Gelecekte Farklı Varlıklar Tarafından Yönetilebiliriz
23 Nis 2024
- Paylaş:
Gelecekte Farklı Varlıklar Tarafından Yönetilebiliriz
Dünya Ekonomik Forumunun ve iş birlikçilerinin, küresel yönetim, internet yönetimi ve dijital kimlikler konusundaki planlarını kavramak, günümüz dünyasını ve geleceğimizi anlamak için büyük önem taşımaktadır.
Bu planlar, bilgi ve kişisel özgürlüklerin kontrolü ile ilgilidir. Bunların arasında, siborgların gelişimi, Nesnelerin İnterneti ve 5G gibi teknolojilerin düşünce ve duygular üzerinde manipülasyon potansiyeli bulunmaktadır. Bu, distopik bir geleceğe sebep olabilir. ‘Dördüncü Sanayi Devrimi’ kitabı, insanların dijital gözetim altında ve algoritmaların esiri olarak yaşayacağını belirtiyor. Kitap ayrıca, çiftliklerin ortadan kaldırılmasını ve akıllı şehirler için net-sıfır politikalarını destekliyor. İnsanların yapay zekâ ve biyoteknoloji sayesinde tanrısal yetenekler kazanabileceğini ve bunun olumlu bir gelişme olduğunu savunuyor. Ek olarak, bu gelişmelerin olmaması durumunda, ekonomik eşitsizliğin insanlığı bölebileceğini ileri sürüyor.
Bu ifadeler bazılarına göre uçuk komplo teorisi olarak gelebilir. Ancak Küresel Elit Şeytanlar bunları gerçekleştirmek için çalışıyorlar. Hatta bunlar gizli saklı şeyler de değildir. Dünya Ekonomik Formunun yayınladığı Dördüncü Sanayi Devrimi Kitabında hedeflerinde bunlardan bahsediyor ve gerçekleştirmek için çalışacaklarını da ilan ediyorlar.
Dördüncü Sanayi Devrimi kitabına göre, gelecekte dünyayı Neandertaller veya çok daha farklı gelişmiş varlıklar yönetecek ve ekonominin temel ürünleri tasarlanmış bedenler, beyinler ve zihinler olacak. İnsanlığı yönetecek yeni bir siborg türünün yaratılmasını savunanlar, bu vizyonu sahnelerde anlatarak destekleyen kilit figürlerdir.
Dünya Ekonomik Forumu, bilgi ve kişisel özgürlükler üzerinde kontrol sağlamak amacıyla küresel yönetim, internet yönetimi ve dijital kimlik gibi planlar geliştirmektedir. WEF’in, akıllı şehirler vasıtasıyla bireylerin düşüncelerini, duygularını ve hayallerini izleme planları, distopik bir geleceğe işaret etmektedir. Bu verileri elinde bulunduranların, geleceği şekillendirmede belirleyici olacağı açıktır. 5G gibi teknolojilerin düşünce ve duygular üzerinde manipülasyon yapabilme ihtimali, endişeleri artırmaktadır. İnsanların, insan-makine karışımı cyborglara dönüşme olasılığı üzerine tartışmalar yapılmalıdır.
Bazıları, bu dönüşümün hayatımızı iyileştireceğini ve bize olağanüstü yetenekler vereceğini savunsa da dijital bulutlara bağlı kaldıkça ve yapay zekâ tarafından yönlendirildikçe, bağımsızlığımızı, özerkliğimizi ve özgürlüğümüzü yitirme riskimiz olduğunu anlamalıyız. Bazı kişiler, eğitim, istihdam ve evlilik gibi yaşamsal alanlarda algoritmaların karar verici rol oynayacağı totaliter bir dijital gözetim altında yaşamak zorunda kalacağımızı öne sürmektedirler. Büyük teknoloji firmalarının kişisel veriler üzerindeki hakimiyeti, ekonomik ve siyasi açıdan çok güçlü bir sınıfın ortaya çıkmasına yol açacaktır.
