Kan Krizi Kapıda mı? (2)
02 Haz 2024
- Paylaş:
Kan Krizi Kapıda mı? (2)
Covid aşısı olmayanların kanı değer kazanacak!
Japon araştırmacılar, mRNA COVID-19 aşısından sonra kan bağışının potansiyel risklerini dile getiriyorlar. Aşılanan kişilerin kan bağışı yapması, kan pıhtılaşması ve otoimmün hastalıklar gibi sağlık sorunlarına sebep olabilir. Doktorlar, aşı sonrası kan anomalileri gözlemlenen hastalar için kan alımı ve yönetimi hakkında önerilerde bulunuyorlar.
Kan testi yöntemlerinin prionları (hastalık yaratma potansiyeli olan proteinler) tespit edememesi ve enfeksiyon kaynaklarını izlemedeki zorluklar, genetik aşıların kullanımını ve risk değerlendirmesini yeniden gözden geçirmeyi gerektiriyor.
Covid aşılarının içeriği konusunda üreticiler ve sağlık kuruluşlarından kesin bilgiler henüz paylaşılmamış olsa da bağımsız laboratuvarların araştırmaları bu aşıların insan sağlığına ve gelecek nesillere zarar verebilecek maddeler içerdiği iddialarını devam ettirmektedir. Bağımsız araştırma kuruluşlarının yayınladığı binlerce rapor bu iddiaları destekler niteliktedir.
Toplum olarak, olası zararlara karşı yeterli sorgulama yapmamız ve bilinçlenme sürecimizin yavaş ilerlemesi nedeniyle, mRNA içeren aşılarla yapılan aşılamanın artması, taze ve sağlıklı kan bulmada zorluklara yol açabileceği endişesi bulunmaktadır. Ayrıca, sağlıklı nesillerin devamlılığı da risk altında olabilir...
Süreçte kötü giden neler oldu?
Süreç devam ediyor mu?
2021’de Covid-19 pandemisi esnasında kan bağışlarında önemli düşüşler gözlendi. Türk Kızılay, ülkenin kan gereksinimlerinin büyük kısmını karşılayan bir kuruluş olarak halkı kan bağışlamaya teşvik etti. Kan stokları kritik düzeylere düşünce, Kızılay yaklaşık 300 kan bağış merkezini faaliyete geçirdi ve sahra çadırları kurarak bağış yapılacak yerleri artırdı.
Kızılay’ın “kan stoklarımız yeterli” açıklamalarına rağmen, radyolarda “….hastanesinde tedavi gören bir hasta için çok acil Rh… kan ihtiyacı var. Covid geçirmemiş ve aşı olmamış olmalı…” şeklinde acil kan ihtiyaç duyuruları yapılıyor. Eğer kan stoklarımız yeterli ise, bu duyuruların sebebi nedir?
Acil ameliyatlar ve organ nakilleri gibi kritik durumlarda “Taze Kan” bulmakta zorlanıldığı ve bazı kan grupları için kan temin edilememesi gibi problemler yaşandığı görülüyor. Ayrıca, kan bağışı için yaş sınırlamaları nedeniyle 18 yaş altı ve 60 yaş üstü bireylerden kan alınamaması da diğer bir sorun.
Covid-19 geçirmemiş ve aşı olmamış kişilerden kan bağışı yapmaları yönünde artan talepler var. Bu, her 100 kişiden 35’inin en az bir doz Covid-19 aşısı almış olması ve aşının kanı etkileyebileceği endişeleri nedeniyle olabilir.
Şehir merkezlerindeki meydanlarda yürüyen vatandaşlar, Kızılay’ın kan bağışı çadırlarının son dönemde azaldığını gözlemliyor. Genellikle, sağlık çalışanlarının oluşturduğu kalabalık göze çarpıyor. Bu durumun, planlı pandemi sürecinde mRNA aşılarının yaygınlaşmasıyla aşılanan kişi sayısının artmasından da kaynaklanmaktadır.
