Stratejik Plan: Savaşlarla Küresel Güç Dinamiklerinde Yeni Bir Dönem
19 Kas 2024
- Paylaş:
Stratejik Plan: Savaşın Eşiğinde Küresel Güç Dinamiklerinde Yeni Bir Dönem
Küresel Dönüşümün Eşiğinde Yeni Dünyaya Hazır mısınız?
Dünya, uluslararası ilişkilerde kritik bir dönüm noktasına tanıklık ediyor. Başkan Biden’in Ukrayna’ya uzun menzilli füzeler kullanma izni vermesi, yalnızca bölgesel bir çatışmayı değil, aynı zamanda küresel güç dinamiklerini de derinden etkileyen bir karar olarak öne çıkıyor. Bu adım, Rusya ile Batı arasındaki gerilimi tırmandırırken, nükleer savaş ihtimalini de gündeme getiriyor. Bu yazıda, Biden’ın kararının sonuçlarını ve bu kararın küresel elitlerin geniş çaplı sıfırlama planlarıyla olan bağlantısını derinlemesine inceleyeceğiz.
Biden’ın Hamlesi: Askeri Strateji mi, Yoksa Daha Fazlası mı?
Başkan Biden, Ukrayna’nın ABD tarafından sağlanan uzun menzilli füzeleri Rusya topraklarına yönelik saldırılarda kullanmasına izin vererek uluslararası ilişkilerde önemli bir kırılma noktası oluşturdu. Bu karar, Moskova tarafından nükleer savaş riski taşıdığı gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirildi. ABD yetkilileri, Ukrayna’nın artık 190 mil menzil kapasitesine sahip Ordu Taktik Füze Sistemleri’ni (ATACMS) kullanabileceğini duyurdu. ATACMS, HIMARS dahil olmak üzere ABD yapımı çoklu roket fırlatma sistemleri tarafından ateşleniyor ve bu durum, ABD’nin Rusya içindeki derin saldırıları doğrudan destekleyeceği anlamına geliyor.
Bölgesel Gerginlik: Savaşın Kıyısında Bir Adım
Ukrayna, HIMARS’ı yalnızca ABD ve müttefikleri tarafından sağlanan koordinatlarla kullanabiliyor. Yetkililer, ATACMS’nin başlangıçta Rusya’nın Kursk Oblastı’ndaki Ukrayna kuvvetlerine karşı savaşan Rus birliklerini hedef alacağını belirtti. Ayrıca, ABD ve Ukrayna, Kursk’ta Kuzey Koreli birliklerin konuşlandırıldığını bildirdi. Biden, bu yılın başlarında Ukrayna’ya HIMARS ile Rus sınır bölgelerine saldırma izni vermişti. Birkaç ay sonra Ukrayna, Kursk’u işgal etti ve Ukraynalı yetkililer, ABD’nin Rusya içindeki uzun menzilli saldırıları desteklemesi için baskı yapmaya başladı.
Putin’in Tepkisi Nükleer Savaşın Eşiğinde Bir Uyarı mı?
Bu gelişmelere yanıt olarak, Rusya Devlet Başkanı Putin, NATO’nun uzun menzilli saldırıları desteklemesi durumunda Batı askeri ittifakının “Rusya ile savaşa” gireceğini belirtti. Putin, nükleer silahların kullanım eşiğini düşüren değişiklikler yapma talimatı verdi. Kremlin, nükleer doktrindeki değişikliklerin Batı’ya bir mesaj olarak düşünüldüğünü ifade etti. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, “Bu, bu ülkeleri çeşitli araçlarla, mutlaka nükleer olmayan araçlarla ülkemize saldırıya katılmaları durumunda sonuçlar konusunda uyaran bir mesajdır” dedi.
Biden’in Stratejisi Vekalet Savaşını Tırmandırmak mı?
Biden yönetimi, iktidardaki son birkaç ayında vekalet savaşını tırmandırmaya çalışıyor. Seçilmiş yeni Başkan Donald Trump, vekalet savaşını sona erdirmek için söz vermişti; ancak Biden, bu savaşı tırmandırmaya devam ediyor. Trump’ın kabine seçimleri yaptığı bazı isimler, Ukrayna’da tırmanışı destekliyor. NPR ile yaptığı son röportajda Ulusal Güvenlik Danışmanı Temsilci Mike Waltz, Trump’ın savaşı nasıl bitirebileceği sorusuna yaptırımların artırılmasını ve Rusya’daki uzun menzilli saldırıların desteklenmesini önererek yanıt verdi.
Nükleer Savaşın Eşiğinde Bir Dünya mı?
Joe Biden, Rusya’nın Ukrayna’nın derinliklerine uzun menzilli füzeler ateşlemesine izin vermenin nükleer bir savaşa yol açabileceğini göz ardı etmesi ABD halkı tarafından da tepkiyle karşılanıyor. “Eğer bir yabancı güç, Washington D.C. ve New York’a uzun menzilli füzeler fırlatırsa, bu durumu nasıl karşılayacağımızı düşünmek zorundayız”, “Orta Doğu’daki savaş da kontrolden çıkma tehlikesiyle karşı karşıya”, “Joe Biden, Beyaz Saray’da çok az zamanı kalmasına rağmen, bizi Rusya ile nükleer savaşın eşiğine getirdi” şeklinde eleştiriler yükselmeye başladı.
Geleceği Şekillendiren Kararlar
Biden’ın Ukrayna’ya uzun menzilli füzeleri kullanma izni vermesi, uluslararası ilişkilerdeki dengeleri değiştirecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu durum, hem Rusya’nın tepkisini hem de Batı’nın stratejik kararlarını etkileyecek önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor. Ancak bu karar, yalnızca askeri bir strateji değil, aynı zamanda küresel elitlerin kendi aralarındaki güç mücadelesinin bir parçası olarak da görülmelidir.
Siyonist olmakla övünen Biden’ın eylemleri, dünya genelindeki güç dinamiklerini yeniden şekillendiren bir sürecin parçası olarak dikkat çekiyor. Küresel elitlerin bu tür hamleleri, uluslararası ilişkilerdeki karmaşayı artırırken, aynı zamanda insanlığın geleceği üzerinde derin kaotik etkiler bırakma potansiyeline sahip. Bu nedenle, bu gelişmeleri dikkatle izlemek ve anlamak, sadece siyasi analistler için değil, tüm dünya için hayati bir önem taşımaktadır.
GUWUSTE.COM
Şimdi uyanma ve birlik olma zamanı!!
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.