Kişisel sağlık verilerini toplayan ve vücut fonksiyonlarını değiştirebilen internete bağlı cihazların oluşturduğu ‘Bedenlerin İnterneti’ (IoB) ağının evrimi üzerine de konuşmalıyız. Bu, tarihsel bir dönüm noktası olacak. Mahremiyet kavramı büyük ölçüde etkilenecek. Yeni iletişim teknolojilerinin hayatımızı kolaylaştırdığı iddiaları, aslında kişisel verilerin toplanmasına ve bu verilere erişimi olan kişilere büyük bir güç ve kontrol imkânı tanıdığı gerçeğini gizlemektedir.
Yeni bir dünya altyapısının veri toplamaya dayalı olarak kurulması, dünyayı koruma ve sürdürülebilir topluluklar yaratma yolunda bir araç olarak öne sürülüyor. Ancak, bazıları bunun asıl amacının herkes hakkında geniş çaplı özel veri toplamak olduğunu söylüyorlar. Akıllı şehirler, insanları sistemde tutmak için yaygın veri toplama teknolojileriyle donatılmış olarak tanıtılıyor. Ancak bu, yanıltıcı bir anlatı olabilir. Akıllı teknolojilerin ve veri toplamanın, geleceğin şekillendirilmesindeki önemi inkâr edilemez.
Akıllı teknolojiler, insan hayatının her detayını izleyip raporlayan bir gözetim ağı oluşturuyor. Veri, yeni maden olarak kabul ediliyor ve kontrolü elinde bulunduranlar, geleceği de şekillendiriyor. Avrupa’daki akıllı şehirler adına çiftliklerin yok edilmesi, iklim endişeleri altında gizli gözetim amaçlarını gerçekleştirmek için bir kılıf olarak görülüyor. Ayrıca, Dördüncü Sanayi Devrimi’nin bir parçası olarak insan DNA’sını değiştirmeye yönelik gizli ajandalar da mevcut.
Yuval Noah Harari gibiler, insanlığın yapay zekâ ve biyoteknoloji yardımıyla tanrısal güçlere ulaşma arzusunun, inorganik yaşam formları yaratma ve Kutsal Kitap’taki Tanrı’nın yeteneklerini aşma olasılığından kaynaklandığını ileri sürüyor. Ayrıca, ekonomik eşitsizliğin biyolojik eşitsizliğe dönüşerek insanlık arasında bölünmelere yol açabileceğini iddia ediyorlar. Elitler, insan bilincini yapay ortamlara aktararak ölümsüzlüğe erişmeyi amaçlayan Proje 2045 gibi girişimlerde bulunuyorlar. Bu yollar, sürekli değişen dünyamızda en uygun seçenekler olarak sunuluyor.
Sibernetik ölümsüzlük ve neo-insanlık çağı üzerinde bir baskı hissediliyor. İlk başarılı kişilik transferi, bu yeni çağın başlangıcı olmasını hedeflemektedirler. Ancak, bu teknolojinin Büyük Sıfırlama ile başlayacak olan dünyanın yaklaşan yıkımına çözüm sunduğunu savunanlar yanılgı içinde olabilirler. Dördüncü Sanayi Devrimi’nin küresel bir patlama yaşaması ve Erica gibi robotların çeşitli sektörlerde insanların yerini almasıyla, bu teknolojinin evrimi zaten devam etmekte.
Yeni dönemde insanların özgür iradelerini ve mahremiyetlerini kaybetme riski endişe yaratıyor, ancak gizli askeri programlarda kapalı kapılar ardında geliştirilen teknolojiler, bilinenlerin sadece bir kısmını temsil ediyor olabilir.
Şunu da asla unutmamalıyız;
Bu makalemizde anlatılmak istenen Küresel Elit Şeytanların yenilmez oldukları yönünde algı oluşturmak asla değildir. Aksine insanların uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe insan nesline düşman olan Büyük Şeytanın, Küresel İşbirlikçi küçük şeytanların ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin planlarının zayıf olduğunu ve kolaylıkla da bertaraf edilebileceğini göstermektir. Bunun başlangıcı da insanları uyandırmaktan geçer.
Çünkü Küresel Elit Şeytanların insanları kendileri hizmet edecek köleler haline getirmek amacıyla hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Küresel yönetimi sağlamak amacıyla dijital teknolojiyi Büyük Sıfırlamaya hizmet eden araçlar haline dönüştürmeye çalışmaktadırlar.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel “Büyük Sıfırlama” planının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…
Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
(Get up and wake up! Stop the evil!)