Bankalar Tarım ve Hayvancılığa Kredi Vermemeye Zorlanıyor!!
26 Eyl 2024
- Paylaş:
Bankalar Tarım ve Hayvancılığa Kredi Vermemeye Zorlanıyor!!
İklim Krizi Değişikliği Maskesi Altında İnsanlığa Yönelik Tehditler Bitmek Tükenmek Bilmiyor!
Dünya sahnesinde küresel elitlerin yürüttüğü karanlık bir plan var: Gıda arzını ele geçirip kontrol altına almak! Et ve süt ürünleri üretimi, bu karanlık planın tam kalbinde yer alıyor. Bankalar, iklim değişikliği bahanesiyle bu hayati sektörlere finansman sağlamaktan vazgeçirilmek isteniyor. Bu, gıda arzını ve tedarik zincirini tehdit eden ve insanlığı kaosa sürükleyebilecek bir komplonun parçası olabilir mi? Küresel elitlerin bu stratejik hamleleri, gıda güvenliğini tehlikeye atarak dünya genelinde milyonlarca insanın yaşamını alt üst edebilir. Bu tehlikeli oyun, hepimizin geleceğini tehdit ediyor! O oyunu anlatacağız bu yazımızda;
İklim Değişikliği Örgütlerinin Rolü ve Finansal Manipülasyonlar
Küresel elitlerin yürüttüğü bu karanlık planların en ateşli destekçileri, kendilerini “iklim değişikliği savunucusu” olarak adlandıran örgütler ve aktivistlerdir. Bunun en iyi örneği ABD’de küresel elitlerin finanse ettiği bilinen 105 iklim değişikliği örgütünü gösterebiliriz. Bir araya gelen örgütler yazdıkları mektupla bankalara baskı yaparak et ve süt ürünlerine yönelik kredileri kesmeye yönelik bir kampanya başlattılar. Fosil yakıt kullanımını durdurmak, gübre uygulamasını azaltmak ve et üretim çiftliklerinin kapatılması gibi hedefleri gıda kaynakları ve açlık tehlikesi oluşturmaya hizmet etmektedir. Bu durum, dünya genelinde gıda güvencesizliğinin yayılmasına yol açacaktır.
Endüstriyel Hayvancılık ve Çevresel Etkiler
Endüstriyel hayvancılık sektörünü hedef tahtasına koyan örgütler, bu devasa sektörün küresel ısınmayı körüklediğini ve biyolojik çeşitliliği yok ettiğini iddia ediyorlar. Mektuplarında, tarıma verilen kredilerle endüstrinin sadece çevreyi değil, aynı zamanda hayvan refahını ve insan haklarını da hiçe saydığını iddia ediyorlar. Ancak, bu suçlamalarda, gıda tedarik zincirindeki kirleticilerin ve zehirli kimyasalların nasıl ortadan kaldırılacağına dair en ufak bir çözüm sunmuyorlar. Onlar ne derse desin endüstriyel hayvancılık dünya çapında milyonlarca insan için hayati bir protein kaynağıdır. Bu sektördeki herhangi bir kesinti, gıda güvenliğini tehlikeye atmakla kalmaz, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerdeki çiftçilerin geçim kaynaklarını da yerle bir ederek dünya genelinde büyük bir kaosa yol açacaktır!
Finansal Sistem ve Sosyal Kredi Puanları
Küresel finansal sistem, adeta bir devrimin tam ortasında! Bu devrimin kalbinde ise karbon kredileri ve sosyal kredi puanları yer alıyor. Paris İklim Anlaşması’nın imzalanmasından bu yana, et ve süt şirketleri sadece ABD’de 615 milyar dolarlık krediye ulaşarak, iklim değişikliği bahanesiyle yürütülen finansal manipülasyonun istemeden bir parçası haline geldi. Şimdi ise endüstriyel hayvancılık, sera gazı emisyonlarının başlıca kaynağı olarak bankaları hedef tahtasına oturtarak utandırmaya ve böylelikle tarımsal kredilerin verilmemesi yönünde baskı kuruyorlar. Et ürünleri satan market zincirlerinide hedefe koyarak utandırmaya çalışmaktan da geri durmuyorlar. Bunun da kalmayıp et üreticilerini, daha geniş sosyal ve çevresel zararları ele almaya zorluyorlar. Olmayan iklim değişikliğinin cezalarıyla karşı karşıya kalmalarnı sağlamaya çalışıyorlar.
Bu da bize şunu göstermekte… Gelecekte, iklim değişikliği politikasına uyum sağlayanlar karbon kredisi ile ödüllendirilirse, bu durum küresel finansal sistemin geleceğini şekillendiren bir dönüşümün habercisi olacak. Bu devrimin nereye varacağını görmek için beklemeye razımısınız?
İklim Değişikliği ve Gıda Güvencesizliği
Küresel elitlerin İklim değişikliği planı, gıda arzının çöküşünü tetikleyen felaket senaryosu olarak karşımızda dururken geçiş planı ise hala orta yok! Bu da et ve süt ürünlerine getirilen kısıtlamalarla başlangıçta bu ürünlere dahil olan gıdaların fiyatlarının planlı olarak uçurulmak istenmesi demektir. Ama tüm bunlar başlangıç! Devamında yeni sistem, iklim değişikliği poltikalarına itirazsız boyun eğen üreticilere karbon kredisi dağıtımına dönüşecek. Bankalar ise sadece bu sistemi kabul edenlere finansman sağlayacak. Gıda altyapısı, zengin ve bağlantıları sağlam olanları desteklerken, geri kalanlar için menüde böcekler, böcek çorbaları, ultra işlenmiş sahte gıdalar, sentetik etler ve gdo vitamin hapları olacak. Hedeflerindeki bu senaryo, dünya genelinde gıda güvencesizliğini artıracak ve sosyal eşitsizlikleri daha da derinleştirecektir.
- Peki öyleyse hazır mısınız, yoksa bu fırtınanın ortasında savrulacak mısınız?
- Türkiye’de de bu uygulamaların hayata geçirilmeyeceğinin garantisimi kim verebilir?
- Gidişatın bu yönde olduğuna dair işaretleri hâlâ göremiyor musunuz?
Sonuç: Küresel Elitlerin Büyük Sıfırlama Planı ve Geleceğe Dair Keskin Bir Değerlendirme
Küresel elitlerin gıda arzı üzerindeki kontrol çabaları, dünya ekonomisini ve toplumsal yapıyı kökten değiştirmeyi amaçlayan Büyük Sıfırlama Planı’nın olmazsa olmaz bir parçasıdır. İklim değişikliği bahanesiyle uygulanan bu politikalar, aslında küresel güçlerin ekonomik ve sosyal düzeni yeniden şekillendirme araçlarıdır. Et ve süt ürünleri üretiminin kısıtlanması, fosil yakıtların kullanımının durdurulması ve finansal sistemin sosyal kredi puanları ve karbon kredileri üzerinden yeniden yapılandırılması, bu stratejinin somut adımlarıdır.
Unutmayalım;
Gıdayı kontrol eden insanları kontrol eder, insanları kontrol eden tüm dünyayı da yönetir…
Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…
Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler…