getirme riski de bulunmaktadır. Benzer şekilde, sodyum borat ve alüminyum gibi bileşenler de biyolojik olarak daha kolay kullanılabilir hale gelir. Bu durum, tek doz uygulamayla bile bu maddelerin toksisite eşik seviyelerini düşürebilir. Özetle, Polisorbat 80 hem kendi toksisitesine neden olur hem de diğer toksik maddelerin hücreye girişini kolaylaştırarak genel toksisite yükünü artırır. Ne yazık ki, alüminyum, sodyum borat ve polisorbat 80 gibi potansiyel toksik bileşiklerin enjeksiyon yoluyla birlikte uygulanmasının sistemik etkilerini ve güvenilirliğini değerlendiren kapsamlı çalışmalar henüz gerçekleştirilmemiştir. Bu konuda daha fazla araştırma yapılması, insan ve hayvan sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.

Bağımsız araştırmalar, MERCK’in HPV aşılarının güvenliğini doğrulayamamıştır. MERCK, kendi ürünlerini test edip FDA’ya sunuyor. Dünya genelinde 9-26 yaş arası gençler, özellikle kızlar, Gardasil aşısıyla adeta bir deneye tabi tutuluyor. Aşılanma sonrası ciddi yan etkiler ve ölümler rapor ediliyor. Dr. Bernard Dalbergue’ün öngörüsü gerçekleşiyor: “Gardasil, tıp tarihinin en büyük skandalı olacak. Kanıtlar, bu aşının rahim ağzı kanserine etkisiz olduğunu ve ciddi yan etkileriyle sadece üreticilerine kar sağladığını gösterecek.” Bu durum, sadece HPV aşılarını değil, tüm çocukluk aşılarının potansiyel risklerini de gündeme getiriyor.

Siz de kendinize sorun:
Bu bilgiler ışığında hala aşı olmak istiyor musunuz?
Ebeveynler, çocuklarınızın sağlığını ilaç şirketlerinin çıkarları için riske atmaya değer mi?

Kanıtlar ortadayken, seçim sizin. Sağlığınızı ve geleceğinizi düşünerek karar verin.

GÜL TEMEL
Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…

Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girer…

Kaynaklar;