Pentagon, yapay zekâ alanındaki yarışın bir parçası olarak insan-makine karışımı robot askerler geliştirmeyi planlıyor. 1962 yılında kurulan Pentagon, başta Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) aracılığıyla olmak üzere son 60 yıldır yapay zeka araştırmalarında aktif olarak yer almaktadır. Pentagon, 1960’ların başından bu yana askeri ve gözetim uygulamaları için yapay zeka teknolojilerinin araştırılması ve geliştirilmesinde lider konumdadır. 2017 ve 2022 yılları arasında Savunma Bakanlığı, yapay zeka ile ilgili federal sözleşmelerin geliştirilmesini takip etmektedir.

Yapay Zekaya Kısa Bir Giriş

Yapay zeka (AI), akıl yürütme, dili anlama, görüntüleri yorumlama ve nesneleri manipüle etme gibi görevleri yerine getirerek insan zekasını taklit edebilen bilgisayar programlarının oluşturulmasını ifade eder. Yapay zeka teknolojileri; makine öğrenimi, derin öğrenme ve üretken yapay zekalar olmak üzere üç kategoriye ayrılır.

Pentagon ayrıca yapay zeka teknolojilerini öğrenme kategorisini, soyutlama ve bağlamı anlama yeteneklerine göre alt kategorilere ayırmıştır. Güven, DARPA’nın yapay zeka sistemleri için temel bir endişe kaynağıdır ve görevleri etkili bir şekilde yerine getirme, insanlarla etkileşim kurma ve etik davranış sergileme becerilerine vurgu yapmaktadır.

Yapay zeka ile ilişkili risklere rağmen, Pentagon araştırma ve uygulama konusunda kararlılığını ısrarla sürdürmekte. Mayıs ayında bir grup teknoloji liderleri olan şirketler ve bilgisayar bilimcileri GPT-4’ten daha gelişmiş yapay zeka sistemlerinin eğitimine altı aylık bir ara verilmesi çağrısında bulunmuştu. Bu duraklamanın amacı, yapay zeka ile ilişkili risklerin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktı. Bu Talep, GPT-4’ün bir insanınkine çok benzer bir seviyede performans gösterdiğinin endişe verici bir şekilde keşfedilmesinin ardından yapılmıştı. Bu durum, kitle imha silahlarını içeren saldırıların planlanmasında yapay zekanın potansiyel kullanımına ilişkin endişeleri de arttırmıştır.

Yapay zeka sistemleri, yanlış bilgilerin yayılması, bilgisayar korsanlığı ve veri manipülasyonuna karşı savunmasızlık ve internete erişmek için kod yazma yeteneği dahil olmak üzere bir dizi risk oluşturması konusunda, yapay zeka alanında uzmanlar ise GPT-4 gibi gelişmiş dil modellerinin insan zekasını aşabileceği ve seçimleri manipüle etmek ya da savaşta avantaj elde etmek için kötüye kullanılabileceği yönündeki endişelerini dile getirmişlerdi. Bu durum yapay zeka geliştirilmesini durdurulması tartışmalarını gündeme getirseler de, bu önerileri reddedilmişti. Yapay zeka geliştirmeyi durdurmaları halinde yabancı düşmanların da aynı şeyi yapmayacağını savunuldu ve çalışmalar hiç duraksamadan devam etmekte.

Ukrayna’da devam eden çatışma, dikkatleri yapay zekanın modern savaştaki önemine odaklanmasına yol açmıştı. Pentagon bu alandaki araştırma ve geliştirmelerini sürdürme sözü verdi. ABD ve NATO, Ukrayna’yı gerçek zamanlı savaş alanı ve hedefleme verileri sağlayan yapay zeka programlarıyla donatmak için bir teknoloji şirketleri ile birlikte çalışıyor. Daha ilginç olanı ise yapay zeka algoritmalarının savaşın gelecekteki çatışmalar üzerinde önemli bir etkisi olması bekleniyor.

Yapay Zeka Teknolojilerinin Savaş Alanı Uygulamaları.

