Küresel Şeytani çetenin büyük sıfırlama hedefindeki insan neslini azaltma görevi verilen Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2025 yılında ortaya çıkacağı ve COVID-19’dan 20 kat daha fazla ölüme neden olacağı tahmin edilen “Hastalık X” adlı yeni bir bulaşıcı hastalık olasılığı konusunda uyarıda bulundu.
WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Brezilya Sağlık Bakanı Nisia Trindade Lima ve AstraZeneca CEO’su Michel Demaré gibi üst düzey konuşmacıların yer alacağı “Hastalık X’e Hazırlık” etkinliği 17 Ocak 2024 tarihinde gerçekleştirildi.
İsveç’in Davos kasabasında bu yılın başında yapılan Dünya Ekonomi Formu (WEF) etkinliğinde yapılan bir anket, katılımcıların AstraZeneca’nın COVID aşısının kan pıhtılaşması riski nedeniyle zengin ülkeler tarafından reddedilmesine rağmen başta Hindistan ve Brezilya olmak üzere gelişmekte olan ülkelere dağıtılmasını desteklediğini ortaya koymakla kalmayıp, hasta seçimini ve mahremiyetini tehlikeye atacak tıbbi yapay zeka sistemlerinin kullanılmasını da savundular.
Dünya medya şimdiden 2025 yılında yeni “X” bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor ve DSÖ de 2017 yılından bu yana bu yönde uyarılar yayınlıyor zaten.
Hatta öyle ki başta ABD li olmak üzere WEF üyesi ülkelerde daha önceden kamuda görev yapanlar halka açık sosyal medya hesaplarından itiraflarda bulunmaya devam etmekteler. Ancak küreselci şeytanlar tarafından fonlanan üniversiteler ise insan yapımı virüslerin neden olduğu pandemilere ilişkin küreselci tahminlerle ilgili endişeleri reddetmeye devam ederek; “Halk sağlığı müdahalelerinin koordine edilmesinin bir komplo değil, sorumlu bir planlama olduğu” şarkısını vurgulayarak söylemeye devam etmekteler.
Özellikle John Hopkins Üniversitesi’nin iddiasına göre;
Çin’de yapılan son araştırmalar, SARS-CoV-2 ile ilişkili bir pangolin koronavirüsü olan GX_P2V’nin ilk kez 2017 yılında kültüre alınan “hücre kültürüne uyarlanmış bir mutant” olduğunu ortaya koymuş. Virüsün, kendisiyle enfekte olan insanlaştırılmış farelerin %100’ünde ölümcül olduğu ve birincil ölüm nedeninin ensefalit olduğu tespit edilmiş. Bu da virüsün insanlara bulaşma riski taşıdığını göstermekteymiş. Yok artık!! Tabii yalanın neresinden tutacaklarını şaşırmış vaziyetteler artık diyerek inanmıyor ve şüpheyle bakıyoruz. Çünkü bu kuruluş insanlık aleyhine şaibeli simülasyonlar gerçekleştirmiştir.
John Hopkins Üniversitesi için daha önceki makalelerimize bakabilirler ancak kısa bir hatırlatmak yapmakta fayda görmekteyiz;
2017 yılında Johns Hopkins Sağlık Güvenliği Merkezi, bir koronavirüs pandemisi sırasında tıbbi karşı önlemlerin iletilmesindeki zorlukları ele almak için bir simülasyon gerçekleştirmişti.
2019’da Gates Vakfı, son derece bulaşıcı bir koronavirüs salgınını taklit eden bir simülasyon olan Event 201’e ev sahipliği yapmıştı. Ancak bu simülasyonların amacı asla tedavi bulmak olmamıştır. Bir tedavi bulmak ve paylaşmak yerine, odak noktası bilgiyi kontrol etmek ve Küresel Şeytanların işine gelmeyecek sözde “yanlış bilginin” yayılmasını önlemekti. Sosyal medya sansürü, Event 201’in planlanmasında ve 2020’den günümüze gerçek dünya olaylarında önemli bir rol oynamıştır. Oynamaya da gayret etmektedirler.
Gates Vakfı, DSÖ ve John Hopkins şeytani üçlüsünün Planlı Pandemide 2025 planlı hedefine gelelim;
2025 yılını hedef seçen bu şeytani üçlü tarafından finanse ve organize edilen bir başka Felaket Bulaşma Tatbikatı, kurgusal patojen “Şiddetli Epidemik Enterovirüs Solunum Sendromu 2025 “i (SEERS-25) içeren küresel bir meydan okuma tatbikatıydı tıpkı daha öncekiler gibi. (bunu kendilerine meydan okutmama olarak, okumak doğru olacaktır) Tatbikat, SPARS ve Event 201 gibi simülasyonlarla birlikte, COVID pandemisi sırasında meydana gelebilecek olayları öngörmüştü. Enterovirüsler D68, A71, A6 ve poliovirüs bebeklerde, çocuklarda ve ergenlerde soğuk algınlığı ve grip benzeri semptomlara neden olur. Simüle edilen kurgusal plana göre “sözde” virüs D68’e benzeyecek, ancak daha ciddi etkileri olması üzerineydi. .
Tatbikat, 2021 yılından COVID salgını sırasında Afrika ülkeleri plandan saptığı için Afrikalı liderleri önceden belirlenmiş bir plana uymaları konusunda eğitmeye odaklanmıştı. Afrika nüfusunun sadece %6’sına COVID aşısı yapıldığı için aşı üreticileri bir zorlukla karşı karşıya kalacaklardı. SEERS-25 planlı pandemi kurgusuna göre dünya çapında 15 milyonu çocuk olmak üzere 20 milyon kişinin ölümüne yol açacağı ve hayatta kalanların muhtemelen felç veya beyin hasarına maruz kalacağı ve 2015 den bir sonraki pandemi çocukları yaşlılardan daha fazla etkileyebileceği öngörülmüştü.
Peki yeni virüs ne olabilir?
Bebeklerde ölüm oranı %75 olan ölümcül Nipah virüsü insan deneylerine girmiştir artık. Oxford Üniversitesi ise, Nipah’ın şu anda insanlar arasında yayıldığı açıklanmayan bir bölgesi olan Hindistan’da denemeyi yürüttüğü tahmin ediliyor. Bu virüste belirtiler, maruziyetten birkaç gün ila 45 gün sonra ortaya çıkabilir ve erken belirtiler arasında ateş, baş ağrısı ve solunum yolu hastalığı yer alır. Bu virüsün silah olarak kullanılabileceğini düşünüyor biyolojik ve kimyasal silah uzmanları.
Peki aşı geliştirildi mi?
İngiltere’nin Wiltshire kentinde 200’den fazla bilim insanından oluşan bir ekip tarafından “Hastalık X “e karşı bir aşı geliştiriliyor ve İngiltere hükümeti küresel sağlık tehditleriyle mücadele etmek üzere bir laboratuvar oluşturmak için 65 milyon sterlin yatırım yapıyor.
İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı bu gelişmiş tesisin gelecekteki potansiyel pandemi tehditlere hazırlık açısından önemini vurgulamıştı. ABD’de ise pandemi potansiyeli olan viral tehditler için tıbbi karşı önlemler geliştirmeye odaklanan bir BARDA programı kurmak üzere 2023 Hastalık X Yasası’nı çıkarmıştı.
Peki bu yasalar nedir?
Yasa, pandemiye yol açma olasılığı yüksek olan virüs ailelerine yönelik tıbbi karşı önlemlerin ileri düzeyde üretimi için platform üretim teknolojilerinin geliştirilmesi ve tanımlanması amacıyla Halk Sağlığı Hizmet Yasasına iki yeni madde ekliyor. Bunlardan biride zorbalıkla tedavi ve aşılama üzerine…
Küresel Şeytanlar, dünyanın kontrolünü Büyük Sıfırlama ile ele geçirme aracı olarak biyogüvenlik silahını seçtiği artık aşıkardır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Uluslararası Pandemi Stratejisi aracılığıyla pandemi müdahalesi üzerinde dünya genelinde münhasır yetki elde etmek için çalışıyor.
Küresel Şeytanlar biyogüvenlik silahı ile;
G20 tarafından onaylanan ve sosyal kredi puanı, karbon ayak izi izleyicisi, tıbbi kayıtlar, eğitim kayıtları, iş geçmişi, sosyal medya varlığı, satın alma geçmişi, banka hesapları ve programlanabilir bir merkez bankası dijital para birimi (CBDC) dahil olmak üzere kişinin hayatının çeşitli yönlerini birbirine bağlayan dijital bir kimlik işlevi görecek uluslararası bir aşı pasaportunun geliştirilmesini yönlendiriyor.
Küresel Şeytanların ve onların işbirlikçisi olan bir çok devletin hükümetleri ve yönetici grubu bireyin hayatının her yönü üzerinde mutlak kontrole sahip olduğu dijital bir hapishaneye çevirecektir dünyayı. Hatta bunun örnek çalışmalarını gözlenmekteyiz
Mevcut durum, Küresel Şeytanların sözde sivil toplum kuruluşları ve şirketleri tarafından yönetilen ve kendi mali kazançlarını kamu sağlığından üstün tutan sözde bir tek dünya hükümetidir. Bu kapsamda uluslararası bir aşı pasaportu uygulamaya yönelik G20 deklarasyonu ve DSÖ’nün pandemi anlaşması, gelecekteki pandemileri kontrol altına almak ve küresel bir hükümet kurmak için zemin hazırlamaktadır.
2021 yılında uygulamaya geçilen planlı pandemi COVID-19, güç dağılımını manipüle etmek ve küresel nüfusu zenginlik ve kişisel özgürlüklerden mahrum bırakmak için bir pandemi kullanmanın etkinliğini gösteren gerçek bir dünya testi işlevi görmüştü.
- Peki 2021 de bizi kandıran Küresel Şeytanlara ve onların dünyanın dört bir yanına yayılmış işbirlikçilerine 2025 ve sonrası için pabuç bırakmak mı isterdiniz?
- 2024 Ocak ayının ortasında Küresel Şeytani Çete WEF’nin Davos’ta gerçekleştirdiği 54. toplantısından korku ve kaos kararı çıkmış olabilir mi?
***
Küresel Şeytanların insanları köleleştirme gizli planlarına rağmen yerde ve gökte hiçbir şey gizli değildir. Ancak insanlar, uyanık olduğu ve mücadele etmek için kollektif olarak bir araya geldiği ve çalıştığı müddetçe Adem’in nesline düşman olan Şeytanın ve Küresel İşbirlikçi yavru şeytanlarının planları zayıftır ve kolaylıkla da bertaraf edilebilir. Çünkü Allah’ın çalıştığımızın karşılığını vereceği yönünde kesin vaadi vardır.
Merak ettiğiniz, okuduğunuz ve bir küresel planlarının daha ifşasını fark ettiğiniz için teşekkürler…
Guweste.Com
“Get up and wake up! Stop the evil!” (Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de.!)