Tahtın arkasındaki güç bankalarsa, bankaların arkasındaki güç kimdir?
Batı dünyasında son yıllarda başta ekonomi olmak üzere tüm politikaların uygulanma gücünün Başkan, Başbakan ya da Şansölyenin değil, küresel bankaların elinde olduğunu fark ettiler yönünde açıklamalarda bulunuyorlar.
Hatta Başbakan, şansölye ve bakanların görevden alınabildiğini, ancak gücü elinde bulunduran küresel bankalar tarafından kamuda görevlendirilen kişilerin görevden alınamayacağını vurgulayan durumlara da şahit oluyoruz.
Eski ABD başkanlarından George W. Bush, Oval Ofis’te başkan olarak elinin kolunun bağlı olduğunu itiraf ettiği yönünde söylentiler bulunmaktadır. Bu durum, tahtın arkasındaki asıl gücün kim olduğu sorusunu gündeme getirmektedir.
Tahtın arkasındaki gerçek güç, bankalardır.
Uluslararası bankacılık karteli, toplumların yönetim sistemlerinin şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Başkan John F. Kennedy’nin de dikkat çektiği ‘monolitik ve acımasız bir komplonun’ üyeleri arasında yer alan bu kartel, yasaları kimin yaptığına bakmaksızın, bir ulusun parasını kontrol etme gücüne sahiptir. Napolyon Bonaparte’ın anladığı üzere, bu ilişki bugün de geçerliliğini korumaktadır. Finansal kapitalizmin, siyasi sisteme ve dünya ekonomisine egemen olan küresel elitler tarafından büyük bir dünya finansal kontrol sistemi yaratılması amacıyla hareket ettiği yönünde uyarılarda bulunanlar her zaman olmuştur. Bu, kontrolün merkezileşmesine, diğer ekonomik grupların aleyhine finansörlerin lehine işlemesine ve ‘kurallara dayalı küresel düzen’in teşvik edilmesine olanak tanımıştır.
Bankacılar ve bitmeyen savaşlar
Küresel bankacılar, bugün tanık olduğumuz sürekli savaşların arkasında yer alan başlıca aktörlerdir. FED ve merkez bankacılığının yüzyılı, tam anlamıyla savaşların yoğun yaşandığı bir döneme rastlamaktadır. Örneğin, Nazi Almanyası ve Adolf Hitler’in ardında, çok uluslu küresel şirketleri yöneten Wall Street bankerleri bulunmaktaydı. Almanya’nın Nazileştirilmesi, Rusya’yı işgal etmek ve ona boyun eğdirmek amacıyla gerçekleştirildi.
Tarih tekrar ediyor gibi görünüyor; çünkü bugün de Ukrayna, geçmişte olduğu gibi, Rusya’ya saldırmak için Nazileştiriliyor. O günlerde tahtın arkasındaki güçler, bugün de olayların kontrolünü ellerinde tutuyorlar.
Ukrayna’nın eski Başbakanlarından Arseniy Yatsenyuk, 2014 yılında şöyle demişti: ‘Uluslararası bankerler bize yardım etmeye hazır… Uluslararası yardım olmasaydı hayatta kalamazdık.’ Bu durum, en açık örneğidir diyebiliriz.
Peki, sıradaki kim? Uluslararası uzmanlara göre, Ukrayna’nın parçalanmasını takiben bir sonraki hedefin Avrupa ülkeleri olacağı yönünde…
Uluslararası uzmanlar, Ukrayna’nın parçalanmasının ardından bir sonraki hedefin Avrupa ülkeleri olacağını öngörüyorlar. Avrupalı liderler, askerileşme, zorunlu askerlik ve Rusya ile savaş olasılığını tartıştıkları bir süreci zaten başlattılar. İlginç olan, WEF 2024 toplantısından sonra da Avrupalı liderlerin askerileşme, zorunlu askerlik ve Rusya ile savaş olasılığını tartışmaya devam etmeleridir.
Ukrayna halkının büyük bir kısmı barış istiyor ve Rusya ile ilişkilerin düzelmesini arzuluyordu, fakat tahtın arkasındaki küresel güçler yüz binlerce genç Ukraynalıyı feda etti ve milyonlarca insanın yaşamını zorlaştırdı. Hatta cehenneme çevirdi.
Dünya, geçmişte iki büyük dünya savaşı yaşamıştır. Bugün ise sadece bankacılık sistemini kontrol eden küresel elitler, sadece Avrupa ülkelerini değil, tüm dünyayı III. Dünya Savaşı’na sürüklemek istemektedirler.
Mevcut ekonomilerde uygulanan para kredi sistemine göre dolaşımdaki tüm para borçtur. Borç, bankacıların bilançolarındaki varlıkları temsil eder. Bankacılar, servetlerini ve halk üzerindeki güçlerini arttıran teminatları kontrol etmek isterler her zaman. Bu teminatları, sonsuz savaşlar yürütmek için araç olarak kullanabilirler. Bu durum nükleer savaşlara ve bir ulusun diğeri için feda edilmesine bile yol açabilir.
Peki öyleyse tahtın arkasındaki güç bankalarsa, bankaların arkasındaki güç kimdir?
Tabii ki, Küresel Elit Şeytanlar…
Küresel Elitler, insanlığa karşı “bütün ve acımasız bir komplo” ile ilan edilmemiş bir savaş yürütürken, bu savaşın artık kapımıza dayandığını asla unutmamalıyız.
***
Şunu da asla unutmamalıyız;
Küresel Elit Şeytanların (KEŞ) insanları köleleştirme amacıyla hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Ancak insanlar, uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe Adem’in nesline düşman olan Şeytanın ve Küresel İşbirlikçi yavru şeytanlarının planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir. Çünkü Allah’ın çalıştığımızın karşılığını vereceği yönünde kesin vaadi vardır.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel planlarının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…
Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
(Get up and wake up! Stop the evil!)
