WEF’in Ocak 2024 toplantılarından sonra polis devletleri, yerini hükümet ve şirket gücünün birleşiminden doğan gözetim devletine bırakmak üzereler. Bu dönüm noktası, devletlerin ve hükümetlerin Küresel Şeytanlarla aynı hizaya doğru gelmekte olduğu sonucunu doğurmaktadır. Gözetim teknolojisindeki ilerlemeler ve genişleyen kamu-özel sektör ortaklıkları ile güçlenen gözetim devleti, Orwell’in 1984’ün distopik kabusunu yaklaşan bir gerçeklik haline getiriyor.

Orwell 1984 romanında kişisel özgürlüğün olmadığı ve ileri teknolojinin gözetim odaklı bir toplumu yönlendirdiği, tam kontrollü yeni bir küresel toplumu tasvir ediyordu. İnsanlar, düşünce suçu işleyenlerle ilgilenen Düşünce Polisi’ne tabidir ve Büyük Birader tarafından yönetilen hükümet bekçi köpeği olarak görülür. Günümüzün yaygın gözetim çağında, özel hayat diye bir şey yoktur ve her şey giderek daha fazla kamusal hale gelmektedir.

Bir şekilde, her yerde bulunan teknolojinin, faşizmin ve totalitarizmin kabusa sebepe olacak yükselişini tasvir eden 1984, her yerde bulunan modern gözetim devleti için bir operasyon el kitabı haline gelmiştir. Bu da ister istemez 1984 romanındaki distopik öngörülerinin Küresel Şeytanların modern gözetim devletinin nasıl olası gerektiğinin yol göstericisi olduğu gerçeğini güçlendiriyor.

Şimdi 1984 den 2024 gelelim…

Günümüzde dünya çapında yaklaşık bir milyar gözetleme kamerası hükümetler, şirketler ve bireyler tarafından bir gözetleme cihazları ve programları ağı oluşturmak için kullanılmaktadır. Bu cihazlar arasında kapı zilleri, GPS cihazları, gösterge paneli kameraları, dronlar, mağaza, hastane, eczane, spor salonları, özel mülkler, apartman ve site güvenlik kameraları, coğrafi sınırlama takip sistemleri, GPRS trafik yoğunluğu haritaları, internete bağlı cihazlar, mobil telefonlar ve daha niceleri bulunmaktadır. Bu teknolojiler daha uygun fiyatlı hale geldikçe, orta direk tüketici için daha erişilebilir hale geliyor ve distopik gözetim devletinin birbirine bağlı ağının genişlemesine katkıda bulunuyor.

Polis devletlerinin güvenlik kurumları ve kolluk kuvvetleri artık, zaman ve mekan boyunca hareketleri izlemelerine olanak tanıyan, kamusal ve özel benlikler arasındaki çizgiyi yeniden çizen bir gözetim haritasına sahip. Polis devletleri, gözetim teknolojisindeki ilerlemeler ve genişleyen kamu-özel sektör ortaklıklarından güç alarak seviye atlayarak adeta ustalaştılar. Son 40 yılda gözetim, herkesin zararına olacak şekilde polis devletlerinde halkın gözetiminde adeta yenilikçi stratejik devrimlere yol açtı desek abartmamış oluruz.

Bunu örneklendirelim şimdide;

Gözetimin devi ABD’den örnekler verelim…
ABD’de 2022 yılına kadar 51 milyon kameraya ulaşacağı tahmin edilmektedir. ABD’liler gözetleme dronları da dahil olmak üzere haftada ortalama 238 kez kameraya yakalanıyor. Kolluk kuvvetleri ayrıca canlı gözetim yayınlarına erişmek için ticari kuruluşlarla kamu-özel ortaklıkları kurdu. Otomatik plaka okuyucular artık özel mülklerde, sivil toplum kuruluşlarında, kapalı sitelerde kullanılmakta. Böylelikle de gözetim devletinin erişim alanını genişletmek için potansiyel olmaktadır. Bu durum, işletmeleri ve konut topluluklarını ekipman için ödeme yapmaya ve görüntüleri paylaşmaya ikna ederek polis bütçelerine ve yerel yasama organlarına da maliyet açısından fayda da sağlamaktadır haliyle de…

Bitti mi? Hayır!
Devam ediyoruz ABD’den örnekler vermeye…

Ring, Amazon’un video gözetim kapı zili ve Google’ın Nest Cam’i gibi kapı zili kameraları tarafından başlatıldı. Amazon ise gizli bir şeklide polisle ilişkilerini sürdürdü. Ücretsiz Ring kapı zilleri sundu, aktif kamera haritalarını paylaştı, Kolluk Kuvvetlerine mahalle portallarına erişim sağladı ve polise arama emri olmadan görüntülerin nasıl elde edileceği konusunda eğitim verdi. Ring kolluk kuvveti itfaiye teşkilatı ile çalışmakta. Hatta mağazalarında indirimler yaparak kolluk kuvvetleri ile özel ittifaklar sürdürmektedir. Bunları babasının hayrına yapacağına inanmıyoruz elbette.

