İnsanları Genetik Olarak Manipüle Etmek İstiyorlar
29 Mar 2024
- Paylaş:
İnsanları Genetik Olarak Manipüle Etmek İstiyorlar
1992 Dünya Zirvesi'nden bu yana amaç, biyolojik çeşitliliği artırmak için sentetik DNA kullanarak canlıların genetik mühendisliğini yaparak, Transhümanist insanlar yaratmak olmuştur...
Bu durum biyoçeşitlilik üzerindeki potansiyel yan etkilere ilişkin endişeleri artırmıştır. Büyük İlaç (Big Pharma) ve biyoteknoloji sektörü tarafından şekillendirilen pandemi söylemi, Gündem 21 ve 1992 Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nin zararlı amaçlarını açığa çıkarmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu'nun Büyük Sıfırlama girişimi ve 'doğa ile uyum içinde yaşama' kavramı da bu kapsamda incelenmektedir. 1992 Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi biyoteknoloji endüstrisini korurken, 2020 sonrası Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi 2050 yılına kadar biyoçeşitliliği dönüştürmeyi ve doğayla uyumu teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Peki öyleyse 32 yıl önce başlatılan bu çalışma bugün ne durumda?
Öyleyse en başından anlatmaya başlayalım;
1992 BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Brezilya'nın Rio de Janeiro şehrinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Ekonomik Kalkınma Konferansı'nın (UNCED) bir parçası olarak ortaya çıktı. Bu konferans, aşırı kalkınmanın, kirliliğin, küresel ısınmanın ve yağmur ormanlarının yok oluşunun ele alınmasını hedeflemiştir. 1987'de yayımlanan Brundtland Raporu ise, sürdürülebilir kalkınmayı, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneğini tehlikeye atmadan günümüzün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tanımlamıştır.
Geçmiş kalkınmaların etkilerini gidermek için daha fazla kalkınmanın gerekliliğini savunmuştur. Buna karşın, bazı çevreciler, UNCED'in çevre ve gezegen için zararlı olan endüstriyel kalkınmayı desteklediğini iddia ediyorlar. 2021 yılı itibarıyla, zenginler listelerin dışında kalmış, yoksullar için ekonomik sistemler parçalanmış durumda. UNCED'in asıl amacı, 2020'deki büyük pandemiye kadar büyük ölçüde ihmal edilen biyoteknoloji endüstrisinin lehine biyoçeşitliliği ele geçirmek ve sömürünceye kadar kullanmaktı.
Peki, biyoçeşitlilik gerçekten ne anlama geliyor?
Biyoçeşitlilik, ekosistemlerin ve biyosferin işleyişi için hayati öneme sahiptir ve genetik materyal, küresel ekonomiye her yıl milyarlarca dolarlık katkıda bulunmaktadır. Türler ve genetik materyaller, kalkınmada giderek artan bir rol oynamakta ve korunmaları için güçlü ekonomik gerekçeler bulunmaktadır. Ancak, bilim insanları genetik mühendisliğindeki ilerlemelerle genetik çeşitliliği kullanmayı öğrendikçe, geniş biyolojik çeşitlilik rezervleri yok olma riski altında kalıyor.
UNCED Zirvesi ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesine göre yaşamın çeşitliliğini genetik kaynakların ve okunan genetik kodların çeşitliliği ile dolaylı olarak eşitlemektedir. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nin ana gündemi ise biyolojik çeşitliliğin mülkiyeti ve kontrolüdür. Ana endişe ise ilaç ve gelişmekte olan biyoteknoloji endüstrilerinin korunmasıdır.
Üçüncü Dünya, sürdürülebilir kalkınma ve biyolojik çeşitlilik adına yeniden yağmalanma riski altındadır. Çünkü hedef genetik mühendisliği ve sonucunda ortaya çıkan GDO'lu ürünlerin mülkiyetidir. Bu durum, yerel bilgi ve genetik kaynakların değerinin tanınmasını teşvik eden ve yerel halkın haklarını onaylayan 1992 Küresel Biyoçeşitlilik Stratejisi gibi tüm BM belgeleriyle uyumludur.
Biyoçeşitlilik, sadece türleri korumakla ilgili değildir; aynı zamanda biyoteknoloji endüstrisi için bir hammadde kaynağıdır ve ticari ürünlerin orijinal toplama alanları için telif ücreti ödenmelidir. Ne var ki, GDO'lu tohumların geliştirilip patentlenmesi ve çiftçilerin bu tohumları kullanmaları için telif ücreti ödemeye zorlanmaları işin arkasındaki şeytani planın neler olabileceğini göstermesi açısından önelidir.