Pentagon, beş yıl içinde 2 milyar dolardan fazla kaynak sağlanacak olan yapay zeka “AI Next” kampanyasını başlattı. Amaçlarının ulusal güvenlik yeteneklerini geliştirmek ve orduya savaş alanı operasyonları, istihbarat toplama ve siber savaşta önemli bir avantaj sağlamak olduğu açıklasalar da, program yöneticisinin öncelikli odak noktası, beyin-bilgisayar arayüzleri (BCI’ler) de dahil olmak üzere savaşçılara yenilikçi uygulamalar sunmak olduğu artık aşikardır.

BCI’lar beynin bilgisayarlar veya protez cihazlar gibi harici kaynaklardan bilgi gönderip almasını sağlar. Transhümanist teknolojiden esinlenen geleceğin askerleri, internete bağlanmalarını ve birden fazla platformdan gerçek zamanlı iletişim almalarını sağlayan nöro-mühendislik ürünü BCI’larla donatılabilir. Bu BCI’lar askerlerin robotlar, insansız hava araçları ve uydular gibi makinelerle işbirliği yaparak gerçek zamanlı savaş alanı bilgilerine dayanarak zamanında karar vermelerini sağlayabilmesi hedeflenmekte. Beyin-bilgisayar arayüzlerinin (BCI) bir dizi askeri uygulaması vardır. Bunlar arasında uçakları ve insansız hava araçlarını kontrol etmek, kasklar aracılığıyla bilişsel performansı değerlendirmek, insan-makine işbirliğini geliştirmek ve beyinden beyine iletişim sağlamak yer alıyor.

2015 yılında yapılan bir deneyde felçli bir kişi, bir uçuş simülatörüne bağlı bir BCI implantı kullanarak sanal bir savaş uçağını başarıyla kullanmıştır. Pentagon beyin aktivitesini izlemek için elektronik sensörlerle donatılmış kasklar geliştirirken, Hava Kuvvetleri kapsamlı bir bilişsel izleme sistemi içeren bir pilot kaskı üzerinde çalışıyor.

Pentagon ayrıca askerlerin biyolojilerine doğrudan müdahale ederek yeteneklerini artırmaya yönelik bir projede de yer alıyor. Bu proje, zayıflıkları gidermek için transhümanistlerin desteğiyle biyomedikal nanoteknolojinin kullanılmasını içeriyor. Amaç, her duruma uyum sağlayabilecek yeni bir asker türü yaratmaktır. Bu, psikofarmasötikler, önceden konumlandırılmış aşılar ve aşı üretme yeteneği tarafından sağlanan iç koruma ve zırh ile başarılması hedeflenmekte.

Pentagon, otonom silah sistemleri, cyborg böcekler ve insanlara ve hayvanlara benzeyen robotlar da dahil olmak üzere bir dizi robot geliştirmiştir. Yapay zeka makine öğreniminin DARPA’nın Makine Sağduyusu (MCS) programına entegrasyonu, robotların özellikle farklı arazilerde gezinme konusunda otonom olarak çalışma becerilerini büyük ölçüde geliştirmiştir. MCS programı kapsamında yapılan son deneyler, keşif ve ağır kaldırma gibi görevler için savaşa hazır insan benzeri robotlar ve hayvan benzeri robotlar gibi robotik yeteneklerde kayda değer ilerlemeler olduğunu da göstermiştir. Yapay zeka alanındaki ilerlemeler, insan müdahalesi olmadan zarar verebilen makinelerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Ancak bu durum, yapay zeka güdümlü robotlar ve yenilikçi kimyasal tasarımların bir araya gelmesiyle birlikte Küresel Şeytanların dünya hakimiyeti kurabilmek amacıyla son derece tehlikeli kitle imha silahlarının yaratılabileceğine ilişkin endişeleri iyice artırmıştır.

Çünkü şunu iyi biliyoruz ki,
Tüm bunlar büyük sıfırlama sonrasındaki yeni dünya düzenine hazırlıktan başka bir şey değildir.
***

Yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Ancak insanlar ise uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya müddetçe Ademin nesline düşman olan şeytanın ve işbirlikçilerinin planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir. Çünkü Allah’ın vaadi vardır.

Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve uyanık kalmak istediğiniz için teşekkürler…