Kalk Ve Uyar! Kötülüğe Dur De!

Hero Image

Hava Savaşları, İklim Değişikliğinin Parçasıdır

  • 02 Mar 2024

  • 10 dakika

  • Paylaş:
Blog Detail Header

Hava Savaşları, İklim Değişikliğinin Parçasıdır!

ABD ordusunun, Yönlendirilmiş Enerji Silahlarının (DEW) kullanımı da dahil olmak üzere iklim savaşına dahil olması endişe vericidir. 


Mart 2023 tarihli bir rapora göre, 2022 yılında 5,3 milyar dolar değerinde olan küresel DEW pazarının 2027 yılına kadar 12,9 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. 


DEW Nedir?


Yönlendirilmiş Enerji Silahları (DEW), lazer, mikrodalga ve parçacık ışınları gibi son derece odaklanmış enerji ile hedefine zarar veren menzilli silahlardır. Bu teknoloji, personel, füzeler, araçlar ve optik cihazları hedefleyen silahları içerir. ABD, Rusya, Çin, Hindistan ve İngiltere bu tür silahları geliştirmeye devam etmektedirler. 


Yıllar süren Ar-Ge çalışmalarının ardından yönlendirilmiş enerji silahları deney aşamasındadır denilsede geliştirilmiş olduğu yönünde şüpheler artmaktadır. Pratik, yüksek performanslı askeri silahlar olarak kullanılıp kullanılmayacakları veya ne zaman dağıtılacakları konusunda değerlendirmeler devam etmektedir.


ENMOD nedir?


Odaklanmış enerji kullanan DEW'ler kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer acil durumlara karşı savunmada kullanılmaktadır. Pazar, 1976 yılında Birleşmiş Milletler tarafından çevresel kaygılar nedeniyle ENMOD Sözleşmesi'nde yasaklanan bu malzemelere karşı savunma ile yönlendirilmektedir.


Çevresel Modifikasyon Sözleşmesi (ENMOD), çevresel modifikasyon tekniklerinin askeri veya düşmanca amaçlarla kullanılmasını yasaklayan uluslararası bir anlaşmadır. Cenevre'de 1977 yılında imzalanmış ve 1978 yılında yürürlüğe girmiştir. Sözleşme ayrıca hava savaşını ve bazı hava modifikasyonu veya jeomühendislik yöntemlerini de yasaklamaktadır. ENMOD'a Taraf Devletler, bu tekniklerin başkalarını yok etmek, zarar vermek veya yaralamak amacıyla kullanılmasına katılmamayı taahhüt ederler. Çevresel modifikasyon teknikleri, biyota, litosfer, hidrosfer, atmosfer veya uzay da dahil olmak üzere Dünya'nın dinamiklerini, bileşimini veya yapısını değiştiren doğal süreçlerin kasıtlı olarak manipüle edilmesini ifade eder. 


**Yaşanan iklim ve deprem felaketleri ABD ordusunun iklim savaşı deneyleri olabilir mi?


1990'ların ortalarında faaliyete geçen Yüksek Frekanslı Aktif Auroral Araştırma Programı (HAARP) tesisi, küresel iklim değişikliği tartışmalarında önemli bir araç haline geldi. Hem ABD hem de Rusya, iklimi askeri amaçlarla manipüle etmek için yetenekler geliştirdi ve ABD ordusu bu teknikleri yarım yüzyıldan fazla bir süredir kullanıyor. HAARP kapsamında mükemmelleştirilen teknoloji, "Yıldız Savaşları" Stratejik Savunma Girişimi'nin bir uzantısıdır ve dünya çapında tarımsal ve ekolojik sistemleri istikrarsızlaştırabilir.


Hava durumunun değiştirilmesi savaşçılara sellere, kasırgalara, kuraklıklara ve depremlere neden olmak da dahil olmak üzere düşmanları yenmek ya da zorlamak için geniş bir seçenek yelpazesi sunmaktadır. Saldırgan, savunmacı ve hatta caydırıcı uygulamalara sahip olabilir. Dünya üzerinde yağış, sis ve fırtına yaratma, uzaydaki hava durumunu değiştirme ve yapay hava durumu yaratma kabiliyetlerinin hepsi entegre askeri teknolojiler setinin bir parçasıdır.


