Ekonomik Kaos: Yüksek Faizler, Türkiye ve BRICS
20 Haz 2024
- Paylaş:
Ekonomik Kaos: Yüksek Faizler, Türkiye ve BRICS
Ekonomik belirsizlik ve yüksek faiz oranları ile BRICS’in Türkiye ve dünya için anlamı nedir?
12 Haziran’da, ABD Merkez Bankası (FED) faiz oranlarını %5,25 ile %5,50 arasında sabit tutacağını duyurdu. Bu durum, faiz oranlarının ardışık yedinci defa bu seviyede kalması ve aynı zamanda son çeyrek yüzyılın en yüksek seviyesinde sabitlenmesi anlamına geliyor. Bu karar, küresel ekonomik dengeler ve yerel para politikaları üzerinde derin etkiler yaratan bir dizi kaygı verici gelişmeyi de beraberinde getirmiş oldu.
FED Kararları ve Ekonomik Belirsizlik
FED Başkanı, alınan kararların oy birliği ile gerçekleştiğini ve hedeflenen enflasyon oranının %2 olduğunu belirtti. ABD’de Nisan ve Mayıs aylarında sırasıyla %3,4 ve %3,3 enflasyon oranları kaydedildi. Ancak, bu oranlar FED için yeterli bulunmadı ve ekonomik görünümün hala belirsiz olduğu vurgulandı. Güçlü ekonomik aktivitelere rağmen, işsizlik verileri tam olarak tatmin edici değildi. Bu nedenle, FED faiz oranlarını sabit tutarak ekonomiyi izlemeye devam edeceğini ve istikrarlı bir iyileşme saptandığında faiz indirimlerine geçileceğini açıkladı. FED’in kararları, küresel piyasalarda önemli belirsizlik ve endişe yarattı. Yüksek faiz oranları, yatırımcıların risk alma isteğini azaltıyor ve ekonomik büyümeyi yavaşlatıyor. Ayrıca, borçlanma maliyetlerini artırarak tüketici harcamalarını ve işletme yatırımlarını olumsuz etkiliyor. Bu durum, küresel ekonomik büyümeye baskı uyguluyor ve finansal piyasalarda dalgalanmalara yol açıyor.
Türkiye’deki Para Politikası Kurulu (PPK) ve Faiz Oranları
Geçtiğimiz ay Türkiye’de Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini %50 olarak sabit bıraktı. Bu ayın toplantısı 27 Haziran’da gerçekleşecek. Önceki toplantıda, enflasyonun temel eğiliminde hafif bir düşüş olduğu ifade edilmişti. Fakat, enflasyon beklentileri ile tahminler arasındaki fark hala kapanmamış durumda. PPK, bu fark kapanmadığı sürece sıkılaştırma politikasına devam edeceğini ve gerektiğinde faiz oranlarını yükselterek piyasadan likiditeyi çekeceğini açıkladı. Ayrıca, yüksek faiz oranları nedeniyle kredi talebinde bir yavaşlama olduğu ve bu seviyelerde kredi talebinin olmayacağı belirtildi.
PPK’nın aldığı kararlar, Türkiye ekonomisini önemli ölçüde etkilemektedir. Yüksek faiz oranları, tüketici harcamalarını ve işletme yatırımlarını olumsuz yönde etkileyerek ekonomik büyümeyi yavaşlatıyor. Ayrıca, yüksek faiz oranları borçlanma maliyetlerini artırarak finansal istikrarı riske atıyor. Bu durum, Türkiye ekonomisinin kırılganlığını artırıyor ve ekonomik belirsizlikleri daha da derinleştiriyor.
FED ve PPK Senkronizasyonu
PPK’nın, FED’in açıklamalarına paralel olarak pozisyonunu yenilediği veya revize ettiği anlaşılıyor. FED’in bilançosu, küresel finansal krizden bu yana 825-850 milyar dolardan 8,5-9 trilyon dolara yükseldi. Aynı şekilde, Avrupa Merkez Bankası’nın bilançosundaki varlıklar da 800 milyar avrodan 7,5-8 trilyon avroya çıktı. Bu büyük miktarda para basımı gerçekleşti. Türkiye’nin bu oranlarla uyum sağlaması, miktarın nasıl senkronize edileceği konusunda iki farklı yaklaşım öneriyor: iç piyasayı bozma pahasına Türk Lirası’nın değerini düşürmek ve dövize değer kazandırmak ya da para basımını sınırlamak.
FED ve PPK’nın uyumu, küresel ekonomik dengeler üzerinde önemli etkiler yaratıyor. FED’in bilançosundaki büyük artış, küresel likiditeyi artırıyor ve finansal piyasalarda dalgalanmalara sebep oluyor. Türkiye’nin bu oranlarla uyum sağlaması, ekonomik istikrarı riske atıyor ve finansal kırılganlıkları artırıyor. Bu durum, Türkiye ekonomisinin küresel ekonomik dalgalanmalara karşı daha savunmasız olmasına neden oluyor.
BRICS ve Yeni Rezerv Para Birimi
Rusya’nın BRICS başkanlığını üstlenmesiyle, ortak para birimi, yeni bir rezerv para birimi ve dijital paranın borsalarda ölçüm aracı olarak kullanılması gibi konular gündemde yer almaya başladı. Bu durumlar, FED için önemli gelişmeler arasında bulunuyor. Dolar ve euro senkronize olmuşken, BRICS ile ilgili anlaşmalar zor görünüyor. Bu anlaşmazlık, dünya ticaret savaşlarına ve çatışmalara sebep olabilir.
BRICS’in rezerv para birimi girişimleri, küresel ekonomik dengeleri etkiliyor. Dolar ve euro’nun baskın konumuna alternatif oluşturma çabaları, küresel finans sistemini büyük ölçüde değiştirebilir. Bu, küresel ticaret savaşlarını ve ekonomik çatışmaları körükleyebilir. BRICS’in adımları, küresel ekonomik istikrarı riske atıyor ve finans piyasalarında belirsizlik yaratıyor.
Sonuç ve Öneriler
Mevcut politikaları göz önünde bulundurduğumuzda, döviz çekmek için döviz kurlarındaki yükselişleri göze almak ve bu dövizlerin faizlerini ödemek zorunda kalacağız. Yerli para birimini kullanmamız durumunda da bu artan faiz yüküyle karşı karşıya kalacağız.
- Bu ek maliyetlere katlanmanın sebebi nedir?
Borç temelli para sistemini açıkça anlamamız şarttır. Bu sistemi kavramadan, karşımıza çıkan fırsatları değerlendiremeyiz. Batı ile tam entegrasyon veya Doğu’ya yönelip orada entegrasyon sağlamak arasında bir tercih yapmalıyız. Ancak, bu fırsatları değerlendirebilmek için borç temelli para sistemini anlamalı ve avantajlarımızı nasıl kullanacağımızı bilmeliyiz. Aksi halde, sadece FED ve PPK’nın açıklamalarını yorumlamakla sınırlı kalacağız. Somut adımlar atarak kendi gerçekçi çözümlerimizi ortaya koymalıyız.
Prof. Dr. Mete GÜNDOĞAN
Guwuste com
Kalk ve uyar! Kötülüğe de dur de!
Ziyaretcilerimiz bu makaleyi kaynak göstermek şartıyla izin almadan kullanabilirler…