** Peki ne oldu da ülkemizde her 100 kişiden 35’inin kanı risk taşıma seviyesine ulaştı?
Aşıların amacı, enfeksiyon hastalıklarına karşı koruma sağlayarak bağışıklık sistemini desteklemektir. Böylece vücut, ilgili enfeksiyona karşı direnç kazanır. Aktif bağışıklık, enfeksiyon antijenlerinin verilmesiyle antikor üretimini harekete geçirirken, pasif bağışıklık doğrudan hazır antikorlarla sağlanır. Aktif bağışıklık sağlayan aşılar genellikle zayıflatılmış veya inaktive edilmiş mikroorganizmalar, ya da arıtılmış bakteriyel bileşenlerden oluşur.
2021’in başlarında, Covid-19 pandemisinde deneme aşamasındaki aşı adayı kimyasal sıvılar milyonlarca sağlıklı insana uygulanmıştı. Bu aşılar, virüsün zayıflatılmış veya inaktif hallerini içeriyordu. Vücut direnci düşük olanlara virus bulaştırılmış olabilir. Ancak, bazı bilim insanları aşıların içinde yarı iletken bir madde olan grafen oksit bulunduğunu ve 5G teknolojisiyle bir ilişkisi olabileceğini iddia etmişlerdir. Grafen, sağlık sektöründe kullanılan bir malzemedir ve bu madde vücudu radyasyona maruz bırakabileceği öne sürülmüştür.
** Şimdi Gelelim en can alıcı soruya; Kan Krizi Kapıda mı?
Aşılama döneminde bir kan krizi yaşanabileceğini öngören bilim insanları bulunmaktaydı. Buna karşın, Kızılay ve Sağlık Bakanlığı kan stoklarının yeterli olduğunu açıklamıştı. Ancak “Aşı olun” çağrılarına karşın, verilere göre her üç kişiden ikisi hala aşılanmamış durumda. Bu kişilerin yarısı ya 18 yaşın altında ya da 60 yaşın üstünde olduğundan, sağlıklı olan ve herhangi bir engelleyici hastalığı bulunmayan her üç kişiden biri kan bağışında bulunabilir. Acil durumlarda temiz ve taze kana ihtiyaç duyulması, bu tür kanlara sahip kişilerin önemini artırmaktadır.
** Acil durumda kan bulunabilir mi?
Korsan piyasada nadir kan gruplarının fiyatları 5 bin TL’den başlayıp 70 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. mRNA aşılarından en az bir doz almış kişilerin sayısının fazlalığı nedeniyle, temiz kan bulmak giderek zorlaşıyor. Covid aşısı olmayanların kanı daha da değer kazanacağı için korsan piyasadaki fiyatların yükselmesine neden oluyor. Zenginler sağlıklı kana kolayca erişebilirken, düşük gelirli kişiler ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya kalabilir. Bu durum, Türkiye’nin sağlık açısından yaşanması güç bir ülke haline gelmesine yol açabilir.
Bu web sitesinde, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) “Hastalık X” üzerine yürüttüğü çalışmalar ve dünya genelinde henüz aşılanmamış kişilere ulaşma hedefleri hakkında pek çok makale yer almaktadır. Yakın gelecekte, aşılanmamış nüfusu aşılamak için planlanan bir kuş gribi pandemisinin aşılarıyla birlikte hazırlandığı iddialrı gündemdeki yerini korumaktadır. Bu konu artık bir komplo teorisi olmaktan çıkmış ve Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkede ulusal güvenlik meselesi olarak ele alınmaktadır.
Sonuç olarak; Şeyh Edebali’nin söylediği “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözü, yaşamın sürdürülmesi ve can güvenliğinin korunmasının, temiz ve güvenilir sağlık hizmetleriyle mümkün olacağını vurgular. Sağlıklı bireyler, bilim, teknoloji, sanat ve kültür gibi alanlarda elde ettikleri başarılarla devletin güçlenmesine katkı sağlarlar. Adil bir paylaşım ve yaşamı ön planda tutan bir imparatorluk dahi bu sayede inşa edilebilir.
SADİ ÖZGÜL
Guwuste.com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Daha fazla insanın bilgilendirilmesi amacıyla paylaşmayı unutmayınız…