2022 yılında tamamlanması planlanan hedefe göre 2020 sonrası küresel biyoçeşitlilik çerçevesi, toplumun biyoçeşitlilikle olan ilişkisini dönüştürmeyi ve 2050 yılına kadar doğayla uyum içinde yaşamaya yönelik ortak bir vizyona ulaşmayı amaçlıyordu. 'Genetik kaynaklara ilişkin dijital dizilim bilgisi' kavramını içeren çerçeve, DNA molekülünü oluşturan dört kimyasal yapı taşının dizilimini belirleyen DNA dizilimine odaklanıyordu. Bu bilgi, dünya üzerindeki tüm yaşam formlarını etkileyen gen içeren ve gen düzenleyen bölgeleri tanımlamak için kullanılabilir. Çerçeve ayrıca çevre ve insan sağlığını iyileştirmek için DNA'nın yeniden tasarlanmasını içeren sentetik biyolojiyi de kabul etmekteydi. Çerçeve, yaşayan tüm türlerin dijital olarak sıralanması, bir veri tabanına yerleştirilmesi, küresel bir kamu malı olarak tanınması ve biyoteknoloji endüstrisi tarafından lisanslanmaya hazır hale getirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Ancak aklı başında olan vicdanlı bilim insanları, dünyadaki tüm DNA'ların haritasını çıkarmanın, araştırmacılar ve savunucuları tarafından yanlış anlaşılan ve yaratılışa karşı gelmeye çalışılan insanüstü bir hayal olduğunu ifade etmeye devam ediyorlar.
Şimdide Bugüne Gelelim;
Bilim insanları Pennsylvania Üniversitesi'nde, gen terapisi ve biyoteknoloji uygulamaları için devrim niteliğinde olabilecek insan yapay kromozomları (HAC) üretmek amacıyla yeni bir yöntem geliştirdiklerini duyurdular. Science dergisinde yayımlanan araştırma, on yıllardır bu alandaki gelişmeyi engelleyen bir sorunu aşarak tek kopya HAC'leri etkin bir şekilde oluşturmayı sağlayan bir yöntemi tanımlıyor. Yapay kromozomlar, insanlar ve diğer canlılarda bulunan ve DNA'yı paketleyen doğal kromozomların işlevlerini taklit edebilmek için laboratuvarda üretilmiş yapılar olarak tasarlanmıştır.
Yayınlanan çalışmaya göre bilim insanları transformasyonla ilişkili rekombinasyon (TAR) klonlamasını kullanarak maya hücrelerinden insan adenokarsinom hücreleri (HAC'ler) başarıyla üretmişler. İnsan ve bakteri DNA'sını içeren bu yapı, önceki HAC çalışmalarına göre 25 kat daha büyük maya hücrelerinde oluşturulmuş ve mühendislikle geliştirilen maya hücreleri bir insan hücre hattıyla birleştirilerek, çıplak DNA'nın doğrudan hücrelere aktarılmasından daha verimli olduğunun kanıtlandığı iddia ediliyor. Tasarlanan HAC'ler, standart yöntemlere göre daha yüksek verimlilikle ve başarıyla oluşturulmuş. Ayrıca, hücre bölünmesi sırasında, uzun vadeli stabiliteleri ve işlevsellikleri için kritik olan düzgün çoğalma ve ayrışma yeteneklerine sahip oldukları da belirtilmiş.
Bu çalışma insan yapay kromozomları (HAC), gen terapisi için mevcut virüs tabanlı dağıtım sistemlerine kıyasla daha güvenli ve etkili platformlar olarak kabul edilmekte ve daha büyük genetik yükler taşıyabilme kapasitesiyle, tüm gen ağlarının veya karmaşık protein makinelerinin ifadesine olanak tanıyabilirmiş. Hatta tarımsal biyoteknolojide de zararlılara karşı dirençli veya yüksek verimli bitkilerin geliştirilmesinde de önemli bir roller oynayabilirlermiş.
Genlerin işleyişi hakkındaki bilgilerimiz hâlâ kısıtlıdır. Bilinmeyenler, bilinenlerden çok daha fazladır. Ancak, biyoteknoloji savunucuları ve araştırmacılar, halka yakın zamanda tüm hastalıkları tedavi edeceklerine dair söz verdikleri için, sanki çok daha fazlasını biliyorlarmış gibi bir izlenim yaratıyor olsalar da biyoteknolojinin ekonomik, tarımsal ya da sağlık açısından herhangi bir fayda sağladığına dair bir sicil kaydı bulunmamaktadır. Bunun yerine zarar verdiklerini söylemek daha doğru olacaktır.
Elbette, işin başka bir karanlık yönünü de belirtmek isteriz. Küresel Elit Şeytanlar, biyoçeşitlilik bahanesi altında tüm canlıların genetik yapısını manipüle etmeyi amaçlıyorlar. Bu açıklamalar, transhümanist insanlar yaratma çabalarında yavaş da olsa ilerleme kaydettiklerini duyurarak korku yaymaya çalışıyor. Bunun yanında da havaya, iklime, tarım ve gıdaya müdahale teknolojilerini genişleterek bu yaşamsal unsurları insanlık aleyhine sessiz silah haline getirmeye devam edeceklerini de dolaylı yoldan söylüyorlar.
***
Şunu da asla unutmamalıyız;
Küresel Elit Şeytanların (KEŞ) insanları köleleştirme amacıyla hiçbir taşın altını boş bırakmamacasına gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Ancak insanlar, uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe Adem’in nesline düşman olan Şeytanın ve Küresel İşbirlikçi yavru şeytanlarının planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir. Çünkü Allah’ın çalıştığımızın karşılığını vereceği yönünde kesin vaadi vardır.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel planlarının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…
Guwuste.Com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
(Get up and wake up! Stop the evil!)