Şu anda Dünya genelinde 382 milyon yetişkinin diyabet hastası olduğu tahmin edilmektedir. Bunların %90’ından fazlası tip 2 diyabet hastasıdır. Hastalık öncelikle 45 yaş üstü yetişkinlerde teşhis edilir, ancak artık daha fazla çocuk ve genç yetişkini etkilemektedir. Genetik, obezite, bel çevresi ve hareketsiz yaşam tarzı tip 2 diyabet riskini artıran başlıca faktörlerdir. Diyabet görülme prevalansı epidemik oranlara ulaşmış ve 2035 yılına kadar bu rakamın 592 milyon olması beklenmektedir
Dünya genelinde yetişkinler tarafından tüketilen kalorilerin yarısından fazlası ve çocuklar tarafından tüketilen kalorilerin yaklaşık %70’i aşırı işlenmiş gıdalardan gelmektedir. Aşırı işlenmiş gıdalarla ilişkili ciddi sağlık riskleri hakkındaki endişeler, birçok ülkede yasal düzenlemelere yol açsa da yiyecek ve içecek endüstrisinin açgözlülüğüne karşı durmasının ve çocukların sağlığını ve refahını korumak için harekete geçmesinin zamanı geldi ve geçecek neredeyse.
Gıda bağımlılığı konusunda uzmanlar bağımlılık yaratan süreçlerin kötü sağlık, obezite ve diyabetle ilişkilendirilen aşırı işlenmiş gıda tüketim modellerine katkıda bulunduğunu belirtmiştir. Bu durum, diyabet gibi sağlık sorunları karşısında bile ultra işlenmiş gıdaların tüketimini azaltmanın zor olmasının gözden kaçan bir nedeni olabilir. Yayınlanan birçok araştırma sonuçlarına göre ultra işlenmiş gıda (UPF) tüketiminin, yaşam tarzı ve sosyoekonomik faktörlerin yanı sıra komorbiditeler için ayarlandıktan sonra daha yüksek tip 2 diyabet (T2D) riski ile ilişkili olduğunu buldu. UPF tüketiminin mutlak miktarı (günlük gram), işlenmemiş veya minimal işlenmiş gıda alımına göre ayarlandıktan sonra bile tutarlı bir şekilde T2D riski ile ilişkilendirilmiştir.
Bir çok uluslararası tıp dergilerinde ve sağlık amaçlı web sitelerinde yayınlanan araştırma sonuçları derlemeleri de aşırı işlenmiş gıdaların tüketimiyle birlikte diyabet gelişme riskinde önemli bir artış olduğunu vurgulamaktadır. Şekerli içeceklerin ve tuzlu işlenmiş gıdaların tüketimi, bu ürünleri tüketmeyen veya seyrek tüketen bireylere kıyasla prediyabette sırasıyla %248 ve %48 artış ve TİP2 diyabette %219 ve %600 artış ile ilişkilendirilmiştir.
UPF tüketimi daha yüksek olan katılımcılar daha genç, daha yüksek BMI değerine sahip, daha düşük tip 2 diyabet risk skoruna sahip, fiziksel olarak daha az aktif, genel beslenme kalitesi daha düşük, daha az alkol tüketen, daha az sigara içen, daha az eğitimli ve televizyon izlemeye daha fazla zaman ayıran kişilerdi. Araştırmacılar, tuzlu UPF gibi sağlıksız gıdaların aktif olarak caydırılmasının diyabet önleme stratejilerinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.
Peki öyleyse bu hızlı artışlar kimin işine yarar?
Tabii ki Büyük Sıfırlamayı “Great Reset” gerçekleştirmek için gecesini gündüzüne katarak çalışarak dünya nüfusunu 500 bine indirmeyi amaçlayan küresel şeytanların işine. Bu durumda bu işin arkasında da onlar vardır.
Dünya yiyecek ve içecek tedarikini elinde tutan Küresel Şeytanlarla mücadele etmek için GDO’lu gıda ve içecek endüstrisinin açgözlülüğüne karşı çıkılması ve herkesi bu konuda bilgilendirerek uyanık kalmasını sağlamak gerekmektedir.
Ultra işlenmiş gıdalar GDO’ludur.
GDO ise canlı kitle imha silahıdır.
***
Tip 2 Diyabet Hastalığı Nedir?
Tip 2 Diyabet, vücudun insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu yüksek kan şekerine neden olan kronik bir metabolik hastalıktır. Genellikle orta yaş ve üzerindeki kişilerde görülür. Pankreas, yeterli insülin üretse de, hücreler insüline direnç gösterir, bu da kan şekerinin normalden yüksek seviyelerde kalmasına yol açar. Obezite, hareketsiz yaşam tarzı, genetik faktörler ve yaşlanma, tip 2 diyabetin risk faktörlerindendir.
Tip 2 diyabet, kandaki glikoz seviyesinin yüksekliği ile seyreden bir hastalıktır. Özellikle son yıllarda sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam stili nedeniyle yaygınlığı artmaktadır. Tip 2 diyabet, vücutta insülin üretimi olmasına rağmen üretilen insüline karşı direnç oluşmasıyla karakterizedir. Bu durum, kan şekeri seviyelerinin yükselmesine yol açar.
Tip 2 diyabet ile obezite arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Genetik yatkınlığın yanı sıra yaşam tarzı faktörleri, tip 2 diyabetin gelişiminde önemli rol oynar. Hareketsiz yaşam tarzı, ideal kilonun üzerinde olmak ve yönetilemeyen stres, tip 2 diyabetin sebepleri arasında değerlendirilir.
Tip 2 Diyabetin Nedenleri:
- Tip 2 diyabet bazen yapısal olarak bir organ ya da fonksiyon bozukluğundan kaynaklanabilir. Ancak genellikle görülme nedeni yaşam tarzıdır.
- Kötü beslenme düzeni, yüksek kilo ve hareketsizlik vücudun insülin direnci üretmesine neden olabilir.
- Sağlıksız yaşam alışkanlıkları aynı zamanda kalp ve damar hastalıklarına da yol açabilir.
Tip 2 Diyabetin Risk Faktörleri:
- Özellikle kilolu olan 40 yaş üstü bireylerde, açlık kan şekeri ölçümü ile diyabet aranmalıdır.
- Kilo fazlası olan kişilerde, belirli risk gruplarına mensup olanlar daha genç yaşlarda (30’lu yaşlarda) diyabetin araştırılmasına başlamalıdır.
- Risk faktörleri arasında diyabetli akrabalar, iri bebek doğuran kadınlar, yüksek tansiyonlu kişiler, yüksek kan yağlarına sahip bireyler ve daha önce gizli diyabet saptanmış kişiler yer almaktadır.
Tip 2 Diyabetin Tedavisi:
- Beslenme alışkanlıklarının sağlıklı olanlarla değiştirilmesi ve uygun bir egzersiz programı oluşturulması, tip 2 diyabetin kontrolünü sağlamada önemlidir.
- Bazı hastalarda dışarıdan insülin alımına ihtiyaç duyulmayacak şekilde kontrol sağlanabilir.
***
Şunu da asla unutmamalıyız;
Küresel Şeytanların insanları köleleştirme amacıyla hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Ancak insanlar, uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe Adem’in nesline düşman olan Şeytanın ve Küresel İşbirlikçi yavru şeytanlarının planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir. Çünkü Allah’ın çalıştığımızın karşılığını vereceği yönünde kesin vaadi vardır.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel planlarının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…
Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de !!
(Get up and wake up! Stop the evil!)