Hatta Kasım 2022’de San Francisco polisine, özel sektöre ait internet kameralarının canlı görüntülerine erişim izni verilerek, bir ceza soruşturmasının parçası olarak mahkeme kararı olmaksızın görüntülere erişmelerine olanak sağlandı. Buradaki amacın, kitlesel gözetim teknolojilerinin muhalefeti bastırmak, aktivistlere zulmetmek, marjinal toplulukları taciz etmek ve insanların sağlık bilgilerini diğer gözetim ve kolluk kuvvetleri araçlarıyla ilişkilendirmek için kullanıldığı, düpedüz otoriterliğe yönelik daha geniş bir eğilimin parçasından başka bir şey değildir.

Ayrıca ABD hükümeti bununla da yetinmeyip grup evleri, sığınma evleri, hapishaneler, detoks tesisleri ve okul öğrenci bilgilerini, gizli kalması gereken akıl sağlığı hasta bilgilerini, madde kullanımı ve davranışsal sağlık bilgileri gibi tanımlanabilir hasta verilerini de distopik gözetim sistemine eklemeyi nasıl yapacaklarını araştırıyorlar. Bazı pilot eyaletlerdeki okullarda bunu gizlice test etmeye kalkışmışlardı. Sonra ortaya çıkınca halk protesto ile yollara dökülünce geri çektiklerini açıkladılar.

Küresel Şeytanların toplanma merkezinde kontrol manyağı WEF’ciler, Büyük Sıfırlamayı gerçekleştirilmesi için distopik gözetim sistemin mutlaka tüm dünyada kurulması ve birbirine entegre edilerek bağlanması olmazsa olmazlarından biridir.

Bu yaygınlaşır ve birbirine bağlanırsa kameralar ve kamu-özel gözleri, korkuya dayalı bir toplumu yeniden yapılandırarak insanları mahallelerini izleme ve bekçi olarak örgütlenme konusunda güçlendiriyor, dijital mahalle nöbetleri ve dijital kapılı topluluklar yaratıyor. Gözetim devleti hükümetin güç üzerindeki hakimiyetine tehdit olarak gördüğü herkesi yakından izleyecektir. Daha sonrasında ne yapacaklarını tahmin etmek hiçte zor değildir.

Makalenin başındaki soruyu tekrar soralım öyleyse;

George Orwell’in 1984 romanının, modern gözetim devletinin işleyiş kılavuzu haline dönüşebileceği hiç aklınıza geldi mi?

George Orwell’in İngiliz istihbarat servisi MI6 ajanı olduğu bütün dünyada bilinir. Onun MI6 ajanı olduğu ile ilgili çok sayıda kanıt, belge, araştırma bulunur. İnanmayanlar varsa internet’te “Orwell’s list” anahtar sözcüğüyle ararsanız hepsini bulabilirsiniz. İşin içinde olmasa bunları nasıl öngörebilirdi ki?

Ancak Türkiye de ise onun bir kahin olduğu ve geçmişten geleceği haber verdiğine inanılır. Ama çok sayıda insan onun 1984 romanındaki distopik öngörülerinin Küresel Şeytanların modern gözetim devletinin nasıl olması gerektiğinin yol göstericisi olduğunun farkındadır.

Sizde artık farkında olun ve bundan sonra Orwell’in 1984 kitabını bu gözle okursanız olacakların bir kısmını erkenden görebilme ve sorgulama ve itiraz edebilme kabiliyetine sahip olabilirsiniz.

Orwell 1984 romanında; “Büyük birader sizi izliyor” diyordu.
Bizler ise bunu ‘Orwell’ın kılavuzu olduğu gözetim devleti asla uyumaz’ diye okumalıyız artık. Atalarımızın “su uyur düşman uyumaz” uyarısı kulağımıza küpe olmalıdır.

Konuyu özetlersek;
Küresel Şeytanlar işbirlikçi hükümetler ve kurumsal gücün birleşmesiyle ortaya çıkan güvenlik endüstriyel kompleksin, gizlilik haklarımızı tehdit ettiğini ve toplumu üç sınıfa (Yüksek, Orta ve Alçak) bölmektedir.

Küresel Şeytanlar gözetim teknolojisinin gelişmesi ve kamu-özel ortaklıklarının artmasıyla, her türlü elektronik cihazın, kameraların, dronların, yüz tanıma sistemlerinin, lisans plaka okuyucularının, yapay zeka destekli video analizlerinin, gerçek zamanlı suç merkezlerinin ve füzyon merkezlerinin, bizi sürekli izleyen ve yöneten bir ağ oluşturmaktadır.

Küresel Şeytanlar gözetim sisteminin sadece suçla mücadele etmek için değil, aynı zamanda rejime göre muhalifleri bastırmak, aktivistleri zulmetmek, marjinalleşmiş toplulukları taciz etmek ve insanların sağlık bilgilerini diğer gözetim ve kolluk araçlarıyla bağlamak için de kullanılmaktadır.

En önemlisi de küresel şeytanlarla işbirliği yapan gözetim devletlerinin asla uyumazlar, anayasal haklarımızı ihlal ederler ve ülkelerini tam bir totalitarizme doğru sürüklerler.

Sonuç olarak;
Su Uyur Küresel Şeytanlar Uyumaz…
***

Şunu asla unutmamalıyız;
Küresel Şeytanların insanları köleleştirme amacıyla hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Ancak insanlar, uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe Adem’in nesline düşman olan Şeytanın ve Küresel İşbirlikçi yavru şeytanlarının planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir. Çünkü Allah’ın çalıştığımızın karşılığını vereceği yönünde kesin vaadi vardır.

Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel planlarının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…

Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de !! 
(Get up and wake up! Stop the evil!)