Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve Birleşmiş Milletler (BM), uydurdukları masalları yerle bir edecek dezenformasyonun yayılması konusunda endişelerini ifade etmişler...
Küresel Şeytanların toplanma merkezi olan Dünya Ekonomik Formu (WEF) Küresel Riskler Raporu 2024, yanlış bilgi ve dezenformasyonun önümüzdeki iki yıl içinde küresel istikrara en büyük tehdit olduğunu, önümüzdeki on yıl içinde ise en tehlikeli beşinci tehdit olarak sınıflandırdığını belirtmektedir. BM’nin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi ise, insan faaliyetleri ve özellikle karbondioksit (CO2) emisyonları nedeniyle var olan bir iklim kriziyle karşı karşıya olduğumuzu vurgulamaktadır.
Verified, BM ve Purpose tarafından başlatılan bir girişim olup, Al Jazeera, Clear Channel, Facebook, Reddit, Spotify, TikTok ve Twitter gibi büyük medya ortakları ve güçlü küresel STK’lar tarafından desteklenmektedir.
BM’nin iklim değişikliği konusundaki yaklaşımı, farklı görüşte olan ancak genellikle komplo teorisyenleri olarak damgalanan binlerce bilim insanını dışlayıcı olarak değerlendiriyor. Rapor, ‘iklim değişikliği inkârcıları’ ve BM’nin gündemine karşı çıkan platformlarla ilgili iyi şeyler söylemiyor. Küresel Elit Şeytanlar, iklim değişikliği konusunda herkesin uyum sağlanmasını istiyor ve muhalif görüşleri marjinalleştirmek, sansürlemek ve geçersiz kılmak için yoğun çaba gösteriyorlar.
Onlar, bilginin kontrolünün artan otoriterliğe, gözetimine, sansüre ve insan haklarının erozyonuna yol açabileceğini biliyorlar. Ancak, değer verdikleri iklim gündemini koruma adına bu ihlalleri görmezden gelmeye hazır görünüyorlar. Eğer iklim değişikliği tartışmalarını etkin bir şekilde engelleyebilirlerse, gündemlerini tehdit eden diğer tüm meseleler de yakında sınırların dışına itilebilir.
Küresel Elit Şeytanların Dijital Nefretle Mücadele Merkezi (CCDH) tarafından yayınlanan bir rapor, küresel ısınmanın etkilerinin faydalı veya zararsız olduğunu, iklim çözümlerinin işe yaramayacağını ve iklim bilimi ile iklim hareketine güvenilmemesi gerektiğini iddia eden yeni iklim inkârı biçimlerinin arttığını belirtiyor. Rapor içinde Youtube’nin olduğu 96 dijital internet kanalın video transkriptlerini analiz etmek için CARDS adlı bir yapay zeka modeli kullanıyor.
Ancak tüm bunlara rağmen, Küresel Elit Şeytanların Dijital Nefretle Mücadele Merkezi (CCDH) sosyal medya şirketlerinin iklim değişikliği inkârıyla mücadelede yeterli çaba göstermediğini düşünüyor ve bu tür içeriklerin yayılmasından elde edilen mali kazançların ortadan kaldırılmasını istiyor. Uydurdukları planlı İklim felaketini önlüyormuş gibi yapıp, bu yöndeki küresel çabalarına destek olmak amacıyla, Yeni İnkâr içeriğinin kaldırılmasını ve etkisiz hale getirilmesini öneriyorlar.
Dijital Nefretle Mücadele Merkezi (CCDH) sosyal medya kullanımı üzerine yaptığı araştırma, yoğun sosyal medya etkinliği bildiren yetişkinlerin %43’ünün ve gençlerin %56’sının komplo teorilerine inandığını göstermiş ve dijital platformlarda iklim politikası konusunda bilgi bütünlüğüne sansür tedbirlerine acil öncelik verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Ancak, CARDS modeli yalnızca %78 oranında doğru sonuçlar vermektedir, transkriptlerdeki iddiaları doğrulayamamakta ve noktalama eksiklikleri bulunmaktadır.
Dijital Nefretle Mücadele Merkezi (CCDH), pandemi dolandırıcılığını ve COVID-19 aşısıyla ilgili yanlış bilgileri ortaya çıkaran ve bu tür içerikleri yayınlayan kişi ve kuruluşların sosyal ağlar ve sosyal medya platformlarından uzaklaştırılması, itibarlarının zarar görmesi ve meşruiyetlerinin sorgulanması için çağrıda bulunan ve raporlar yayınlayan Londra ve Washington da ofisleri bulunan İngiliz merkezli bir savunma grubudur.
