Kalk Ve Uyar! Kötülüğe Dur De!

Hero Image

Beş Göz İttifakı: “Five Eyes Alliance”

  • 21 Haz 2024

  • Paylaş:
Blog Detail Header

Beş Göz İttifakı: “Five Eyes Alliance”

 

Biyometrik veri toplama, gözetim ve gizlilik konusunda kapsamlı bir inceleme…

 

Son zamanlarda, çeşitli ülkeler arasında biyometrik veri alışverişinde önemli bir yükseliş gözlemlendi. Bu gelişme derin endişelere yol açmıştır.

 

Bu makale, Beş Göz İttifakı’nın biyometrik veri toplama çalışmalarını ve bu çalışmaların gözetim ile mahremiyet üzerindeki etkilerini ayrıntılı olarak incelemektedir. İttifak’ın biyometrik veri toplama çabalarının kapsamı ve bu çabaların bireysel mahremiyet haklarına olan etkileri ele alınacaktır. Ek olarak, Avrupa’daki tren istasyonlarında Amazon tarafından gerçekleştirilen yapay zeka destekli duygu tanıma denemeleri de değerlendirilecektir.

 

Beş Göz İttifakı ve Biyometrik Veri Toplama

 

Beş Göz İttifakı, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Birleşik Krallık tarafından istihbarat paylaşımını amaçlayarak kurulmuş bir ittifaktır. Yakın zamanlarda, bu ittifakın biyometrik veri toplama ve paylaşım faaliyetleri dikkate değer bir şekilde genişlemiştir. Anglosakson dünyanın istihbarat iş birliği olarak bilinen bu mekanizma, teknik istihbarat alanında üye ülkeler arasında sıkı bir iş birliği sağlamaktadır. Beş Göz, sözde küresel güvenlik ortamında önemli bir rol oynayarak, sağlık, biyolojik tehditler ve gıda güvenliği gibi konularda istihbarat zemininde iş birliğini artırmıştır.

 

Beş Göz İttifakı’nın biyometrik veri toplama faaliyetleri son üç yılda katlanarak arttı. Demografik bilgilerden kişisel detaylara kadar geniş bir yelpazede veri toplayan İttifak, “Migration 5” programı aracılığıyla bu işlemi gerçekleştiriyor. Programın amacı, üye ülkeler arası sınır geçişlerini takip etmek. Ancak, bu süreçte yasal yollarla seyahat eden kişilerin de izlenmesine neden oluyor ve bu durum endişeleri beraberinde getiriyor.

 

Biyometrik Veri Toplama Süreci

 

Biyometrik veri toplama, parmak izi taramalarından yüz tanıma teknolojilerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bir süreçtir. Bu veriler, sınır geçişleri, vize başvuruları ve diğer göçmenlik prosedürleri gibi alanlarda rutin olarak toplanmaktadır. Beş Göz İttifakı, bu verilerin paylaşımını, sınır ötesi suçlarla mücadelede ve ulusal güvenliğin pekiştirilmesinde kritik bir araç olarak görmektedir. Ancak, bu sürecin bireylerin mahremiyet hakları üzerinde yarattığı etki, önemli endişelere yol açmaktadır. Bu durum, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte daha da karmaşık bir hal almakta ve bireylerin korunması ile devletlerin güvenlik ihtiyaçları arasında hassas bir denge kurulmasını gerektirmektedir.

 

Gözetim ve Gizlilik Endişeleri

 

Biyometrik veri toplama süreçleri, bireysel mahremiyet haklarına dair endişeleri artırmaktadır. Bu verilerin toplanması ve paylaşılması, kişisel bilgilerin istismar edilmesi riskini artırabilir. Gözetim uygulamaları, insanların seyahat özgürlüklerine kısıtlamalar getirebilir ve özellikle yasal yollardan seyahat eden bireyler için uluslararası seyahatlerde ciddi engeller yaratabilir.

 

Duygu Tanıma Denemeleri

 

Amazon’un geliştirdiği yapay zeka teknolojisi, Batı ülkelerindeki tren istasyonlarında duygu tanıma sistemleri olarak kullanılıyor. Bu sistemler, yolcuların yüz ifadelerini analiz ederek duygusal durumlarını tespit etmeye ve yaş ile cinsiyet gibi demografik bilgileri belirlemeye çalışıyor. Ancak, bu teknolojinin güvenilirliği ve doğruluğu konusunda ciddi endişeler bulunuyor. Bazı yapay zeka uzmanları, teknolojinin güvenilmez olduğunu ve kullanımının yasaklanması gerektiğini savunuyor.

 

Gizlilik ve Etik Sorunlar

 

Duygu tanıma teknolojileri, gizlilik haklarına saygı gösterenlerin sert eleştirilerine konu olmuştur. Bu teknolojilerin, yolcuların onayı olmaksızın kullanılması toplumsal bir mesele haline gelmiştir. Mahremiyet savunucuları, bu tür izleme metotlarının kişisel ihlallere yol açtığını ve bu teknolojilerin etik ve yasal çerçevelerinin titizlikle ele alınması gerektiğini vurgulamışlardır.

 

Microsoft, kişisel verilerin kötüye kullanılma riskine karşı, duyguları algılayabilen yüz tanıma teknolojisini kullanımdan kaldırma kararı aldı. Şirket, bu kararın teknolojinin insan hakları üzerindeki potansiyel etkilerini dikkate alarak verildiğini açıklasa da aslında artan baskılara boyun eğmiş gibi görünüyor. Duygu tanıma sistemlerinin bilimsel olmayan temellere dayandığı ve bu nedenle güvenilir olmadığı yönünde bilimsel eleştiriler de bulunmaktadır.

 

Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, insanlık aleyhine faaliyetler yürütenlerin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir, aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır. 

 

Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!

 

Bu makaleyi kullanmak isteyenler kaynak göstermek şartıyla izin almadan kullanabilirler…

Makale Yazarı

Article Author

GUWUSTE

Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Paylaş:
Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.