Kalk Ve Uyar! Kötülüğe Dur De!

Hero Image

Maymun Çiçeği Hastalığı ve Küresel Kontrol

  • 20 Ağu 2024

  • Paylaş:
Blog Detail Header

Maymun Çiçeği Hastalığı ve Küresel Kontrol

 

Son yıllarda dünya, COVID-19 pandemisi, ekonomik krizler, savaşlar ve doğal afetler gibi bir dizi büyük tehditle yüzleşti. Bu olaylar, insanlığın karşı karşıya olduğu ciddi sorunlar olarak öne çıktı. Bu tehditlerin ardında, küresel elitler tarafından insanlığı kontrol altına almak ve yönetmek amacıyla kullanılan bir plan vardır. Bu plana “Büyük Sıfırlama” adı veriliyor.

 

Büyük Sıfırlama Nedir?

 

Büyük Sıfırlama, 2020’de Dünya Ekonomik Forumu tarafından başlatılan ve küresel ekonomi, toplum ve politikayı yeniden şekillendirmeyi hedefleyen şeytani bir girişimdir. COVID-19 pandemisinin ortaya çıkardığı ekonomik ve sosyal krizleri bir dönüşüm fırsatı olarak gören bu yaklaşım, daha adil, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir dünya düzeni yaratmayı amaçlamaktadır. Büyük Sıfırlama’nın ana unsurları arasında ekonomik dengesizliklerin giderilmesi, çevresel sürdürülebilirliğin güçlendirilmesi ve dijital dönüşümün teşvik edilmesi bulunmaktadır. Yine de, bazı kesimler bu girişimi, küresel elitlerin güçlerini merkezileştirme ve bireysel hakları sınırlama girişimi olarak eleştirmekte ve bu planın ulusal egemenlikleri erozyona uğratarak küresel bir yönetim yapısına zemin hazırlayabileceği konusunda endişelerini dile getirmektedirler.

 

Maymun Çiçeği Hastalığı Hangi Planın Parçasıdır?

 

Maymun çiçeği hastalığı, 1970’lerde Afrika’da keşfedilmiş ve genellikle hayvanlardan insanlara geçen bir virüs olarak tanımlanır. Bu, Afrika’da 50 yılı aşkın süredir bu hastalığın var olduğu anlamına gelir. Ancak, son zamanlarda Afrika dışındaki ülkelerde de benzer gelişmiş vakaların ortaya çıkmasını Büyük Sıfırlama planının bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Buna göre, maymun çiçeği gibi hastalıklar, küresel sağlık krizleri oluşturmak ve bu krizler aracılığıyla toplumsal kontrol mekanizmalarını güçlendirmek amacıyla kullanılmaktadır. Pandemiler, hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların daha katı sağlık önlemleri almasına ve bireylerin hareket özgürlüklerini sınırlamasına yol açar. Bu durum, küresel elitlerin toplumları daha kolay yönetmesine olanak tanıyan bir fırsat olarak görülür. Ayrıca, bu tür krizler dijital izleme sistemlerinin ve biyometrik kimlik doğrulama teknolojilerinin genişlemesine de katkıda bulunabilir.

 

Maymun Çiçeği Hastalığı ve Pfizer Aşısı

 

Maymun çiçeği hastalığı ile Pfizer aşısı arasında doğrudan bir bağlantı olabileceğine yönelik güçlü deliller bulunmakta. Bu delillere göre, Pfizer ve benzeri aşılar, bağışıklık sistemini zayıflatarak veya başka sağlık sorunlarına yol açarak, yeni hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Buna yönelik söylemler, genellikle aşı karşıtı hareketler tarafından dile getirilmekte ve aşıların güvenliği konusunda kamuoyunda bilinçlendirmeyi amaçlamaktadır. Ancak, bu iddiaların bilimsel temeli zayıftır ve halk sağlığı uzmanları tarafından genellikle reddedilmeye çalışsalar da aşıların, toplum sağlığını korumaktan öte nüfusun artmasının engellenmesi için önemli bir sessiz silaha aracına dönüştürülebilir.

 

Maymun Çiçeği ve Covid-19 Aşısı İlişkisi var mı?

