Büyük Sıfırlama İçin Hazırlık: Kısırlık
09 Haz 2024
- Paylaş:
Büyük Sıfırlama İçin Hazırlık: Kısırlık
Kısırlık, gebelik kaybı, düşük riski ve erken gebelik döneminde kanama olaylarında bir artış gözlemlenmiştir. Bu durum, küresel doğurganlık oranlarını yaklaşık olarak %60 düşürmüştür.
Afrika’da kısırlık, toplumlar için ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Kadın kısırlığının başlıca nedenlerinden biri, hamilelik sırasında plasenta tarafından üretilen ve insan koryonik gonadotropini (HCG) olarak bilinen bir hormonla ilişkili otoimmün bir hastalıktır. Anti-HCG antikorları, gebeliği desteklemek amacıyla yumurtalıkların progesteron üretimine yardımcı olabilir. Ancak, bir kadında anti-HCG antikorlarının yüksek düzeyleri tespit edilirse, bu durum kısırlığa sebep olabilir.
1970’lerin başında, aşı geliştiricileri, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) isteği üzerine, nüfus artışını kontrol altına almayı hedefleyen bir antifertilite aşısı geliştirmek için çalışmalarına başladılar. (Antifertilite, yani kısırlık; bir yıl süresince gebelik oluşmaması durumunu ifade eder ve hem kadınlar hem de erkeklerde meydana gelebilir) Bu aşının araştırma ve geliştirme çalışmaları 1972’den 1992’ye kadar, yirmi yıl boyunca destek gördü.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), neonatal tetanos enfeksiyonlarını önlemek amacıyla yeni doğan bebeklere yönelik aşılama kampanyalarını başlattı. DSÖ’nün bu kampanyaları hamilelik dönemi dışında da yürütme kararı, diğer ülkelerdeki tetanos aşılama programları kapsamında yürütülen doğurganlık faaliyetlerini de kontrol altına almak için gerekli bilgi ve veriye sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu strateji, özellikle COVID-19 sürecinde düşen aşılama oranlarını artırmak ve çocukları da aşılamak içinde kullanılmıştı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırma ve geliştirme programları, gebelikten korunma amacıyla beta HCG ve tetanoz toksoidi kimyasal bileşenlerini içeren bir formülasyonu etkili bir yöntem olarak tanımlıyor. Bu formülasyonun başarılı olması için altı ayda bir tekrarlanan beş dozdan oluşan bir uygulama programı öneriliyor. Fakat, bu tür bir kısırlık önleyici aşı programının Kenya’daki yenidoğan tetanos aşılama kampanyasına benzer bir şekilde dünya genelinde yaygınlaştırılması planlarına dair endişeler mevcut. Ayrıca, Gates Vakfı’nın Afrika’daki aşı programları sonrasında, genç kızların kısırlık sorunu yaşadığına dair gerçeklerde dikkate alınmalıdır.
Günümüzde, HPV aşısı ve diğer yeni aşılarla ilişkili potansiyel riskler mevcutken, bazı belediyelerin aşı kampanyalarını öncülük etmesi bazı soru işaretlerine yol açmaktadır. HPV aşılarının içerdiği spike proteinin patolojik bir protein olarak vücuda zarar verebileceği ve gençlerde kısırlığa yol açabileceği endişeleri bulunmaktadır. Üstelik, üreticilerin bu proteinin bireyin hormonlarına bağlanarak hamileliği engelleyebileceği veya plasentanın düzgün çalışmasını bozabileceği şeklinde antikorlar üretebileceği endişelerine de neden olmaktadır.
Küresel doğurganlık oranları, tarihsel olarak düşük seviyelerde seyretmekte ve kısırlık, ciddi bir endişe kaynağı olarak kalmaktadır. İlaç endüstrisi, kar amacı güderek ve nüfus kontrolü yaparak insan sağlığına zarar verdiği iddialarıyla eleştirilmeye devam edilmektedir.
İşin içinde dünya nüfusunu azaltma amacıyla kurulan Dünya Sağlık Örgütü var ise dikkatli olmak ve sorgulamak önemlidir.
Küresel Elitlerin hedefleri arasında Büyük Sıfırlamayı gerçekleştirmek için dünya nüfusunu kontrol altına almak ve 500 bine indirmek önemlidir. Bunu yürütecek olan Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kuruluş amacı ve hedefleri hakkında zaman zaman ifşalar gündeme gelmektedir.
DSÖ’nün asıl amacı, dünya genelinde sağlık standartlarını yükseltmek ve herkes için daha iyi sağlık koşulları oluşturmak değildir. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ise, DSÖ’nün hedefleri arasında anne ölümlerini azaltmak değil aksine kısırlaştırıp, yeni doğacak çocukların sayısını azaltmaktır. Bunun içinde bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek yerine yeni nesil “Hastalık X” leri hayata geçirmeye çalışmaktadır.
Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir, aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan “Büyük Sıfırlama” gibi hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır.
Guwuste.com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!