1977 yılında BM Genel Kurulu, yaygın, uzun süreli veya ciddi etkileri olan çevresel modifikasyon tekniklerinin askeri veya diğer düşmanca kullanımını yasaklayan uluslararası bir sözleşmeyi onaylamıştır. 1977 Sözleşmesinin özü, 1992 yılında Rio'da düzenlenen Dünya Zirvesinde imzalanan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinde (UNFCCC) yeniden teyit edilmiştir. Bununla birlikte, askeri amaçlarla hava durumunun değiştirilmesi tartışması, askeri analistlerin sessiz kalması, meteorologların bu konuyu incelememesi ve çevrecilerin Kyoto Protokolü kapsamında sera gazı emisyonlarına odaklanmasıyla bilimsel bir tabu haline gelmiştir. 


Askeri ve istihbarat gündeminin bir parçası olarak iklim veya çevre manipülasyonu olasılığı zımnen kabul edilmekle birlikte, BM himayesinde iklim değişikliğine ilişkin daha geniş tartışmaların bir parçası olmaması küresel şeytanların bu işin akasında olduğu şüphesini uyandırmaktadır.


**HAARP Programı


1992'de Alaska, Gokona'da kurulan HAARP programı, yüksek frekanslı radyo dalgaları aracılığıyla iyonosfere enerji gönderen yüksek güçlü antenlerden oluşan bir sistemdir. ABD Hava Kuvvetleri, ABD Donanması ve DARPA tarafından finanse edilen bu sistem, Hava Kuvvetleri Araştırma Laboratuarı ve Deniz Araştırmaları Ofisi tarafından ortaklaşa işletilmektedir. 


**HAARP şimdiye kadar yapılmış en büyük iyonosferik ısıtıcı olabilir mi?


HAARP, iyonosferik sıcaklıkta küçük değişikliklere neden olarak diğer aletler tarafından incelenmek üzere kullanılır. Ancak Uluslararası Halk Sağlığı uzmanları HAARP'ın iyonosferde büyük bozulmalara neden olabilecek büyük bir ısıtma cihazı olarak işlev gördüğünü iddia etmektedir.


ABD Hava Kuvvetleri'nin bir araştırma programı olan HAARP'ın, iyonosferik değişikliklere yol açarak hava durumunu değiştirmek ve iletişim ile radarları bozmak üzere tasarlandığı iddia ediliyor. Rusya Devlet Duması tarafından hazırlanan bir rapor, ABD'nin HAARP programı kapsamında büyük ölçekli deneyler yapmayı, radyo iletişimini bozabilecek, elektrik şebekelerinde kazalara neden olabilecek ve tüm bölgelerin ruh sağlığını olumsuz etkileyebilecek silahlar yaratmayı planladığını öne sürüyor. 


ABD Hava Kuvvetleri tarafından yapılan açıklamalar, hava durumunun, iletişimin ve elektrik güç sistemlerinin küresel bir savaş silahı olarak gizlice manipüle edilmesini ve ABD'nin tüm bölgeleri bozmasını ve domine etmesini önermektedir. 


Hava durumu manipülasyonu ekonomileri, ekosistemleri ve tarımı istikrarsızlaştırabilir, finans ve emtia piyasalarına zarar verebilir ve gıda yardımı ve ithal temel tahıllara bağımlılığı arttırabilir. İşte bunları yapabilmesi için geliştirilen HAARP sistemi tamamen çalışır durumdadır ve uzayın askerileştirilmesinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmektedir. 


Tüm bunlara rağmen Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), çevresel savaş da dahil olmak üzere iklim değişikliğini anlamakla ilgili bilimsel, teknik ve sosyo-ekonomik bilgileri değerlendirme yetkisine sahiptir. Ancak, IPCC raporlarında ve destekleyici belgelerde temel askeri uygulamalar politika analizinin veya bilimsel araştırmanın konusu olmaması dikkat çekicidir.


Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), çevresel savaş da dahil olmak üzere iklim değişikliğinin anlaşılmasıyla ilgili bilimsel, teknik ve sosyo-ekonomik bilgileri değerlendirme yetkisine sahiptir. Ancak, IPCC raporlarında ve destekleyici belgelerde, altta yatan askeri uygulamalar politika analizinin veya bilimsel araştırmanın konusu olmmasıda dikkat çekicidir.


Velhasılı kelam; 
Küresel şeytanların büyük sıfırlama için anahtar konumda olan planlı iklim değişikliği tartışmalarına hava savaşları da dahil etmemesinde gösterdikleri hassasiyet ve sanüsürcülük hava savaşları gerçeğini olmadığı anlamına gelmez.
***

 

Makale Yazarı

Article Author

GUWUSTE

Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş:
Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.