 

İki yıl önce Türkiye’de rapor edilen ilk maymun çiçeği vakası büyük ilgi uyandırdı ve bu durumun detaylıca anlaşılması için geniş çaplı araştırmalar yapıldı. O dönemde hazırlanan bilgi derlemesi, bu hastalığın aslında planlı bir hastalık olduğuna dair sağlam bir temel oluşturduğu günümüzde daha da netleşmiştir.

 

Son dönemde, maymun çiçeği vakalarının Covid-19 aşısının yan etkileriyle ilişkilendirildiği güçlü kanıtlar gündeme geldi. Bu kanıtlar, bilimsel topluluk ve kamuoyu arasında çeşitli farklı tepkilere neden oldu. Güçlü delilleri gündeme getirenler, görüşlerinin hem medya da hem de dijital dünyada engellenmesi sorunuyla karşı karşıya kaldılar. Bu, günümüz iletişim çağında sansürün yeni bir biçimi olarak görülmelidir.

 

Eğer bir araştırmacı, maymun çiçeği hakkındaki mevcut literatürü özetleyerek aşının önemini vurgulayan bir öneri sunsaydı, bu çalışma geniş bir kitle tarafından aşı reddiyeti ile karşılanabilirdi. Buna alternatif olarak, virüsün varlığını kabul ederek tartışmayı “pandemi ilanı için vaka sayısı yeterli mi?” taktiksel sorusuna yoğunlaştırmak da benzer bir ilgi uyandırabilirdi. Ayrıca, diğer stratejide belki de hiç var olmayan hatta var olması mümkün olmayan bir virüs için “laboratuvar üretimi” gibi teoriler gündeme getirmek de dikkat çekici olurdu değil mi?

 

Mevcut deliller, ne bir virüsün varlığına ne de yeni bir salgının başladığına işaret etmiyor. Bunun aksine, PCR testlerinin yanıltıcı bir şekilde kullanıldığına dair durum söz konusudur. Bu durum, bilimsel toplulukta etik ve metodoloji konularında ciddi tartışmaları tetiklemiş ve hem akademik hem de halk çevrelerinde geniş yankı uyandırmıştır.

 

Küresel Elitlerin Kontrol Planı

 

Küresel elitlerin kontrol stratejisi, ekonomik ve politik gücü dünya çapında merkezileştirmeyi hedefleyen bir plan olarak tanımlanabilir. Bu plana göre, uluslararası kuruluşlar ve büyük şirketler, hükümetlerin ve devletlerin üzerinde bir otorite oluşturarak küresel politikaları şekillendirip uygulamaktadır. Bu durum, bireysel özgürlüklerin kısıtlanmasına, mahremiyetin azalmasına ve sosyal kontrol mekanizmalarının artmasına neden olabilir. Böyle bir kontrol stratejisi demokratik süreçleri zayıflatır ve halkın iradesini göz eder. Büyük Sıfırlama gibi şeytani girişimler, bu kontrol stratejisinin bir parçasıdır küresel elitlerin dünya üzerindeki etkisini artırma girişimi olarak görülmelidir. Dijital kimlik sistemleri, sosyal kredi uygulamaları ve merkezi dijital para birimleri gibi araçlar, bu tür planları desteklemektedir.

 

Büyük Sıfırlama planı, küresel elitlerin insanlığı kontrol etmek ve yönetmek için kullandığı bir strateji olarak ele alınmaktadır. Maymun çiçeği hastalığı ve Pfizer aşısı gibi unsurlar, bu planın bir parçası olarak görülmekte ve toplum üzerinde korku ve kaos yaratmak için kullanılmaktadır. İnsanlık, insanlık aleyhine olan bu planlara karşı dikkatli olmalı ve ona göre hareket etmelidir.

 

Bu makalede insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin hedefi olan sömürü düzeninin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir. Aksine, insanlar izin vermediği müddetçe bu hedeflerin asla başarılamayacağı gerçeğini vurgulamaktır. Bu tür faaliyetlere izin vermemek, Küresel Elitlerin sebep olduğu planlı sorunlarla başa çıkmak için dünya çapında işbirliği ve dayanışma önemlidir. Bu da onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır. Bu nedenle, uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan asla vazgeçmeyin…

 

Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!

 

Okuyucularımız; kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen hem fikir hırsızlığına ve hem de Allah katında da kul hakkına girer…

 

 

Makale Yazarı

Article Author

GUWUSTE

Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş:
Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.