Peki öyleyse medya sansür kompleksı· ı·klı·m muhalefetı·yle nasıl mücadele etmeyı· planlıyor
İklim şüpheciliği artmakta ve bu durumdan hoşlanmayan Küresel Elit Şeytanların tehditi altında bulunuyor. Karşı koyma stratejileri arasında farkındalık kampanyaları, yapay zeka kullanımı, sansür, sivil izleme, içerik moderasyonu, şeytanlaştırma, finansal sansür, platformdan uzaklaştırma, dijital ordular, eğitim, doğrulama kontrolü, medya okuryazarlığı, ön yargıyı önleme, gölge yasaklama, güvenilir haber kaynakları, metin madenciliği ve toplum genelinde yaklaşımlar bulunmaktadır.
Bu yöntemleri benimseyen diğer kuruluşlar arasında Climate Feedback, Covering Climate Now, European Media and Information Fund, FactCheck.org, Global Disinformation Index (GDI), International Fact-Checking Network (IFCN), Media Wise, Newsguard, PoliticiFact ve Reuters bulunmaktadır.
Bu kuruluşlar; milyar dolarlık şirketler, hükümetler, vakıflar ve etkili sivil toplum kuruluşları tarafından desteklenmektedir. Associated Press, NPR, NBC News, Newsweek, The Washington Post, The Guardian, The Nation, The Corporation for Public Broadcasting, YouTube, Twitter, Facebook, TikTok, WhatsApp, Twitch ve LinkedIn gibi geleneksel ve sosyal medya şirketleri de bu kuruluşların hizmetlerinden yararlanmaktadır.
Üniversiteler ise, gazetecileri eğiterek iklim değişikliği konusunda kamuoyu oluşturmaktadır. ABD Savunma Bakanlığı ve istihbarat servisleri de kartşıtlarının sözde yanıltıcı bilgi ve dezenformasyonla mücadele etmektedir. ABD’deki iki partili sistemde, hem sol hem de sağ kanatlar ifade özgürlüğünü sınırlamak için iş birliği yapmakta ve her iki taraftan gelen sansür çağrıları, medya ve sansür kompleksinin devamının bir parçası haline gelmiştir.
İklı·m bı·lı·mı· neden tartışılmaz hale getilmek isteniyor?
Küresek Elit Şeytanların planlı İklim tartışması, karmaşık ve tartışmalı bir konudur ve iklim anlatısını sorgulayanlara karşı güçlü bir birlik oluşturulmuştur.
BM ve kamu-özel sektör ortaklıkları (PPP’ler), evrensel bir fikir birliği olduğu yanılgısını devam ettirmektedir. Fakat iklim biliminde gerçek bir fikir birliği bulunmamakta resmi iddiaları desteklemek isteyen araştırmacıları kayırarak hile yapmaktadır. Finansman ve yayınlar sıklıkla ana akıma uymayanlardan saklanır, bu yüzden istatistikler, evrensel bir fikir birliği varmış gibi yanıltıcı bir şekilde sunuyorlar.
Ancak son zamanlarda iklim değişikliği konusundaki sözde bilimsel fikir birliği iddialarının yanıltıcı olduğunu ortaya çıkarmaya başlamıştır. Yayınlanan birçok makalede sözde bilim insanlarının yanıltıcı araştırmaları kullanarak ve fikir birliğine katılmayanları susturmak için komplo kurarak akademik suistimalde bulunduklarına dair örnekler çokça vardır.
Modern ısınmanın çoğunun insan faaliyetlerinden kaynaklandığı iddiası bilimsel olarak savunulamaz çünkü doğrusunu kimse bilemiyor. Dahası, inek geğirmesi ve gazının yanı sıra insan nefesinin de metan ve azot oksit emisyonlarına katkıda bulunduğu iddiası saçmadır…
Bunların hepsi küresel elit şeytanların büyük sıfırlamayı gerçekleştirmek için adım adım uygulamaya koyduğu projelerdir.
***
Şunu da asla unutmamalıyız;
Küresel Elit Şeytanların (KEŞ) insanları köleleştirme amacıyla hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Ancak insanlar, uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe Adem’in nesline düşman olan Şeytanın ve Küresel İşbirlikçi yavru şeytanlarının planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir. Çünkü Allah’ın çalıştığımızın karşılığını vereceği yönünde kesin vaadi vardır.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel planlarının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…
Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
(Get up and wake up! Stop the evil!)